Bu öyle güzel bir andı ki. O buradaydı. Beni bırakmamıştı. Beni kurtarmaya gelmişti.
Taehyung Hoseoku yakasından tutmuş yumruk yağmuruna tutarken diğer erkeklerde boş durmamış Namjoonla Sugayı dövüyordu. Lisa Jungkook'un Sugayı dövmesine yardım ederken diğer kızlar geldi.
"Jenduke iyi misin?" dedi Jisoo bana sarılarak. "Tabikide Jichu" dedim ona sarılarak. Bir anda ensemde bir sıvı hissettim. Bakmaya çalıştığımda Jisoo beni bırakmadı. Ağladığında kimsenin görmesini istemezdi. Rosiede bize katıldı. Bir anda kemiklerim kırılacak kadar bir kuvvette bize sarılınca bunun Lili olduğunu anlamak zor olmadı.
"Lili birazdan kemiklerim kırılacak" dedim zarzor. "En azından kırılacaksa ben kırayim nini" dediğinde yüzümde buruk bir gülümseme oldu. Sonra bir anda hepsi çekildi. Ve karşıma o geldi. Siyah saçları dağılmış ve biraz kanlıydı. Ama hala karizmatikti. Bir anda sarıldı bana.
"Beni çok korkuttun" dediğinde gülümsedim. "Seni çok özledim" dedim. Benden ayrılıp dudağıma yapıştı.
Dudakları bana değiyordu
Dudaklarım ona değiyorduGözleri kapalıydı
Gözlerim kapalıydıElleri belimdeydi
Ellerim boynundaydıDaha huzurlu, daha güzel bir an yoktu. Geri çekildi. Alınlarımız birbirine değerken nefeslerimizi dirginleştiriyorduk.
Ondan ayrılıp etrafa baktım. Herkes yeri boylarken Jichu Jine sarılıp ağlıyordu. Rosie gözleri doluyken Jimin ile el ele tutuşup bize bakıyordu. Lili ise Kook'un dudaklarını sömürüyordu. Keşke hayatımız hep böyle olsaydı.
Bir anda tuvaletim geldi. Burdaki tuvaleti biliyordum. "Ben bir tuvalete gidiyim" dedim Taehyunga. Oda tamam anlamında başını salladı. Yürümeye başladığımda içimi bir korku sardı. Sanki bir şeyler eksik gibiydi.
Tuvalete girip işimi hakettim. Ellerimi yıkarken yine o kokuyu aldım. Aynaya baktığımda oda bakıyordu.
"Bu gelinliği bizim düğünümüzde giymeliydin" dedikten sonra diz çöktü. Yine o kutuyu çıkardı. Aynı şeyi yaşamama rağmen bir çocuk gibi heyecanlıydım.
"Jennie Kim seninle beraber aynı odada kalalım mı?" dediğinde güldüm. "Zaten kalıyoruz Tae" dediğimde şaşırdı. Eline bir kağıt aldı. Yazılaeı okumaya başladı. Ben ise deli gibi gülüyordum, karnım ağrımaya başladı. Sonra kağodı yere attı.
"Jennie Kim seninle beraber duş ala- BUNU KİM YAZDI LAN!!" dediğinde daha çok güldüm. Gerçekten birazdan gülmekten tahtalı köye gidecektim. Sonra bana bakıp kağıdo yırttı. Yine aynı pozisyona geldi.
"Jennie Kim izin ver seni evinizde böyle güldüriyim" dediğinde gülümsedim. Ben gülümseyince o da güldü. Sonunda sıra bana gelmişti.
"Ben gülerken sende gülecek sen neden olmasın?" dedim. Kutudan yüzüğü alıp ona elimi uzattım.
Yüzüğü alıp yüzük parmağıma geçirdi. "Yüzük artık ait olduğu yerde" dedikten sonra tam beni öpecektiki durdurdum. "Benim bu günlük öpüşme kotam doldu, bir daha ki gün tekrar deneyiniz" dedim bir robot gibi. Bana kare gülümsemesini sunduğunda anladım artık hep mutlu olacaktık.
Yada ben öyle sanıyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who are you?
CasualeHayatı normal olan bir kız ve bir mafya oğlan. Acaba nolucak okursanız görürsünüz. İyi okumalar