Save Me

139 2 1
                                    

Uyandığımda başka bir yerdeydim. Başım deli gibi ağrıyordu. Karşımda onu görmemle gözlerim sonuna kadar açıldı. Onu beni kaçırmıştı. Yapmamıştır değil mi? Mutluluğumu elimden almamıştır?

"Hoseok sen burada ne yapıyorsun? Beni sen mi kaçırdın? Neden? Neden Hoseok?" dedim anlamaz bir şekilde. Çünkü anlamıyordum. Nasıl ve neden?

"Hepsine cevap vericem Jennie" dedi derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"O gün gittim çünkü seni çok seviyorum Jennie. Aslında Türkiye'de sana çok derin duygular hissetmiyordum. Ama zamanla kendime dedim. 'Taehyung artık yok ve Jennie senin' hep bunu söyledim Jennie. Ama bir anda Kore'ye gittikten sonra bir binaya gidelim dedin. Aldırmadım. Ama karşına o çıktı. Sen ona benden farklı bakıyordun Jennie. Kim sana baksa bunu anlayabilir. Bende gittim ve Sugayla anlaşma yaptım. Yani artık benimsin Jennie" dediğinde nefesim kesildi. Nasıl yapmıştı?

"Ben sana dedim Hoseok sana hiçbir zaman derin duygular beslemicim diye. Sen bana göre abimdin bir sevgili değil. Sadece senin kalbini kır-"
Dediğimde sözümü kesti.

"Kırsaydın kalbimi Jennie ama bana umut vermeseydin. Bize umut vermeseydiniz. Ben seninle her beraber yattığımda uyuyamadım Jennie. Seni hep öpmek istedim ama yapamadım. Çünkü o dudaklar bana ait değildi. Ama bu gece bütün vücudunda benim olacaksın. Bu gece uzun olucak kendini çok yorma" dedi ve gitti. Hayır hayır. Yapmazdı değil mi? Ama Hoseok'un gözü dönmüşe benziyordu ve bana tecavüz edecekti. Kendimi korumalıydım. Birşey yapmalıydım. Öylece duramazdım.

Oda simsiyahtı. Bir yatak vardı ve bir çekmece. Ama içlerinde birşey yoktu.

Orda sanki saatlerce bekledim ama o gelmedi. Kimse gelmedi. Beni kurtarmaya kimse gelmedi. Küçük pencereden akşam olduğunu göre biliyordum. Sonra birkaç kişi geldi ve beni kollarımdan tuttum sürüklemeye başladılar.

"Hey beni nereye götürüyorsunuz!?" dedim ama cevap gelmedi. Beni bir odaya götürdüler ve bıraktılar. Pardon attılar. Odada iki tane hizmetçi kız vardı.

"Merhaba efendim biz sizi hazırlamak için görevlendirildik" dediğinde gözlerim açıldı. Bu herif ne işin peşindeydi.

"Efendim şurada giymeniz gereken kıyafetler var lütfen giyinin" dediğinde hiçbir şey anlamıyordum. Niye bana yalvarıyorlar. Dedikleri odaya girmemle gözlerim faltaşı gibi açıldı. Aynanın karşısında son derece kısa ve içini gösteren bir gecelik vardı. Hemen hizmet çilerin yanına gittim.

"Söyleyin o şerefsize bana dokunamaz. Ve hiçbir kuvvet bana o iğrenç şeyi giydiremrez. O sırada önümdeki kızlar ağlamaya başladı.

"Efendim lütfen. Benim 2 çocuğumuza esir aldılar eğer o elbiseyi giymezseniz beni ve çocuklarımı öldürecekler" sonra diğeri konuştu

"Efendim lütfen giyin ben daha ortaokul çocuğuyum beni kaçırdılar" dediğinde ikiside ayaklarıma kapandı. Onlar için yapmalıydım. Gerçekten bunlar kendilerini ne sanıyorlardı. İlah falan mı?

"Tamam tamam. Ben onu ikna edicem" dediğimde ikiside güldü. Odaya gidip geceliği giydim. Gerçekten sadece onlar içindi. Geldiğimde benim saçlarımı yapıp, parfüm sıktılar.

Şuan odaya götürülüyordum. Korumalar bana hiç bakmıyorlardı. Geldiğimizde lavabo dan sesler geliyordu. Yatağa oturup üstümü kapattım. İçeriden düğmeleri açık kısa şortlu bir varlık girdi (özür dilerim Hobi)

İğrenerek baktım. Keşke onun yerinde Taehyung olsaydı. Bana yaklaşmaya başladığında ona "O hizmetçileri serbest bırsk çocuklarınıda" dediğimde " Tamam" dedi

"Ve evlenmeden bana dokunmana izin vermem ama eğer evlenirsek istediğini yaparım. Hem artık tamamen senin olurum" dediğimde güldü. O eğer tanıdığım Hobiyse şaftı ve inanırdı.

"Peki tamam, kabul" dediğinde ona çık anlamında kafa salladım. Ve gitti. Bu tek şansın Taehyung dedim içimden. Bu geçiştirme içindi. Eğer farketmesse ben biterdim. Ve maalesef o beni tecav- neyse

Dolaptan sweatshirt ve eşofman aldım. Kapıyı açtığımda kimse yoktu. Kaçmak istesemde görevliler geldi.

"Buyrun efendim" dedi biri. Kafa sallayıp onu takip ettim. Arkamda da korumalar vardı yani kaçamazdım. Bir yemek masasına geldik. Hoseok bir adamla gülüyordu. Yanlarında da Namjoon gaste okuyordu. Hoseok beni görünce gülümsedi.

"Gelsene" dediğinde onu ikiletmedrn Namjoon'un yanına oturdum.Joona daha çok güveniyordum. Adama dik dik baktım. Bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramadım.

"Beni tanımadın galiba, tanısaydın bu kadar uslu olmazdın" dediğinde güldüm. Ne sanıyordu ondan korkacağımı falan mı? Sonra aklıma geldi. Bir dakika bu Sugaydı.

Sofradan hemen kalktım. Hoseok da kalktı. "Jennie iyi misin?" Suga piç simle attığında. Ona iğrenerek baktım.

"Galiba birileri beni hatırladı" dediğinde gözlerimi devirmeden edemedim. "Senin gibi bir piçi unutmak mümkün mü?" Hoseok beni kolumdan tuttu. Suga ayağa kalktı. "Eğer bana bir daha piç dersen sonu kötü olur" dediğinde güldüm

"Ne diyim öküz, at toynağı, sürtük, mal, gerizekalı, orospu çocuğu mu diyim piç" bir anda tanıma geldi ve dibine kadar girdi.

"Dua et Hoseok var, yoksa seni şuracıkta öldürürdüm" ve gitti. Hoseok ise bana imalı imalı bakıyordu.

"Sen canına mı susadın Jennie?" dediğinde ona gözlerimi devirdim. Joona baktığımda ise sadece düşünüyordu. Sonra aklıma o soru geldi.

"Jisoo yu niye kaçırmadınız? Sen onu sevmiyormuydun?" dediğimde gasteden kafasını kaldırdı

"Evet onu seviyordum ama o artık Jimin ve ben bunu kabullendim" dediğinde güldüm. "Keşke Hoseok Namjoon'a çekseydin. Beni anlasaydın bak o anladı" dediğimde kolumu sıkmaya başladı

"Ben aşkımın peşinden koşuyorum Jennie bu yanlış değil" dediğinde canımı yakıyordu ama ses çıkarmadım. Kolumu ondan kurtarıp geldiğim odaya yürümeye başladım. Arkadan Hoseok konuştu.

"Kaçmaya çalışma seni izliyorum. Ayrıca düğünümüz 3 gün sonra" dediğinde şaşırdım. Çok erkendi. Lütfen Taehyung lütfen beni bul. Arkamı dönüp tamam anlamında kafamı salladım ve gittim

Odaya girdiğim anda içimi döktüm. Saatlerce ağladım belkide. Sonunda gözlerim dayanamadı ve kapandı.

Sabah uyandığımda aynı yerdeydim. Dışarı çıktım ve yine o yemek masasına gittim. Yemek yemeye başlamışlardı. Hoseok beni gülüşüyle karşıladı. Sofrada Namjoon yoktu ama Suga vardı. Dün oturduğum yere oturup kahvaltımı yaptım. Ve yine o odaya gittim. Taehyung ama burada olduğumu bir şekilde söylemeliydim.

Telefon. Evet telefon. Sinyal lerden bulabilirlerdi. Bir hizmetçi çağırdım. Bayan olması işime geldi.

"Canım acaba sana sarılabilir miyim?" dediğimde afalladı. Ama şüpfelenmemiş olduğu için bana sarıldı. Telefonu arka cebindeydi. Telefonu alıp çıkmasını söyledim. O çıkınca tuvalete oturup telefonu açtım. Burada kamera olamazdı. Ahs şifre. Neyse temizlikçi kirli biri olduğu için el izi kalmıştım. Aynı deseni yapınca açıldı. Hemen Taehyung un telefonunu tuşladım. Telefon açıldı.

"Alo" yorgun bir ses gelince kalbim ağrıdı. "Taehyung" diyebildim. Kapı tıklanmaya başladı. Taehyung bana bir şeyler söylemeye çalışırken içeriye Namjoon  girdi. Telefonu elimden aldı. "Sen ne yapıyorsun? Dua et benim yerimde Hoseok yoktu yoksa işini bitirmişti" dediğinde ona dik dik baktım. Ve gitti. Lütfen Taehyung aklını çalıştır. Her zerresine aşık olduğum adam. Özellikle o kare gülüşüne.

Who are you? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin