Ailurophile | Taennie

8

bölüme geçmeden önce hepinizden özür dilemek istiyorum, uzun süredir bölüm atamadım. Köyden dönmem, kurs yoğunluğunu düzene koymaya çalışmam, tam koydum derken beraber büyüdüğüm arkadaşımın yoğun bakıma girme süreci, vefatı derken bırakın yazmak için girmeyi, okumak için bile giremedim Wattpad'e. Hâlâ kendimi bazı konularda garip  hissediyorum ama hayatın devam ettiğinin de farkındayım. Elimden geldiğince aktif olmaya çalışacağım. Bu dönemde bölümler biraz aksak gelebilir, anlayışla karşılarsınız umarım.

Bu bölüm cennet kuşu olan sessiz kızıma🌺 Bölüme geçebiliriz.

bölüm şarkısı: Pera- Veda Busesi

İyi okumalar <3

.

"Ben çıkıyorum!" Portmantodan ceketimi alıp içeriye doğru seslendim.  Cevap gelmesini beklemeden kendimi dışarı attım. Eşyalarımı yan koltuğa koyup güneş gözlüğümü de takarak şirkete gitmek üzere arabayı çalıştırdım.

.

Yaklaşık 6 saat süren çekim hepimizi fazlasıyla yormuştu. Taehyunglar da yeni bir albüm çalışması içerisinde oldukları için yorgunluğumuzu atmak amaçlı akşam yemeğini dışarıda yemeyi düşünmüştüm.

Kendi kıyafetlerimi giyip çantamı da alarak otoparka inmek için asansöre bindim. Arabama yerleştiğimde çalıştırmadan internetten gördüğüm kadarıyla hoşuma giden bir mekana rezervasyonumu yaptırmıştım.

İşimi hallettikten sonra telefonu kenara koyup Ella'nın okulunun olduğu tarafa bakan çıkıştan çıktım. 10 dakikanın ardından okulun önünde olabilmiştim.

Geldikten birkaç dakika sonra zilin çalmasıyla kısa süre içerisinde Ella'yı gördüm. O da arabayı görmüş olacak ki bu tarafa yöneldi. Suratının birkaç gündür asık olması canımı sıkıyordu.

Kendi kendine arabanın kapısını açıp ilk çantasını koydu ardından kendisi bindi. Ona doğru döndüm.  "Günün nasıldı?" Emniyet kemerini takmaya çalışırken sorumu cevapladı. "Güzeldi."  Emniyet kemerini koltuğunun arasından geçiremeyince uzanıp ben geçirdim. Yanağına da bir buse bırakıp geri önüme döndüm.

"Ella, bugün akşam birisinde kalmak ister misin?" Dikiz aynasından saniyelik suratına baktığımda heyecanlandığını çok rahat anlamıştım. "Kimde mesela?" Benim de yüzümde silik bir tebessüm oluştu. "Kimde kalmak istersen?"

Yolun gerisinde düşünmek için sessiz kaldığında hiç konuşmadan eve vardık. Kendim inip Ella'nın çantasını aldıktan sonra onun da inmesini bekleyip kapının önüne geçtim. Çantamın içinden uzun uğraşlar sonucu çıkartıp açtığım kapıyla Ella'nın geçmesini bekleyip arkasından ben de geçtim. "Ellerini yıka, üstünü değiştir gel. Ben de yemek hazırlayayım." Sözüm dinleyerek merdivenleri çıkarken ben de hemen alt kattaki lavaboda elimi yıkayıp kendimi mutfağa attım.

Birkaç saatliğine midesini bastırması için tost yapmam yeterliydi. Kaşar peyniri ve sucuk çıkartıp ekmeğin içine yerleştirdim. Tost makinesini de raftan indirip arasına ekmeği koydum. O olurken  ben de üstümü değiştirebilirdim.

Üst kata çıkıp giyinme odasından elime gelen tişörtü ve taytı giydim. Yeniden aşağı indiğimde tost makinesinin fişini çekerek bir süre de kendi sıcağında durmasını bekledim. O sırada dolaptan kendi sıktığımız portakal suyundan çıkartıp bir bardağa döktüm. Kağıt havlusuyla bardağını ada tezgâh kısmına koyup tostunu da bir tabağa aldım. Daha rahat yemesi için ortadan ikiye de kestiğimde başka bir şeyin kalmamasıyla oturma odasına geçtim. "Hadi gel kızım."

Koltuktan kalkıp koşarak mutfağa grçince ben de yanına gidip oturdum. Sandalyeler yüksek olduğu için ve Ella hareketl bir çocuk olduğu için sandalyede otururken düşmesin diye daha çok dikkat etmemiz gerekiyordu.