Felix'den
"Chan hyung artık gitsek olur mu?"
"Evet cidden gitsek çok güzel olucak. Şunların haline baksana."
İki gün önce ödül töreninde sergilediğimiz mükemmel performans ve aldığımız ödülü kutlamak adına bir bara gelmiştik. Fikir Changbin hyung dan çıkmıştı. İdol olduğumuz için barı kapatmak zorunda kalmıştık.
Yaklaşık 3 saattir bardayız ve Chan hyung,Jeongin ve ben haricinde herkes kör kütük sarhoş olmuş durumda.
Seungmin yarım yamalak şarkı söylüyor,Changbin ona tezahürat ediyor,Jisung,Minho hyunga sarılmış bir şekilde sızmış,Minho hyung da Jisung'un saçlarını okşayarak ona bir şeyler anlatıyordu. Hyunjin ise dizime yatmış -sarhoşluğun verdiği etkiyle cümleleri yarım yamalak söylerek- bana bir şeyler söylüyor ve yüzümü mıncırıyordu.
"Taksi çağıralım. Taksiye kadar taşırız bunları."
"Tamam Jeongin. Taksiyi siz çağırın bende bunları ayıltmaya çalışayım."
"Tamam hyung,arıyorum ben."
Jeongin telefonunu alıp bir kaç tuşa tıkladı ve kulağına götürdü. Chan hyungda diğer herkesin başına dikilmiş -çeşitli tehditler ile- ayıltmaya çalışıyordu. Ben de Hyunjin'in yanağını öptüm.
"Hyunjin hadi kalk,gidelim."
Öptüğüm yere elini koydu.
"Dudakların çok güzel Felix. Senin dudakların benim yanağıma değdi. YANAĞIMI ASLA YIKAMAYACAĞIM!"
Ona kıkırdayıp,başımı iki yana salladım. Sarhoş olduğu için böyle cümleler kurduğunu biliyorum. Ama yinede kalbimin hızla atmasına engel olamadım.
"Hyung taksiler geldi. Şu hyungları taşıyalım artık lütfen. Çok yoruldum."
"Tamam Jeongin,arabanın kapısını aç hadi."
Chan hyung zar zor Seungmin ve Changbin'i taşıyor aynı zamanda da susmaları için yalvarıyordu.
"Felix! Minho ve Jisung'u sen getirir misin?"
"Getiriyorum hyung!"
Benden rica etmesinin sebebi Changbin'in Seungmin'i öpmeye çalışmasıydı. Normalde elbet bir şey diyemezdi ama sarhoş oldukları ve sonradan pişman olmamalarını sağlamak için onları ayırmaya çalışıyordu.
Minho ve Jisung'un yanına gittiğimde Minho beni fark ettiği gibi bağırmaya başladı.
"Aaa! Felix gelmiş,otursana Lix. Biz de peçete yiyorduk."
"Hyung hadi yurda gidelim."
"Aa hayır Jisung'u burda bırakamam. Bırakırsam herkes bu sevimli sincabı almak ister. JİSUNG BENİM ONU KİMSEYE VERMEM!"
"Jisung'u da alıcaz zaten hyung,hadi gel."
Zar zor ikisini de ayağa kaldırmış ve yürütmeye çalışıyordum. Jisung yarı ayık olduğu için daha bir zor oluyordu.
Sonunda taksiye geldik ve ikinci taksiye de onları yerleştirdik. Saate baktığımda 23:55 olduğunu görmemle ufak çaplı bir şok yaşadım. Resmen beş dakikalık yolu on beş dakikada gelmişiz.
Ve son olarak Hyunjin. Onu da Chan hyung ile taksiye bindirdik.
Seungmin-Changbin bir takside Minho-Jisung bir takside Chan-Jeongin bir takside Hyunjin ve bende bir taksideydik.
Taksinin içi biraz garipti. Ön taraf ve arka taraf arasında paravan gibi bir şey vardı. Böylece ne biz sürücüyü görüyor ne de sürücü bizi görüyordu.
"Lixieee~ çok güzelsin."
"Sen de çok güzelsin."
Bu dediğimle kıkırdamış ve bakışlarını bana çevirmişti.
"Lix ben erkeğim. Güzel diye değil yakışıklı diye hitap etmen gerekiyor."
"Sen erkeksin de ben neyim? Kıza benzer bir halim mi var?"
Alayla söylediğim şeye karşı yüzünü düşürmüş ve derin derin bakmaya başlamıştı.
"Hayır,kıza benzer bir halin yok. Çünkü sen bütün kızlardan daha güzelsin. En güzel kızlardan,en güzel yıldızlardan,şarkılardan,aşklardan, çiçeklerden daha güzelsin Lix."
Söylediği her cümle kalbime ve zihnime işlerken kısa,kısacık bir zaman benden hoşlandığını düşündüm. Ki bu bana göre imkansızdan bile imkansızdı.
Elleriyle yanaklarımı avuçladı ve mükemmel gülüşünü bana sunarak.
"Seni seviyorum Lix. Seni çok seviyorum."
Daha sonra yüzünü düşürdü ve ellerini yanaklarımdan indirerek.
"Ama sen beni hiç bir zaman sevmeyeceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I FOUND YOU | HYUNLİX
FanfictionHyunjin küçüklüğünden beri Felix'e aşıktı fakat Felix ülkesini değiştirdiğinde ondan bir daha ne haber almış ne de görmüştü. Ama nereden bile bilirdi ki stajyerlik yaptığı şirkette 'Stray Kids' adlı gruba üye olduktan sonra yollarının birleşeceğini...