Karanlık bir yolda yürüyordum. Rotam belli değildi, ulaşmak istediğim bir yer yoktu. Nereye yürüdüğümü bilmeden öylece yürüyordum.Etrafta bastığım kuru yapraklardan çıkan ses ve nefes alış verişim dışında bir ses yoktu.
Çıkan sesler de karanlığa ayak uyduruyor, sanki mümkünmüş gibi onu daha da büyütüyordu.
Her adımımla yerdeki yaprakların tenime bıraktığı kesiği hissediyordum. Yalnız başıma yürüdüğüm yol, acımasızca ayaklarıma derin yaralar bırakıyordu.
Duyumsadığım bir acı yoktu ama kanıyordum, ayaklarımdaki kesikler oluk oluk kanıyordu.
Ayaklarımdan süzülen kanlara rağmen yürümekten bir türlü vazgeçmiyordum. Yürümek benim için o kadar önemliydi ki ondan başka bir şeye önem vermiyordum.
Yürüdüm, nefessiz kalana kadar durmadım. Karşımda ufacık bir ışık görene kadar yaralarımla yürümeye devam ettim. O ışık için her şeyi göze aldım.
Ben yürüdükçe ışık benden uzaklaştı, ışığın uzaklaşmasıyla içimde korkunç bir acı meydana geldi. Ayağımdaki kesikler tüm benliğimi kapladı ve kalbime sıçradı.
Kalbimdeki acı öyle fazlaydı ki dayanamayıp olduğum yere yığıldım, benim yere yığılmamla karanlık üstüme çökmeye başladı.
Karanlık beni iyice sararken, ben ışığa küstüm.
Yalnızdım, kimsesizdim, yürüdüğüm yol beni yaralamıştı. Umursamadım, yaralarımdan oluk oluk kanlar akarken sadece ölümü bekledim.
Ben, o karanlıkta ölümü beklerken uzaklardan bir ses kulaklarıma doldu. Dikkatimi sese verdiğimde duyduğum sesin bir melodi olduğunu fark ettim.
Yerimden zorlukla kalkarak duyduğum sese doğru ilerlemeye başladım, sese doğru attığım adımlarla yaralarım kapanmaya başladı.
Sesin bulunduğu yere geldiğimde duyduğum melodiyle gülmeye başladım, yaşadığım olayın trajikomikliği beni sardı.
Kulaklarımdaki melodi tam olarak şu anı yansıtıyordu.'Jurrivh-Suicide Note' melodisi her yerdeydi. Ben ölümü beklerken ölüm tüm esintisiyle zaten benimleydi.
Yaptığım şey bir intihar değilken çalan melodi aksini söylüyordu, bana intihar ettiğimi söylüyordu.
Sesin tam merkezine gittiğimde küçük bir ışık gördüm, küsmüş olduğum ışık sesle birlikte büyümeye başladı.
O büyüdükçe karşımda bir piyano gördüm, ardından piyanonun başındaki küçük kızı. Her tarafı kanlar içindeki kız, intihar notunu çalmaya devam ediyordu.
Çalmasını istemiyordum, durmalıydı. Yaptığım bu değildi. Ben intihar etmemiştim, ben sadece ölümü beklemiştim.
Buna mecbur bırakılmıştım, mecbur kaldığım şey yüzünden beni suçlayamazdı.
Durmadı, ben aksini istedikçe notalara daha sert bastı ve kafasını kaldırdı.
Kafasını kaldırmasıyla iyileşen yaralarım tekrar açıldı, gözlerine baktıkça açılan yaralarım daha da kanadı.
Titreyen ellerimle karşımdaki kıza dokunmaya çalıştım ama dokunamadım.
Ona dokunamayınca bana acıyla gülümsedi. Birbirinden farklı olan gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSİK HİKAYE
Teen FictionAilesiyle yaşadıklarını kabullenip kendi hayatını kuran Süveyda Eflin, gerçek ailesinin başka insanlar olduğunu öğrenir. 17 yılı bir hiç uğruna geçip gitmiştir. İki yakın arkadaştan başka kimsesi olmayan Süveyda Eflin'e kalabalık ailesi nasıl gelece...