0.2

491 24 31
                                    


Öğle arasındaydık ve şu an oturduğum masadan etrafımdaki herkesi izleyebiliyordum. Herkese küçük dağları ben yarattım bakışımı gönderirken Ozan masadan yemeklerimizi almak için kalkmıştı.

 Sabah Kanat'la yaptığım konuşma sonrası onu hiç görmemiştim. Artık o da sinirlerimi bozuyordu. Oynadığı oyuna kendini fazla kaptırmıştı Ekim'i durdurabildiği falan da yoktu. Ona karşı ne hissettiğimi kendime bile açıklayamıyordum tek bildiğim 8 yaşından beri el ele olduğumuzdu. 1 senedir aramız parçalı bulutluydu. Ama yine de hiçbir zaman Kanat karşımda duran biri olmamıştı. O olaydan sonra bana karşı hislerini anlamıyordum. Ben her zaman böyleydim daha doğrusu biz hep böyleydik. Ozan, Kanat ve ben okulun korkulan üçlüsüydük. Değişen neydi bunu bir türlü anlayamıyordum , anlayamadıkça sinirlerim daha da bozuluyordu. Düşüncelere dalmışken gelen bildirimle telefonumu elime aldım.

Bilinmeyen numara

*1 fotoğraf*

Yıllardır bilinmeyen numaralardan mesaj alırdım. Melisa Gerçek bir markaydı. Hayranları hep vardı. Yine kim peşimde diye düşünerek fotoğrafı açtım.

Açmamla yüz hatlarımın kasılması bir oldu.  Okulun müzik odasında Kanatla Ekim öpüşmek üzere bir yakınlıktaydı. O sırada telefonum tekrar titredi.

Bilinmeyen Numara

*okulumuzun kraliçesi, sevgilisini bir bursluya mı kaptırmış yoksa*

Mesajı okur okumaz tüm sinir kanımda dolaşıyordu. 

'Hayır' diye fısıldadım ve sinirle ayağa kalkıp müzik odasına gitmeye başladım.

Sitedeki parkın bankına oturmuş cebimden babamın odasından gizlice aldığım annemin fotoğrafını çıkarmıştım. Bugün kreşte anneler günü etkinliği için resim çizme etkinliği vardı. Ben bütün etkinlik boyunca kağıda tek bir çizgi bile çizmemiştim. Sürenin sonuna geldiğimizde herkes onları almaya gelen annelerine çizdiklerini verdi. Benim zaten verebilecek bir annem yoktu o yüzden resim çizmeme de gerek yoktu. Fotoğrafa bakarken gözlerim dolduğunda yanımda bir hareketlilik olmuştu. Bu parkta tek anlaştığım kişi olan Kanat'tan başkası değildi. Cebinden bir hediye paketi çıkarttığında dolu gözlerimle ona baktım. 

'Bu ne?' diyerek paketi aldım. 

'Bunu sana aldım, insan sevdiği kişiye hediyeler alırmış.' gülümsedim ve paketi açtım. İçinden kalpli bi kolye çıkmıştı. 

'Bunun içine o fotoğrafı koyabilirsin.' dediğinde şaşırmıştım. Onun için mi almıştı. Oynarken cebimden ara sıra fotoğrafın düşüp düşmediğini kontrol ederdim. Demek ki ona dikkat etmişti. 

Birlikte fotoğrafı yerleştirdik ve kolyeyi boynuma taktım. Sonra yanağına minik bi öpücük kondurdum.

'Benim resmimi taşıman hiç gerekmeyecek çünkü ben görmek istediğinde hep yanında olacağım.' demişti. O günden sonra kolyeyi hiç boynumdan çıkarmamıştım.

Aklımdaki düşüncelerle müzik odasının olduğu koridora gelmiştim. Artık çocuk değildik ve artık her şey değişmişti. Sorunlarımız da bizimle birlikte büyümüştü. Ama ben sorunlarla baş etmesini bilirdim. Karşımdan Ekim geldiğinde alaycı gülüşümle yanına ilerledim ve kolundan tuttum. Yanında kimse yoktu, koridorda da kimse yoktu herkes öğle arasındaydı.

'Nasılsın Ekim'cim? Müzik odasını sevdin mi bari?'

Kolunu hızla çekti. 

Bilir O Beni #OzMelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin