Sabah alarmın sesiyle zar zor uyandım, saat 07:30 olmuştu ve okula gitmek için hazırlanmam gerekiyordu. Biraz telefona baktım, ardından kalktım. lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra da mutfağa geçtim. Annem evde yoktu, aradığımda da açmadı. Kendi kendime ''markete gitmiştir'' diyerek geçiştirip hazırlanmaya devam ettim, saat 08:00 gibi de evdem çıktım.
Okul herzamanki gibi sıkıcı geçti, cidden o iki yüzlü ve sahte insanlarla aynı okulda olmak nasıl birşey bilemezsiniz.. Doğru düzgün bitane bile arkadaşım yok ve sadece uyumak için geliyorum. nerdeyse tüm dersler boyunca ya uyudum yada Yiğit ile yazıştım.
Yiğit.. O hayatımdaki tek güzel şeydi, istanbulda yaşıyordu ve sadece yazları antalyaya geliyordu bundan dolayı pek görüşme şansımız olmuyordu. Evet bir uzak mesafe ilişkisi.çok yavaş geçen 6 saatin ardından eve geldim. Evde bir sürü koli vardı, etrafa bakınca annemin eşyaları topladığını farkettim çoğu eşya gitmişti, hemen yanına gittim;
''anne, ne oluyor? Eşyalarımızı neden topladın? Ev niye boş?'' diye bir sürü soru sordum.
Annem de ''hoşgeldin Carla, gel otur konuşmamız gerekiyor'' diyerek koltuğa oturdu ve konuşmaya devam etti; ''ev sahibi evi satmak istiyor, evi satın alacak olan kişi de kendisi yaşayacakmış evde ve maalesef burdan taşınmamız gerekiyor, bu yüzden sedef teyzenin yanına, istanbula gideceğiz oralarda bir ev buluruz daha da iyi fiyatlar da baya uygun.'' dedi. Sedef teyze annemin yakın arkadaşıydı. kızı vardı, Azra, çocukluk arkadaşımdı. biz çok küçükken komşuyduk ama sonra onlar istanbula taşındı. Bizde Azra ile çoğu zaman internetten konuşuyoruz.
Neyse o konuya gelirsek, çok da şaşırmadım aslında, çünkü ev sahibi zaten pek iyi biri değildi böyle olucağı da belliydi, hem yiğit de orada olacaktı tüm yıl birlikte olucaz diye sevindim. Burada zaten pek arkadaşım yoktu, olsada samimi değildik, ama yinede yeni bir şehire de alışmak ve arkadaş bulmak benim için biraz zor olucaktı.
Sonraki gün 14.30 gibi uyanmıştım, ondan önceki gece pek uyuyamadım yiğit aramıştı sabaha kadar onunla konuştuk. Odamdan çıktıktan sonra etrafa bakındım evde sadece koltuklar ve yemek masası kalmıştı, her yer kolilerle doluydu. Annem '' uyanmışsın. çoğu şeyi topladım, akşam yola çıkacağız.'' dediğinde kafamı onaylarmışcasına salladım. O an yeni uyandığım için beynim uyuşuktu kafam çalışmıyor genelde yeni uyanınca.
ve annem.. Açıkcası annemle pek sağlıklı bir anne-kız ilişkimiz yoktu, çoğu şeye izin veriyor ama sürekli tartışıyoruz, zaten çoğu zaman işinden dolayı şehir dışına çıkıyor. Babama da gelirsek, ayrılar, yani babamla da pek görüşmüyorum. arada arıyor beni sadece başka biriyle evli olduğunu biliyorum ama kadını çok görmedim.
Mutfağa gidip bir elma aldım, çok da aç değildim aslında. Akşama kadar odamdaki önemli eşyalarımı bavuluma koydum, topladım. Saat 21.00 gibi, saçlarımı düzleştirdim, altıma eşofman üstüme de rahat bir sweat giydim, ardından bavulları annemle arabaya koyduk ve ev anahtarlarını da yeni ev sahibine vermesi için annemin bir arkadaşına verdik.
Bu arada yiğite sürpriz yapacaktım, yani istanbula geleceğimden haberi yoktu. tüm yol boyunca müzik dinleyerek uyudum. Annem sabah 07.00 gibi beni uyandırdı, ve gelmek üzere olduğumuzu söyledi. Etrafa bakındım, biraz garipti.. Değişik bir havası vardı işte garip bir şehirdi. küçüklüğümden beri Antalyadaydım ve şimdi başka bir şehir biraz garip geldi.Geldiğimizde Azrayı, kapıyı açması için aradım. Zaten Sedef teyze işe erken gideceği için onlarda uyanıktı.
Azra beni görünce ''Carlaaa!!'' diye koşup sarıldı, özlemişim çocukluk arkadaşımı.. İçeriye girince, annemle sedef teyze salona geçti, bizde azrayla onun odasına gittik, o sırada yiğite de ''tahmin et nerdeyim!'' diye bir mesaj attım ama o, bu saatte uyuyordu, hafta sonları hep geç kalkıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basorexia
RomanceBasorexia, birini aniden öpme isteği anlamına gelen İngilizce kelime. Peki siz hiç yaşadınız mı? aniden onu öpmek, ona sarılmak, kokusunu içime çekmek istiyorum.. Ve Cem Karaca çalıyor ''Hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar, hiç bir şeyi iste...