nepenthe

3K 126 51
                                    

Yanımda delirmişçesine okey oynayan sevgilime bakarken yüzümdeki büyük gülümsemeye engel olamıyordum. Otuz yaşında olmasına rağmen kesinlikle çocuksu ruhundan hiçbir şey kaybetmemişti. Okey oynarken bir insan nasıl bu kadar zevk alabilirdi ki?

"Ortak el nasıl?" Ogeday konsantre olmuş bir şekilde yüzündeki gergin ifadeyle İhsan'a baktığında sırnaşarak kolunun altına girdim ve kafamı göğsüne yasladım. Anında elleri omzumda yer bulmuş, nazik dokunuşlarla okşamaya başlamıştı.

"Ortağım kötü gibi ama düzeltmeye çalışacağım."

"Çalışma İhsan, düzelt." Kaşlarım gerginliği karşısında şaşkınlıkla havaya kalkarken ciddiyetinden ödün vermeyerek ortadan taş çekti.

"Aşkım elin iyi baya sanırım." diye fısıldadığımda gülerek burnumu sıkıştırdı.

"Baya iyi, şans getirdin."

Can sıkıntısıyla sesli bir şekilde nefes verirken parmaklarımla dizini okşamaya devam ettim. Yaklaşık üç saattir okey oynamasının yanında buna bir saattir şahit olmam epey bunaltmıştı.

"Ogeday benimle ne zaman ilgileneceksin?"

"Son bir kaç el güzelim, sonra seninim."

"Yarım saat önce de aynısını söylemiştin."

Dediğimi duymamışçasına "Hadi ortadan bir taş çek benim yerime." dediğinde gözlerimi devirerek taş çektim.

Ogeday çektiğim taşa büyük bir sevinçle ellerini birbirine gürültülü bir şekilde çarparak sevinirken Can ve diğer arkadaşı Ali homurdanarak karşılık vermişti.
Tahtada bir kaç düzenleme yaparak sert bir şekilde masaya taşı vururken İhsan'la sesli kahkahalar atarak birbirlerine çak yaptılar.

"Sen mükemmel bir şeysin!" dudaklarıma aniden yapışıp hızlı bir öpücük kondurduğunda gözlerimi kocaman açtım.

"Şampiyon olduğunda bu kadar sevinmemiştin Ogeday."

"O farklı, yabancı değiliz şurada rahat davranıyoruz.." dedi kocaman gülümsemesiyle.

"Bizi yenmekten keyif alıyor puşt." diye sinirle tıslayan Can'a kıkırdadım.

"Aynen öyle kardeşim. Şu suratının aldığı şekil muazzam bir haz veriyor." Ogeday büyük bir keyifle taşları dizmeye başladı. Tekrar aralarında şakalaşmaya başladıklarında şişenin dibinde kalan birayı hızla kafama diktikten sonra ayaklandım.

"Nereye yavrum?" diye anında seslenmesiyle tekrar bakışlarımı ona çevirdim.

"Makbule'nin yanında güneşleneceğim biraz."

"Geliyorum hemen." Ogeday masadakilere bilgi verdikten sonra ayağa kalkarak elimden tuttu. Beni bir yerlere çekiştirirken, son duyduğum şey arkadan gelen Can'ın söylenmeleriydi.

"Biz dizeriz tabii paşam emrinize amadeyiz!"

Kafenin arkasında kalan sakin bölgeye geldiğimizde sırtımın ağaca yaslandığını hissettim. Büyük elleri yanaklarıma çıkıp usulca okşarken mavi gözleri dikkatle bana bakıyordu.

"Oyun oynarken bambaşka bir insan oluyorsun sevgilim." dediğimde gülerek beni göğsüne çekti.

"Bu halime de aşık oldun değil mi?"

japon // ognisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin