Zamanı tarif edemiyorum nedense.
Ne elinde tutabiliyorsun nede hızlandırabiliyorsun.Ah çiçekleri, kuşları, böcekleri, insanları ve insanların yüreklerini ısıtan güneş... Benimde buz tutmuş kalbimi ısıtırmısın. O buzları eritirmisin?
Ve yeni bir gün daha başlıyordu nelerin bizi beklediğini bilmeden...
İçimdeki kavgadan yorgun çıkmış şekilde, sadece çaresizliğimin demini yaşarken Rabbıme sığınıyorum.
Kapı ziliyle düşüncelerimden sıyrıldım.
"Günaydın Fatma abla, kahvaltı hazırladı abim seni bekliyor. Gidelim mi?"
"Ama Zeliha,"
"Abla lütfen gidelim."
Ne içten bir arzuydu bu. Nasıl kırabilirdim ki...
Ahyed le kaç gündür konuşamamıştık. Düğünü, oturacağımız evi konuşmayı hayal ederken neleri konuşuyoruz.
"Tamam canım gidelim."
Ve karşı daireye geçiyorum. Hayatım bu dairede sıkışıp kalmış gibi... Ne zor bir ikilimdeyim... Çaresizliği damarlarıma kadar hşssetmiştim. Ama çaresizlerin çaresi Allah vardı.
"Günaydın Fatma, hoşgeldin."
"Günaydın. Hoş bulduk."
Hasret kaldığım sesi, bakışı karşımdaydı ama sanki mutluluğumu elimden almıştı annem...
Kahvaltı sofrasına geçerken Ahyed çayları getirmek için mutfağa giderken Zeliha Ahyed in süprizinden bahsediyordu.
"Fatma abla Ahyed abimin sana çok güzel bir süprizi var."
"Süpriz derken..."
"Zelihaaa."
"Birşey demedim abi ya. Sadece..."
"Zelihaaaa dedim".
"Tamam abi tamam. Sürprizi sen söylersin artık."
"Ne olduğunu söylemeyecekmisiniz?"
"Süpriz dedik ya. Söylesek Süpriz olmazdı değil mi?"
"Ama...."
"İstersen kahvaltını yapta sürprizi görmek için zaman kaybetme."
Anlaşılan ağızlarından laf almak mümkün olmayacaktı. Kahvaltıdan sonra sofrayı toplayıp eve geçtim hazırlanmak için. Ahyed ve Zeliha da hazırlanıp çıkıcaktık.
Hazırlanıp Ahyed in sürprizini öğrenmek için daha çok hızlanır ,bitirip dışarıda beklerken Ahyed ve Zeliha geliyorlardı.
"Gidelim mi?"
"Olur."
Çok şey söylemek gelsede içimden, Ahyed ve Zeliha dan laf alamayacağımı anlamıştım.
Ve güzel bir semtte arabayı süren Ahyed, heyecanımı hissediyornuş gibi daha çok heyecanlanmıştı.
Yüreğindekileri saklamakta zorluk çekiyordu Ahyed.
Ve araba geniş bahçesi olan, yüreğe ferahlık katan, huzurun temsilcisi gibi duran evin önünde duruyordu.
Ne muazzam bir evdi bu Allah ım. Bu ne güzel bir ev... Kimin eviydi bu Ahyed neden getirmişti ki beni.
"Fatma bu ev babamın emeğiyle elde ettiği, annemle huzurla vakit geçirdiği ve en önemlisi ailecek yaşadığımız mutlu günlerin şahidi."
"Çok güzel..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPLERDEKİ TOHUM
Literatura FemininaYüreği islamla güzelleşen genç ve güzel kızın ağır imtihanı ve hayatın büyük süprizleri.