7

1.2K 109 48
                                    

Hyunjin'den

Kanım donmuş gibi hissediyorum. Umarım bu bir hayal değildir ve ya uyumuyorumdur.

"E-evet benim....... Sen gerçekten-

Cümlesini bitirmesine müsade etmeden sarıldım ona hiç bırakmayacak gibi.

"Lix seni çok özledim."

İstem dışı bir şekilde gözlerimden yaşlar akıyordu. Kalbim uzun zaman sonra bu denli hızlı atıyordu. Boynumda hissettiğim ıslaklıkla onunda benim gibi ağladığını anladım.

"Ben de seni çok özledim Hyun."

Konuşmasıyla beraber kıpırdayan dudaklarını boynumda hissetmem zaten hızlı atan kalbimi marotona çıkarmıştı.

"Sözünü tuttun Lix. Sana güvenebileceğimi biliyordum."

"Seni seviyorum Hyun."

Ayrıldık ve ayrılmamız ile birlikte göz yaşlarını silip çillerini öptüm. O da aynı şekilde göz yaşlarımı sildi ve yanaklarıma ve alınıma öpücük kondurdu.

Ellerimizi birleştirip arkamızı dönerken bize 'burada ne oluyor' bakışları atan 6 kişiyi görmemizle kıkırdamıştık. Minho hyung gözlerini kırparak.

"Bir dakika şimdi siz. Tanışıyor musunuz?"

"Yok tanışmıyorlar o yüzden seni özledim falan dediler birbirlerine. Salak salak soru soruyor ya."

Seungmin'in söyledikleri ile Minho hyung ona doğru yürümeye ve aynı zamanda sert bakışlarını atmaya başladı.

Olucakları benim kadar Chan hyung da fark etmiş olucak ki panikle Minho hyungu tutmaya çalıştı.

"Tamam Minho. Boşver her zamanki Seungmin işte hem bak yeni üyede geldi ayıp olmasın şimdi ilk günden."

Felix'e dönüp baktığımda ise birleşik ellerimizi izliyor ve arada burnunu çekiyordu.

Bir dakika şimdi ellerimize bakıyor yani ellerimizi izliyor ve elini benim elim tutuyor. İkimizin ellerini izliyor!

Acaba o da mı bana aşık? Sonuçta ellerimizi izliyor.

Biraz abarttığımı var sayarak ben de onu izlemeye başladım.

Kahverengi gözleri,benim için bir tünel gibiydi oraya girdiğimde zar zor çıkıyor ve çıktığımda hala büyüsünde oluyordum.

Çilleri,adeta yıldızlar onun yüzüne inmişti. Kalbindeki güzellik kalbine sığamamış ve yüzüne imza atmıştı.

Saçları,şuan kahverengiydi ama çıkıştan sonra veya önce boyamak zorunda kalacaktı. Zira ben her rengin ona yakışacağını düşünüyorum. Eğer istemezse aynı renge boyarız ki yabancılık hissetmesin.

Ona baktığımı hissetmiş olucak ki bana içtenlikle gülümsedi.

"Ben hala inanamıyorum. Sen gerçek misin? Umarım bu bir rüya değildir. Rüyaysa da uyanmak istemiyorum."

"Evet bak hayaletim ben."

"Ya off bir an çok inanmıştım. Yine mi ya!"

"Saçmalama Hyunjin tabi ki gerçeğim. Bu rüya değil."

Zaten birleşik olan ellerimiz ile birlikte onu yurda doğru götürdüm. Diğerleri zaten hala dışarıdaydı.

İçeri girdiğimiz gibi kapıyı kapatıp tekrar sarıldım ona ilk önce karşılık vermedi ama sonra o da karşılık verdi.

"Neden katıldın bu gruba?"

"Seni bulmak için bir kaç yıl staj yaptım ve sonra gruba aldılar. Eğer ünlü biri olursam beni belki bir gün fark eder ve bulmaya,yanıma gelmeye çalışırsın diye düşünmüştüm ama sen daha çıkış yapmadan buldun beni."

"Hyunjin-ahhh~ çok seviyorum seni bir daha bırakmayacağım."

"Bırakırsan zaten küserim seninle bir daha ömür boyu konuşmam vicdan azabından ölürsün."

Omzuma vurup kıkırdadı.

"Artık hep beraber olucağız Hyunjin söz veriyorum."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I FOUND YOU | HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin