"We could be the greatest
It doesn't matter if we're never rich or famous"♪ ♪ ♪
Kim Taehyung. Partilerin çok aranan ama asla orada bulunmayan adamı. Gittiği her yerde ses getiren, bırakın kızları, erkekleri bile anında kucağına atlayacak kıvama getirebilecek bir adam. Parlamak için doğmuş, arkadaş grubunun her zaman en dikkat çeken kişisi rolünü üstlenmekte ikinci defa düşünmeyecek birisi.
Basketbol sahasında topunu sektirirken terden sırılsıklam olmuş forması, üzerine yapışan şortundan belirginleşen kaslı ve kalın esmer bacakları, eksik etmediği bandanaları, terini silmek için formasını kaldırdığı her an seyircilerin gözlerini kutsayan karın kasları, geniş omuzları, damarlı ve kaslı kolları ile erotik rüyalarınızı süsleyen o kişiydi.
Jeongguk ise.. Basit bir üniversite öğrencisi. Küçük arkadaş grubuyla takılan, bazenleri kafasını dağıtmak için partilere katılan ama fazla durmayan, okulda gözlerin üzerinde olmasından hoşlanmadığı için her zaman kuytu köşedeki bir ağacın altına sinerek eline gitarını alan, saatlerce beste yapıp şarkı söyleyen bir konservatuar öğrensiydi.
Jeongguk insanlara pek dikkat etmezdi. Yanına gidip ona "Dün sana selam verdim, gördün mü?" diye sorsanız, size anlamsız bakışlarını atardı. Kendi küçük arkadaş grubu, sınıf arkadaşları ve kulüp arkadaşları dışında kimseyle ilgilenmez, gerek duymazdı.
Tabii bu Taehyung için geçerli değildi.
Öyle büyüleyici bir adamdı ki Taehyung, Jeongguk her sabah elinden eksik etmediği karamel macchiatosu ve şarkı sözleri yazdığı defteriyle erken saatlerde koşu sahasına gider, sanki Taehyung'la ilgilenmiyormuş rolü yaparak bir şeyler karalardı. Ne zaman Taehyung'un bakışları ona kayacak gibi olsa eli ayağına dolaşır, bir sakarlık edip başına bela alırdı.
Ne zaman Taehyung'un antrenmanı olsa, Jeongguk arkadaşlarını zorla oraya getirir, kuytu köşede bir yere sinerek gizli gizli Taehyung'u dikizlerdi. Pek bir dalga konusu olsa da umursamazdı, sonuçta istediğini almış olurdu.
Bazı zamanlar maç sonraları gizlice soyunma odasına girer, Taehyung'un dolabına soğuk su ve en sevdiği çilekli çikolatadan koyardı. Birçok kez Taehyung'un kendi aldığı çikolatayı yediğini görmüştü.
Hoşlanıyor muydu Taehyung'dan? Birazcık. Kim hoşlanmazdı ki?
Seviyor muydu onu? Bir insan olarak evet, romantik olarak hayır derdi bu soruya Jeongguk. Birisini hakikaten sevmek için onu tanımak gerektiğini savunurdu her zaman.
Peki ya, olabilir miydi Taehyung'la?
Olamazdı. Taehyung ilgisini çekse de imkansızdı bu. Jeongguk kimsenin ilgilenmediği, ders saatleri dışında okulda bulunmayı sevmeyen, doğru düzgün sosyal medya bile kullanmayan birisiydi. Taehyung eve girmez, saatlerce dışarıda takılır, gününün boş zamanlarında bile okulun kafeteryasında olur, her dedikoduya ismini yazdırırdı.
Farklı dünyaların insanlarıydı onlar. Zıt kutuplar birbirini çeker deseler de Jeongguk bu söze hiçbir zaman inanmamıştı.
yine bir şeyler yapıyoruz.
bu fic elifim içindir ve onun isteklerine göre düzenlenmiştir!!
umarım beğenirsiniz 😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high
FanfictionBasketbol takım kaptanı Kim Taehyung yakışıklılığı, flörtöz tavırları, inanılmaz partileri ve parmaklarından eksik olmayan sigarası ile bilinirdi. Jeongguk ise sessiz sakin bir köşede oturup hayatını yaşayan bir konservatuar öğrencisiydi. 220822