Camımdan gelen ses ile irkilmiştim. Yattığım yerden doğrulduğumda açık olan camımdan bir anda birinin girmesi ile az daha çığlığı basacaktım ki giren kişinin Doruk olduğunu gördüm.
"sen, senin ne işin var burada"
"hemen camın altındaki merdiven olması davete zorluyordu"
Şaşkınlıkla dediklerine bakıyordum. Ne diyordu bu manyak.
"bu yaptığın suç farkında mısın"
"sende o merdiveni oraya koymasaydın"
"hem suçlu hem güçlüsün yani. Huyun galiba bu"
Doruk ellerini havaya kaldırıp teslim olur gibi durdu.
"buraya seninle kavga etmeye gelmedim Asiye. Seninle konuşmaya geldim. İzin ver kendimi anlatayım sana"
Kollarımı göğüsümde bağlamış ona düz düz bakıyordum.
"istemiyorum. O yüzden lütfen nasıl girdiysen öyle çık odamdan"
Arkamı dönüp yatağıma ilerledim ve oturacağım sırada arkama baktım. Doruğun hala orada olduğunu gördüm. Hiç kımıldamamıştı bile.
Aksine gözleri ile odamı talan ediyordu. Duvarıma astığım resimlerimin olduğu tarafa adımladı."ya sen hala neden duruyorsun gitsene"
"bunlar sen misin. Eskiden saçların kıvırcık değil miydi. Oysa ben doğduğun gibi böyle kıvırbaşsın sanıyordum"
Eline aldığı çocukluk resmimi elinden almaya çalışıyordum. O da ben uzanamayım diye habire havaya kaldırıyordu.
"ya versene şunu. Doruk kime diyorum ya ver"
Doruk havada tuttuğu resmime kahkahalarla gülüyordu. Onun bu haline ise aşırı derecede uyuz olmuştum. Odama gelmiş benden izinsiz bir de resimlerime bakıyordu.
Yerdeki makyaj masamın taburesine bastım ve Doruğun da omuzuna elimi koyarak onun boyuna yetişmiş hatta ondan bi tık daha uzun olmuştum. Elindeki resmi almıştım ve zafer gülümsesin kondurdum dudaklarıma. Resmi almıştım almasına da, Doruk ile olan yalnızlığımızı fark etmem saniyelerimi aldı. O kadar yakındık ki burunlarımız birbirine değiyordu.
O kadar yakındı ki, gözlerinin renginin her tonunu görüyordum."değişen tek şey saçların. Güzelliğin hiç değişmemiş."
Doruğun nefesi yüzüme çarpınca kendime gelmiş hemen uzaklaşmak istedim ama müsaade etmedi. Belimden tutup sıkıca kavradı.
Makyaj masamın üzerinde duran kıstırmalı tokamı aldı ve birden saçlarımı iki yandan arkamdan topladı ve toka ile tutturdu."böyle daha güzel. Yüzünün güzelliği ortaya çıkıyor"
Nutkum tutulmuştu. Resmen üzerine oynuyordu.
"yapma"
"neyi"
Doruk hala yumuşak ses tonu ile konuşuyordu.
"beni zayıf yerimden vurmayı"
"senin zayıf yönün mü var"
Doruğun bilmiyormuş gibi yapması sinirlerimi bozmuştu.
"bilmiyormuş gibi yapma Doruk. Hiç sevilmemişliğim, ne annem ne de babaö tarafından sevilmemiş olmam, beni hatalara sürükleyen şey sende biliyorsun. Yoksa nasıl beni hiç sevmeyen adama inamış olurdum"
Doruğun az önceki gülen suratı anında düştü. Çenesi kasıldı ve gözlerini kısarak bakmaya başladı.
"sevgiye aç yüreğimi yoksa nasıl kandırabilirdiniz ki."
"ben seni kandırmadım. Ben seni gerçekten çok sevdim. O şerefsiz Batuhanın uyardım. Yapma dedim ama dinlemdi. Ulan seni ilk ben gördüm. Yüreğime öyle bir girdin ki. Ama dengesizler girecek iddia kalmamış gibi seni seçtiler."
Doruğun az önceki laubali hallerinin aksine yine ciddi hallere girdi.
"dinlemediler beni Asiye. Yapma dedim dinlemediler. Kaç yıllık arkdaşlığımızı bozdum ama yine dinlemediler. Sonra sen ona gittin"
Son söylediğini öyle kısık söylemişti ki. Neredeyse duymayacaktım.
"sen mutlu ol diye gömdüm ben seni yüreğimin ta derinlerine. Sustum. Sen mutlu ol diye o herifin asla düşünmeyeceği şeyleri, o yapmış gibi ben yaptım. Çiçek istedim sana çiçek aldım. Hediye istedin hediyelere boğdum sen o yapıyor sanarken. Sessizce izledim sizi hep. Sen onun yaptığını düşünürken mutluydun ya. Gülüyordun ya. O bana yetiyordu Asiye"
Doruğun bakışları gözlerimden başka yere kayınca ben de o tarafa baktım.
"ulan şu fotoğrafın arka planında bile ben varım. Ama sen hiç görmedin. Çünkü hiç deşmedin. Çünkü hiç gizli olan tarafları merak edip bakmadın. Baksaysın beni hep görürdün. Görseydin bilirdin ben hep senin hayatındaydım"
Doruğun dediği resime baktığımda anlamaya çalıştım. Onun yanında gidip çerçeveyi elime aldım. Çerçeveyi söküp resmi çıkardığında bir tarafının katlı olduğunu gördüm. Katlı yerini açtığımda gördüğüm şey ile şaşkınlıkla kaldım. Doruk vardı resmin köşesinde. Kapşpnluydı ama belli oluyordu onun olduğu. Nasıl ama. Batuhan bana bunı direk böyle hediye etmişti. Demek bu yüzdendi. Kafamı kaldırıp Doruğu bakmak istedim ama yoktu. Gitmiş miydi. Hızla pencereye koştum ve baktığımda kapşonunu takıp elleri cebinde yavaşca yürüyordu. Tıpkı resimde olduğu gibi görünüyordu. O gözden kaybolana kadar izledim. Sonra da yatağıma yattım.
Bu aralar çok fazla şey öğrenmiştim. Hepsi yüreğime ağır geliyordu. Kalbim acısa da artık bir karar vermeliydim. Ya herkese rest çekecektim ya da kalbimin sesini dinlemem gerekiyordu. Ama garip olan şuydu ki kalbim ne istiyordu bilmiyordum.
Doruk
Bursadan döneli iki gün olmuştu ama hala Asiye yoktu. İç sesim bana git al onu zorla getir dese de bunu kendime yakıştıramıyordum ve Asiye bunu asla hak etmiyordu.
Motorla okula girerken motoru durdurup indim ve sessiz adımlarla ilerlerken duyduğum tanıdık ses ile durdum.Artık galiba özlemden onun sesini duyar olmuştum. Etrafa baktığımda az ileride arkdaşı ile ilerleyen Asiyeye gördüm. Hayır hayır rüya değildi değil mi. Tekrar baktığımda sahiden oydu. Hatta bu sefer göz göze gelmiştik.
Asiye bana bakarak tebessüm etmişti. Sonra birden kalbimi delirten bir şey oldu. Asiye o gün ona aldığım tokayı çıkardı çantasından ve gözlerime bakarak benim taktığım gibi taktı ve gülerek yürümeye devam etti.
Neydi bu şimdi.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Sakin ol Doruk şimdi şuraya bayılacaksın kendine gel.
Daha fazla beklemeden bende hızla peşinden koştum. İçeri giridğimden yanlarına yetiştiğimde bana gülerek karşılık verdi."hoşgeldin"
"hoş buldum"
"yakışmış, toka yani"
"teşekkür ederim. Birisi bana yakıştığını söyledi de. Ona şans vermeye karar verdim"
Asiye bana göz kırparak arkadaşının koluna girip hızla yürümeye başladı. Beni de arkasında bir aptal gibi bıraktı. Sırıtışım büyürken çöldeki mecnuna dönmüştüm sanırım.
Hey hey neler oluyor amanın. Bayılıyorum bunlaraaaaa.
Aşık yaw bunlarKeyifli okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun Bozan
Teen Fiction"hala bana aşık olduğunun farkındayım Asiye" "kim ben mi, nereden çıkarıyorsun bunu, sana bu özgüveni kim veriyor Batuhan" "gözlerin güzelim. Gözlerin hala bana eskisi bakıyor" Batuhan tüm kampüsün ortasında bana böyle davranması canımı yakıyordu. O...