Mike'nin Kuzeni~ [The Umbrella Academy And Stranger Thinks] Namber 08

26.= Obsidiyen Otelde olanlar

Selam! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir :)

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

---------------------------------------------------------

Gözlerimi açtığımda odamda olmadığımı anladım. Tamamen başka bir odaydi. Hızlıca yattığım yerden kalktım ve etrafa bakındım. Eski bir yere benziyordu.

A: Nerdeyim lan ben?!

Kapidan çıkıp hızlı adimlarla merdivenlerden indim. Büyük alana geldiğimde kırmızı kıyafetli iki ceset yerde yatıyordu, yanlarında klaus kendi kendine konuşuyordu...

K: Vay! Moruk iyi gebertmis!

A: Klaus!

Anlamayarak etrafa baktı. Sonunda beni gördüğünde cevap verdi.

K: Tatlı içkim!? Burada ne işin var?
A: Ben de bilmiyorum... Nerdeyiz ve burada ne işimiz var!?
K: Obsidiyen Oteldeyiz ve Serçeleri öldürmeye çalışıyoruz. Sen neden geldin ben onu anlamadım?
A: Sercelerle derdiniz ne ulan!?
K: Çünkü bizim yerimizi almışlar!
A: Ne!?

Bu ne demekti!? Nasıl bizim yerimizi almışlardı!?

K: Ben de bilmiyorum, bizimkiler buradalardı sana anlatırlar.
A: Tamam... Herneyse...

Yanına gidip sarıldım, oda bana sarıldı. Özlemiştim salağı. Kenardan gelen bir erkek çocuğu sesi duydum.

Ç: Kız arkadaşın mi Klaus?

Başımı oraya çevirdiğimde tıpkı Diego ya benzer bı çocuk görmüştüm.

A: Sen kimsin çocuk?
C: Ben Stan. Diego nun oğluyum.
A: Hassiktir! Hangi ara lan!?

Klausa sorduğum soruya kasin bir cevap anlamamıştım. Dudaklarını büzerek bilmiyorum demişti.

Tam bu sırada arkadan gelen Diego, Luter ve tanımadığım sarışın ortama giriş yapmıştı.

Diego şaşkın sesi ile konuştu.

D: Aleda?
A: Diego?
D: Gelmişsin?
A: Çocuk yapmışsın?
D: Ha evet! Benimde haberim yoktu, sen nasıl geldin?
A: Bilmiyorum, uyandığımda buradaydim.

Gidip koltuklardan birine oturdum...

Bir süre sonra Diego oğlunu eğitmeye çalışırken Klaus a kızmaya başladı...

D: Tüm bu boklar olurken neden ortada yoktun?

Cıvık tavırları ile cevap verdi...

K: Babamla konuşuyordum.

Yakasından tutup kenara çekerken devam etti.

D: Ona tüm anneleri mı sordun?
K: Evett
D: Ne dedi?
K: Onları öldürmedigini
D: Sen de inandın.
K: Bilmiyorum, söylemesi zor. Serçeler onu kes yapmış! Benim gibi olmus-

Kenardan konuşmalarına katıldım.

A: Tanrı aşkına kim kimi öldürmüş? Ne boklar dönüyor?
K: Babamı uyusturmuslar
A: iyi olmus
D: keşke bizimde akimiza gelseydi...

Onlar konuşmaya devam ederken gözüm pencereden dışarıya daldı... En son neler olmuştu öyle?

Ikisi çocuğun yanına geri dönerken hala dışarıya bakıyordum. Yine Will'e olan özlemim garip hissettiriyordu...

Daha sonra diego'nun sesini duymamla kendime geldim.

D: Klaus amcan sana goz kulak oluyor ve Aleda ile ben Allison'un yanına gidiyoruz.
K: hadi ama neden sen değil?
D: Çünkü gitmem gerekiyor

Arkasına dönüp beni kolunun altına aldığında yürümeye devam ettik. Arkasından gelen kufurlere kulak aşmadi. Umurunda bile değildi, ben olsam onlara küfür ederdim.

A: Diego, Bizimkiler nerede? Ve ne boklar dönüyor?
D: Neler olmuyor ki Aleda? Söyle anlatayım...

O kadar çok konuşmuştu ki başımın ağrımaya başlamıştı. Yorulmuştum. Hangi tarihte olduğumuzu bile tam anlayamamıştım. Şu serçeler neden bulaşıyordu? Doğrusu geberenlere hiç de uzulmemistim...

Bu sırada bilardo salonuna gelmiştik, Allison birilerini bekliyor gibiydi beni görünce yüzü tuhaf bir hale büründü.

Kavga etmek istemiyordum o yüzden gülümsedim.

A: Selam Allison, naber?
All: Aleda!? Burada ne işin var?!

Sarıldı. Evet, kavgadan sonra ilk defa bu kadar yakındık. Kısa sohbetten sonra tüm gurup toplandı.

Ve yine luther'in aşık olduğu için bir kızi korumasını izledik.

O kadar sıkıcıydı ki... Ne kadar aptal olduğunun farkında değildi. Sarışın, Luther'in olmayan aklını başından almıştı.

Hiç kaltilmadan tartışmayı izlerken bir eksik olduğunu farkettim.

Five nerede?

---------------------------------------------------------

Okunma sayısı iyi fakat vote verilmiyor, doğrusu morelim bozuluyor. O yüzden destek olursanız en azından emeğimin karşılığını verirseniz çok sevinirim (:

Iyi günler<3