Karşımda oturan kişi Yiğit' ti. Burda ne yapıyordu ve niye beni uyandırmak yerine başımda bekliyordu?
- Kusura bakma, korkuttum mu seni?
- Ha... Hayır, önemli değil ama beni niye uyandırmadın?
- Yeni geldim bende. Defterin, yere düşmüş.
- Okudun mu?
- O... Okumadım.
- Eminmisin?
- A a Selin, sabah sabah bir sürü soru sordun. Ege çok meraklı birisi diyordu ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Neyse, hadi gidicez hazırlanalım.
- Nereye?! Ege nerde?
- Başladı gene. Evde sadece sen ve ben varız ve benim evime gidiyoruz.
- Neden?
Bıkmış gibi gözlerini devirdi:
- Çünkü yarın burası çok kalabalık olabilir ve bu kalabalık normal bir kalabalık olmaya da bilir, o yüzden en iyisi sakin bir yer olan benim evim.
- Ege' mi dedi?
- Selin, Ege de Ege! Ara anlatsın, eşyalarını topluyorum ben.
- Tamam.
Ne olduğunu tam çözemedim ama sanırım susmam en iyisiydi. Yiğit hızlı hızlı eşyalarımı toparladı ve götürdü. Odaya gelir gelmez kucaklamak için bana yöneldi:
- Dur, Ege. Ay özür dilerim Yiğit. Böyle çıkamam, geceliklerim var üzerimde.
- Tamam değiştirelim, gidip alıp geleyim.
Bir şey dememi beklemeden çıktı odadan, geldiğinde bir elinde beyaz tişört bir elinde de siyah bir şort vardı.
- Bunlar olur mu?
- Olur.
Kıyafetleri üzerime koydu ve o sırada telefon çaldı, hızla odadan çıkıp gitti. Bende o gelene kadar kıyafetlerimi giymeye karar verdim ama sadece karar verebildim. Üstümü halletmiştim ama altım çok büyük bir sorundu. Geceliğimi çıkarmayı başardım, yanlız şort fermuarlıydı ve genişlemiyordu. Ben kendi çabalarımla giyinmeye uğraşırken kapı açıldı ve içeri Yiğit daldı. Sanırım burda gözlerini kapatıp arkasını dönmesi gerekti ama hiç de öyle olmadı;
- Harika, giyinmeye başlamışsın. Hızlı olmamız gerek.
Ben hala şoktaydım ve ona bakıyordum:
- Selin, iyimisin niye öyle bakıyorsun?
- Çık dışarı, görmüyor musun?
- Görüyorum Selin, ben gelmesem bir saatte giyemiceksin.
Gerçekten şoka girmiştim, bu nasıl bir rahatlıkdı bilmiyorum.- Ama...
- Selin, utanman gereken bir şey yok tamam mı? Benim de utanmam gereken bir şey yok. Deniz ya da havuzda herkesin önünde böyle gezerken utanıyormusun ya da seni görenler utanıyor mu? Hayır...
- Ben denize şortla giriyorum.
Ben bunu der demez Yiğit gözlerini elleriyle kapattı;
- O zaman haklısın, özür dilerim.
- Önemli değil.
Aslında önemliydi, çünkü çok utanmıştım ama şuan bu şortu giymem gerekti ve bu yüzden ondan yardım istedim. İki parmağını açıp yüzüme baktı:
- Eminmisin?
Kafamı sallayarak onayladım ama aklımda farklı bir fikir vardı.
- Yiğit, gözlerini açma...
- Selin o zaman nasıl giydirebilirim?
- Benim arkama geç ve kaldır, ben şortu giyebilirim o zaman.
- Zeki kız seni.
Yiğit ilk defa gülüyordu ve yanağının birinde gamze vardı. İlk defa dedim ama zaten Yiğit' le hiç uzun süre görüşmemiştik.
Ben şortumu giydim ve ardından gözlerini açmasını söyledim. Gözlerini açtı ve beni kucağına aldı, arabaya götürdü. Bu sefer yolculuğumu sandalyede değil arabanın koltuğunda yapıyordum.Yarım saatin sonunda Yiğit' in evindeydim ve yol boyunca hiç konuşmamıştık çünkü o telefonla konuşuyordu. Eve geldiğimizde telefonu kapattı ve hızla arabadan inip beni kucağına aldı. Eve götürüp bir koltuğa oturttu ve eşyalarımı getirmeye başladı.
Tüm eşyalarım eve girip odaya yerleşince yanıma geldi ve karşımdaki koltuğa oturdu:
- Merhaba Selin.
Sanki ilk defa tanışıyorduk ama bozmak istemedim;
- Merhaba Yiğit.
Biraz kıkırdadı. Ardından konuşmaya devam etti:
- Bu gün Demir gelicek. Hatta...
Dışarıyı işaret etti ve o tarafa baktığımda camdan gri bir arabanın geçtiğini gördüm;
- Geldi bile.
Yerinden kalkıp kapıya gitti ve kapıyı açar açmaz havada kardeşim, biladerim gibisinden erkek lafları uçuşmaya başladı. Bense arkama dönmek istemiyordum çünkü çok heycanlanmıştım. Bana doğru yaklaşan ayak seslerini duyunca kalbim daha da hızlı atmaya başladı.
- Selin hanım.
Kafamı ona çevirdim ve öylece kaldım. Yiğit beni derin bir uykudan uyandırmak istiyormuş gibiydi:
- Selin, Selin iyimisin? Kızım cevap versene.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mucizenin Hikayesi ☆
Teen FictionHer şeyini kaybederek umudu kırılan Selin' in yeniden hayata ve hayallerine kanat çırpışının hikayesi.