24: Final

1K 62 46
                                    

Yukarıdaki dansı Jimin, Hoseok, Jungkook, Jennie ve Rosé'nin yaptığı dans olarak hayal edebilirsiniz💛

Keyifli okumalar💟

"Ya biraz daha denesek?"

"Jennie-ssi, yemin ediyorum ki iyi yapıyorsun, sal bizi gidelim."

"Beni bu işe soktuğunuzdaki yüzünüzü de hatırlıyorum hani."

Maalesef ki, mükemmeliyyetçi biriydim. Yani her konuda olmasa da dans konusunda bu böyleydi.

"Aman siz yapmazsanız gidip daha isimlerini bile bilmediğim ultra yakışıklı arka dansçılarınızdan yardım isterim." dedim ellerimi kaldırıp omuz silkerken.

"Aslında bizim de birkaç hatamız vardı, değil mi, Jimin-ssi?" dedi Jungkook Jimin'i de tişörtünden tutarak kendisiyle birlikte kaldırdığında. Jimin boğulma tehlikesi atlatmıştı.

"Evet, sanırım."

Hoseok işi olduğu için erken ayrılmıştı. Şu an üçümüz kalmıştık pratik odasında. Bir kez daha aynı dansı tekrar yaptığımızda artık içime sinmişti.

"Şimdi de benim gitmem lazım, diğer dansınız için pratik yapabilirsiniz." dedi Jimin telefonunu ve havlusunu alırken.

"Bizim için de yemek söyleyin, hyung. Bir saat sonra ineriz."

Başını salladıktan sonra bizi odada yalnız bıraktı. Jungkook'la olan dansımızdan pek korkmuyordum çünkü iki kişiydik. Ama diğerinde yedi kişi olacaktık. Rosé'yi de ikna etmiştim ve artı olarak iki erkek dansçı da vardı.

Kulaklarıma 'Shape of you'nun melodisi dolduğunda, Jungkook mikrofon olarak birer kumanda bulup gelmişti. O şarkıyı canlı söyleyecekti, bir nevi solo sahnesi gibi.

Koreografinin bir kısmında kollarımı beline dolamıştım ve geri çekileceğim sırada dansla alakasız bir şekilde belimi aynı şekilde sarmıştı.

"Ne yapıyorsun ya, böyle bir şey yoktu ki?"

"Evet, yoktu ama çok yoruldum. Yarın devam edebiliriz."

Bunu dedikten sonra çenesini başıma yaslayıp öylece kaldı bir süre. Bu zaman diliminde şarkı bitmişti zaten. İkimiz de terliydik ve neyse ki, leş gibi kokmuyordum. Biraz öne gelip başımı göğsüne yasladığımda, "Ben çok fazla terledim ama." diye mırıldanmıştı.

"İki tane kokuşmuş insani varlıklar olarak şu an bu umrumda mı sence?"

Hafifçe gülmüştü.

"Açlıktan ölüyorum, hadi gidip duş alıp daha sonra aşağıya inelim."

Cümleyi böyle söyleyince fesat iç sesim yüzünden gülesim gelmişti.

"Ne, niye gülüyorsun?"

"Hiç, tipime gülüyorum." dedim yalan atarak.

"Duş alma kısmına bir şey demiyorsan önden gideyim de hazırlayayım?"

Gözlerim irice açılırken, kafasını geriye atıp kahkaha atmıştı. Beni utandırmaktan o kadar çok zevk alıyordu ki, sayesinde yerin dibinden çıkamıyordum hiç.

"Seni otuzuncu kattan atarım, Jungkook. Sussana ya!"

"Tamam, tamam şaka yaptım, canım benim."

"Dilin bir gün kopmaz umarım, canım benim."

Asmrtist [ jenkook ] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin