Elimdeki kahve ve pastayı müşterinin önüne bıraktıktan sonra "Afiyet olsun." diyerek kasaya geçtim tekrar.
Çalışanlar on dakikalık kahve molasındaydı. Bu yüzden hem müşterilerle ilgileniyor, hem de kasada heykel misali dikiliyordum.
Kapı açıldığında, İrene ve Yeri aynı anda girmeye çalıştığı için düşermiş gibi olmuştular ama Joy ikisini de tutmuştu. Seulgi baştan aşağıya siyah kıyafetleri ile her zamanki gibi dururken, Wendy sarı saçlarını arkaya iterek bir masaya geçmişti. İrene gözlüklerini çıkarıp, kendini fark ettirmek için delicesine elini sallamaya başladı.
Etrafa göz atıp, henüz hesap isteyen birilerinin olmadığını görerek kızların yanına geçtim.
"Kafenin önündeki parkta yirmiye yakın yüzü maskeli kız görmüşümdür her halde. Gözlerini dikmişler kafenin girişine, yanlış bir hareketini bekliyorlar."
"Ağzımı bozmak istemiyorum, Joy. Sus." dedim elimdeki bezi sıkarken.
"Ay kızım, ne var, bunları söylüyorum ki, belki engeli kaldırıp konuşursun."
"Yahu belki ahlaksız bir teklif edecekti, nereden biliyorsunuz da engeli kaldırmamı istiyorsunuz?"
"Ekran kaydına alıp, ifşalarsın sen de."
"İki dakikaya shop derler, o da mesajlarını geri çeker, o popüler diye suç bana kalır."
"Aish, Jennie! Tamam adamı tanımıyoruz, yani ekrandan göründüğü kadarıyla. Ama kamera arkasından böyle minnoş minnoş hareketler yapan birinden ben öyle bir şey beklemiyorum."
"İnsagramda kaç iambadboy nick'ine sahip yakışıklı sandığımız adamlar 70 yaşlı azgın dedeler çıktı sen biliyor musun, İrene?" diyen Yeri'ye garip garip baktım.
"Merakımdan soruyorum yani, şimdi burada ne alaka?"
"Şey demek istedim, her şey göründüğü gibi olmayabilir."
"İki saattir aynı şeyi söylemeye çalışıyorum ama..."
"Her neyse, sen iyice düşün benim dediklerimi. Seni bu hale o getirdiyse, yeniden o toplayabilir." dedi geldiğinden beri hiç konuşmayan Wendy.
Genel olarak zeka küpümüz Wendy'di. Hepimizin konuştuklarını dinledikten sonra kendi düşüncelerini söylerdi. İrene ve Yeri ciddi durumlar olmadığı sürece ciddiyeti yanlarına pek yaklaştırmaz, ani tepkileri ile meşhur olan ikiliydi. Seulgi siyahlar kraliçesi, ağır abi profili çizse de, şirine lakabı ona daha uygundu. Joy ise benim sürekli yakışıklı erkek gördüğünde dikkat çekmemi sağlayan bestfriend rolünü üstleniyordu. Sorun şuydu ki, erkeklerin dikkatini çekmek isteğim yoktu.
"Her neyse, konuyu kapatalım. Güzel bir dondurmaya ne dersiniz?"
"Çilekli olursa neden olmasın?!"
"Hepiniz neli sevdiğini biliyorum, merak etmeyin. On dakika içinde buradayım. Fakat kasaya iki dakikalığıma göz kulak olursan iyi olur, Joy."
Joy beni onayladığında, gülümseyip ayağa kalktım ve mutfağa girdim.
•
"Patron olunca paspas ayrı yakışıyormuş."
Göz devirip, yerleri silmeye devam ettim. Kafenin sahibi olabilirdim, ama patronluk sadece ona buna emir vermekle olunmuyordu. Hem ben çalışanlarıma yardım etmeyi seviyordum.
"Joy, stalk işini birkaç saatliğine bırakıp, bize dönsen?"
"Aman, ağız tadıyla bir stalk da yapamıyoruz artık, ne oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asmrtist [ jenkook ] ✓
FanfictionBTS grubunun dünyaca ünlü maknaesi Jeon Jungkook'un, uyumak için ünlü Asmrtist Kim Jennie'ye ihtiyacı vardı. [ Jennie ๑ Jungkook ] © thynights | 2020