Olaylı geçen Winka açılış gecesinin ardından yaklaşık 1 hafta geçmişti. O süre zarfı boyunca naptın derseniz pek bir ilerleme kaydettiğim söylenemezdi. Hatta 1 hafta nasıl geçti anlamamıştım bile. Hem ev aramaya çalışıyor hem de Makbule'nin depresyonuyla ilgileniyordum. Geçen hafta Ogeday'la neredeyse öpüşmek üzere olmamızı bile düşünmeye fırsatım olmamıştı denilebilirdi.
Ogeday'la 1 haftadır çoğu zaman mesajlaşmıştık. Normal bir şekilde konuşmaya devam ediyorduk. Son yaşanan olay hakkında ikimizde konuşmak istememiştik. Benim düşünmeye vaktim olmadığı doğruydu ama o neden konuşmak istememişti anlamış değildim. Bana umut vermekten çekiniyor olabilir miydi? Kafamda bir çok soru işareti mevcuttu ve belli ki bir süre daha bu sorularıma yanıt alamayacaktım.
"Makbule kalk artık, kanepeyle bir bütün olacaksın biraz daha yatmaya devam edersen." Sinirle homurdanmaya devam ederken elindeki çikolata kavanozunu ondan almaya çalıştım. İnatla daha çok kavanoza sarılırken mızmızlanmaya devam ediyordu. Derin bir nefes alarak tepesinde dikilmeye devam ettim. Makbule'yle İhsan açılış gecesinde kavga etmişlerdi. Canım arkadaşım tam zamanında (!) ağlayarak yanıma geldiğinde 1 haftalık işkence süreci benim için başlamıştı.
İhsan ve Makbule'nin yanına açılış gecesinde, İhsan'ın eski sevgilisi gelmiş ve kıza Makbule'yi Nisa'nın arkadaşı olarak tanıtmasıyla Makbule'nin şalterleri atmıştı. Bir haftadır bu olayı bininci defa dinlemiş biri olarak Makbule'nin tabii ki haklı olduğunu düşünüyordum. Ogeday'la bu durumu konuştuğumuzda İhsan'ın da çok kötü durumda olduğunu ve duruma el atmamız gerektiğini söylemişti. Bugün yeni tuttuğum evin ufak tefek boya işlerini halledecek ve bir kaç eşyasını oraya yerleştirecektik. Ogeday İhsan'ı da getirmek istediğinde Makbule'nin gazabına uğrayacağımı bile bile hayır diyememiştim.
"Makbule eğer kalkmazsan depresyonunu bundan sonra tek başına yaşarsın." arkamı dönüp çantamı almaya ilerlediğimde gelen seslerden ayaklandığını fark etmiştim. Söylenerek çantasını taktığında onu 1 haftadır ilk kez ayağa kaldırmanın şerefiyle sırıtarak evden çıktık.
Arabaya bindiğimizde Ogeday'dan gelen yolda olduklarını bildiren mesajı okuduktan sonra yeni tuttuğum eve doğru sürmeye başladım. Makbule telefonunu arabaya bağladıktan sonra Şebnem Ferah- Bu Aşk Fazla Sana şarkısını açtı. Tedirginlikle dudağımı ısırdım. Durum zannettiğimden daha vahimdi ve birazdan İhsan'la karşılaştığında ağzıma tükürecekti.
"NASIL İNANIRIM SANA
BU YÜREK AĞIR BANA
SEVGİN ÖYLE UZAKLARDA
NEFES ALSAM DA YANIMDA
BU AŞK FAZLA SANA!"Sesi de iyice açıp şarkıya kendini kaptırmıştı. En iyisinin kendi halinde bırakmak olduğunu düşünerek ve eve gitmeden sağır olmamayı ümit ederek arabayı kullanmaya devam ettim.
Gürültülü geçen araba yolculuğumuzun sonuna geldiğimizde hızlı bir şekilde arabayı park ederek kendimi dışarıya atmıştım. Müziğin kapanmasıyla beraber kulağımın zonklaması kesilmişti.
"Senin ne işin var burada?!" Makbule'nin sesiyle beraber tam apartman girişinde duran Ogeday ve İhsan'ı yeni fark etmiştim. İhsan Makbule'nin ateş saçan bakışlarından sonra iyice Ogeday'ın arkasına sinmişti ve yavru köpek edasıyla Makbule'ye bakıyordu. Ogeday'ın ise Makbule'nin cırlamasından sonra nutku tutulmuş sadece şaşkınca elini sallayarak selamlamıştı. Şu anki manzaraya kahkaha atmamak için zor duruyordum. Ogeday'a elimle gel işareti yaptığımda pıtı pıtı yanıma gelirken Makbule'nin sesli sitemleri devam ediyordu.
"Ogeday bunu yapmak iyi bir fikir miydi sence?" sessiz mırıldanmamı duymak için bana doğru eğilmişti. Tekrar gözlerimi onlara çevirdiğimde İhsan'ın Makbule'ye bir şeyler anlatmaya çalıştığını görmüştüm.
![](https://img.wattpad.com/cover/303013261-288-k334644.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
japon // ognis
Romancethis is our place, we make the rules and there's a dazzling haze and mysterious way about you dear have I known you twenty seconds or twenty years?