_________________________
╚»★«╝ ╚»★«╝
—————Audrey gürültülü çamaşır makinesinin çıkardığı ses ile rahatsız bir şekilde kalktı. Her sabah aynı ses olsada, on yıldır neredeyse hiç alışamamıştı.
Alışmak gibi bir isteği yoktuda bundan çok daha işini hak ettiğinin farkındaydı.
Bazen kardeşi gibi merdiven altında uyumak istediği zamanlar oluyor en azından onu rahatsız edecek makina sesleri yoktu.
Hızlı bir şekilde üstüne baskıları silik bir t-shirt ve siyah dizleri yıpranmış bir kot pantolon geçirdi. Bu kıyafetleri sevmesede doğru düzgün kıyafeti olduğu söylenemezdi.
Kardeşi Harry, kuzenleri Dudley'nin eski kıyafetlerini giyerken, Audrey teyzeleri Petunia'nın ikinci el dükkanından bulduğu ucuz kıyafetlerle geçinmeyi öğrenmişti daha doğrusu kabullenmişti.
Başka bir seçeneği yoktu. Diğer kızlar son moda elbiselere sahipken o hep eskilerle büyümüştü.
Mutfağa girdiğinde evin tıpkı bir oyuncakçı dükkanı olduğunu düşündü. Her tarafta Dudley için paketlenmiş kutularca oyuncak vardı.
Audrey kıskandığının farkındaydı daha önce hiç oyuncağı olmamıştı ve Dudley'in bu hediyeleri açtıktan on dakika sonra unutacağına şüphesi yoktu. Fakat bir tanesini almaya kalksa fena ceza yiyeceğini biliyordu.
Kardeşine günaydın dedikten sonra Teyzesi veya Eniştelerinin azarından kurtulmak için kahve hazırlamaya koyuldu. Bu sırada doğum günü oğlanı uyanmıştı. Audrey, kuzeninin yaptığı ilk işin hediye sayısına itiraz etmek olduğunu gördüğünde sinirlenmeden edemedi.
Bir insan nasıl bu kadar küstah ve aç gözlü olabilirdi?
Teyze ve enişteleri fakir değildi ancak onlarca hediyeyi, şımarık çocuklarının önüne sunmak için bir aylık maaşı harcadıkları bir gerçekti.
"Tatlım merak etme bugün hayvanat bahçesine gittiğimizde sana bir sürü hediye alırız olmaz mı ?"
Duyduklarının üzerine Audrey kardeşi ile göz göze geldi. Hayatlarında ilk defa hayvanat bahçesine gidecekleri için heyecanlılardı.
Yan komşuları ihtiyar Bayan Figgs hasta olduğundan Dursley'lerin ikizleri bırakacak yeri kalmamıştı. Bu yüzden hayvanat bahçesine onlarda geliyordu.
"Fazla mutlu olursan seni evde bırakabilirler Vela. Bunu onlara belli etme."
"Bizi evde bırakmaları için kıyamet günü gelmeli Harry."
Böyle bir ihtimalin olmadığını bilsede kardeşine hak verdi. Tuhaf bir şekilde Dursley'ler asla onları yanlız bırakmıyordu. He zaman üzenlerinde gözleri olmuştu ve Audrey için bu çok rahatsız ediciydi.
Her şeye rağmen hayvanat bahçesi kızı çok sevindiren bir haberdi. Küçük kız hayvanları ilgi çekici bulurdu. Özellikle sürüngenleri hep sevmişti.
Vernon Enişte'nin uzun tehditleri bile ikiz kardeşlerin morallerini bozmamıştı. Bugün hiçbir tuhaflık yaşanmayacağından eminlerdi.
İlk başta büyük kedilerden başlayarak sırayla geziyorlardı. Audrey etrafta aileleri ile dolaşan çocukları görünce biraz içerlenmişti.
İki ebeveynini araba kazasında kaybetmesi oldukça trajikti eğer zamanda geri girmek mümkün olsaydı, Audrey bunu yapardı. En azından kardeşinin hayatta olduğunu düşünüp şükretti. Eğer kardeşi olmasa bu insanlar ile yanlız yaşamak bir kabus olurdu.
Boğa yılanının bulunduğu kafese gelince Audrey'nin aklından üzüntüsü uçup gitmişti. Sadece siyah pullu hayvanın parıldayan derisine odaklanmıştı.
"Yine daldın gittin."
"Çok güzel duruyor Harry."
"Eminim bir yılana sadece sen bu kadar övgü verebilirsin."
Uyuz kuzenleri yılanı rahatsız edip gittikten sonra Audrey ve Harry o zavallı hayvana acımışlardı.
"Sen merak etme o aptalların seni izlemesinin nasıl hissettirdiğini bilmiyorlar."
Harry'nin sözlerinin üzerine yılanın tepki göstermesi kardeşleri epey heyecanlandırmıştı. Özellikle ikisininde yılanın söylediklerini anlayabiliyor olması oldukça tuhaf ama heyecan vericiydi.
"Demek Brezilya'dan geldin orası nasıl?"
Kardeşinin sorusuna kafeste doğdu yazısını gösteren yılana yeniden üzüldü Audrey.
"Sende bizim gibisin aileni hiç tanıma-"
Kuzenleri Dudley'nin onu ittirmesi ile sendeleyip kafasını sertçe yere çarpan Audrey oldukçe sinirli bir şekilde cama yapışmış kuzenine baktı. Bir anlığına da olsa o camın yok olmasını öyle çok istemişti ki.
Cam birden kaybolup, Dudley kendini suyun içinde bulmuştu. Harry hemen kardeşinin kalkmasına yardım ederken. O da en az Audrey kadar şaşkındı.
Az önce bir yılanla konuşma şimdi ise bu, bugün daha ne olabilirdi?
Camın kaybolmasını fırsat bilip kafesten kaçan yılan, Potter kardeşlere teşekkür edip giderken bulundukları yere korku ve panikle gelen teyzesi ve eniştelerini gören kardeşler başlarının belada olduğunu anlamıştı.
Özellikle Dudley'nin çıkması için gereken cam tekrar yerine gelip oğlanı yılan kafesine hapsedince, Audrey bu sefer gelecek cezanın boyutunu tahmin bile edemez haldeydi.
Hayvanat Bahçesi gezisi oldukça talihsiz geçmiş olsada kardeşler için bugün oldukça eğlenceli olmuştu. Audrey o cam olayından başka neler yapabildiğini merak etmeden duramıyordu. Eve gelene kadar arabanın rengini değiştirmeyi denemişti ancak başarılı olamamıştı.
Ancak eve geldiklerinde Vernon Enişte'leri daha önce olmadığı kadar öfkeliydi. Önce Harry'i ardından ise Audrey'i oda denmesi güç yerlerine kitledikten sonra cezalarını saymaya başlamıştı.
"Yemin ederiz bir şey yapmadık."
"Sanki sihirli bir güç vardı."
Çocuklar her ne kadar itiraz edip olayları anlatsalarda alabildikleri tek cevap Eniştlerinin bağırması olmuştu.
"Şunu o lanet aklınıza sokun sihir diye bir şey yoktur !"
Çamaşır odasında kapalı kalan Audrey her zaman yaptığı gibi battaniyenin altına girip gözlerini kapattı ve her şeyin bambaşka olduğu hayatı düşlemeye başladı.
Küçük kız her üzüldüğünde bunu yapardı. Her dediğinin yapıldığı asla sahip olamayacağı oyuncakların ve ailesinin olduğu bir dünya hayal ederdi.
Ve durmadan yalvarırdı birinin gelip kardeşi ile onu kurtaracağına. Küçük kız nereden bilebilirdi ki o duaların sonunda gerçek olduğuna.
▪︎ Audrey sen üzülme bebeğim kıyamam sana ben. Dursley'lerden nefret ediyorum.
İlk bölüm biraz kısa oldu fakat merak etmeyin diğer bölümleri daha uzun yazacağım zaten önce bir mektuplar gelsin. Şu Potter'ları kurtaralım zalim Muggle'lardan.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Kendinize iyi bakın sizi çok seviyorum.
18.08.2022
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「ᴛʜᴇ ᴏᴛʜᴇʀ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」₁
Fanfiction𝐅𝐚𝐦𝐢𝐥𝐲 𝐚𝐢𝐧'𝐭 𝐰𝐡𝐨 𝐲𝐨𝐮'𝐫𝐞 𝐛𝐨𝐫𝐧 𝐰𝐢𝐭𝐡 𝐈𝐭'𝐬 𝐰𝐡𝐨 𝐲𝐨𝐮 𝐝𝐢𝐞 𝐟𝐨𝐫 " 𝐈𝐟 𝐲𝐨𝐮 𝐡𝐮𝐫𝐭 𝐦𝐲 𝐛𝐫𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐈'𝐥𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥 𝐲𝐨𝐮 𝐈 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐈'𝐥𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥 𝐲𝐨𝐮 𝐚𝐥𝐥." " 𝐌𝐚𝐤𝐞 𝐚𝐧𝐲 𝐚𝐭𝐭𝐞𝐦𝐩𝐭 𝐭𝐨...