far from home

2.9K 119 23
                                        

"Güzelim hadi uyan."

Ogeday'ın sesini duymamla beraber gözlerim yavaşça aralanırken bakış açımda olan mavileriyle karşılaştığımda yüzümde gülümseme oluştu.

Güne onunla başlamak hala çok garip gelmesinin yanında kokusuyla, dokunuşlarıyla, bakışlarıyla çok huzurlu hissettiriyordu. Bir kaç gündür ayrı uyuduğumuz tek bir gün bile olmamıştı. Her gecenin sonunda birbirimize sığınmış halde buluyorduk kendimizi.

Ellerimle gözlerimi ovuştururken, yanaklarımı okşayarak yüzümün her tarafına öpücükler bırakmaya başladı.

"Biraz daha uyumak istiyorum."

"Üzülerek bu talebini reddetmek zorundayım. Öğlen oldu neredeyse Nisa."

Omzumun üzerinden komidinin üzerindeki saate kısa bir bakış attığımda Ogeday'ın haklı olduğu gerçeğiyle karşılaşmıştım. Dudaklarımı büzerek ikna etme umuduyla ona baktığımda kaşlarını yukarıya kaldırarak kabul etmediğini belli eder bir şekilde bana bakmaya başladı.

"Çok uyuzsun." diyerek homurdandığımda gülerek dudaklarıma öpücük bıraktı.

"Bende seni seviyorum güzelim. Hadi kahvaltıya bekliyorum."

Onun içeri geçmesinin ardından gözlerimi hala tam açamamış olmanın sebebiyle sendeleyen adımlarla banyoya ilerleyip yüzümü yıkadım. Aynadaki yansımama bakıp saçlarımı düzeltme kararı aldıktan sonra Ogeday'ın yanına ilerledim.

Kısık sesli bir şekilde mırıldanarak şarkı söylerken bir yandan da yıkadığı biberleri tabağa koyuyordu. Minik adımlarla yanına ilerleyip arkadan ona sarıldım ve parmak uçlarımda yükselerek ensesine öpücük kondurdum.

Birlikte yaşamaya başladığımızdan beri sağlıklı beslenmem konusunda oldukça titiz davranıyordu. Geçenlerde kahvaltı anlayışımın çikolata kavanozunu kaşıklamak olduğuna  şahit olduğunda neredeyse kalp krizi geçirecekti.

"Bugünün menüsü belirsiz yumurta, belirsiz ceviz ve belirsiz maydonoz mu?" Çenemi omzuna yaslayarak yanaklarına öpücükler bırakırken güldü.

"Aynen öyle bak ne güzel, hızlı ayak uyduruyorsun." Gözlerimi devirerek sandalyelerden birine oturduğumda kahvaltıyı sadece bana hazırladığını fark etmiştim.

"Sen neden yemiyorsun?"

Hazırladığı tabağı gülümseyerek önüme bıraktı. "Sen uyurken sporumu yaptım ve çoktan kahvaltımı yaptım."

Tabağıma koyduğu cevizlerden birini ona doğru uzattım. Ağzını hemen aralayıp elimdekini havada kaptığında kıkırdadım. Boğa burcu erkeği olarak asla şaşırtmıyordu. Akıl almaz bir iştaha sahipti.

"Beni spor için yalnız bıraktın yani?"

"Hiç kolay olmadı."

Kafamı ona takılmak adına inanmadığımı belirtircesine çevirdiğimde gülerek sandalyemi tuttu ve kendine doğru çekti. Çenemden kavrayarak yüzümü ona doğru çevirdiğinde çok kısa süre geçmeden dudaklarımızı buluşturmuştu.

Öpüşü nazik ve şefkatliydi. Dudaklarımın tadının keyfini çıkarıyordu sanki. Alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emdiğinde titrek bir nefes aldım. Bende bıraktığı etki çok başkaydı. Ona karşı içimde bitmeyen arzu bazen korkutabiliyordu.

Dudaklarımız ayrıldığında yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. "İnandırıcı bir hamleydi."

Alnıma bir öpücük daha kondurup çatalıma uzandı ve böldüğü yumurta dilimlerinden birini ağzıma doğru uzattı. Ağzımı aralayıp yumurtayı çiğnemeye başladığımda yüzüm buruştu. Son zamanlarda o kadar çok yumurta yediriyordu ki yakında yumurtlamaktan korkmuyor değildim.

japon // ognisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin