12; biggest regret

2.7K 351 119
                                    

"Tell me, will I find myself again?
When I go too far?"

♪ ♪ ♪

On saniye. Sadece on saniyelik bir bakış bile Jeongguk'un özlemini dindirmeye yetmişti. Karşısında şaşkın ifadesiyle dikilen adama hissettiği duygular gardını indirmesi adına ona baskı yapıyordu ancak kararlıydı. Taehyung'u unutacaktı ve ondan uzak durmalıydı.

Ama çok özlüyordu.

Tanrı şahit, Jeongguk kemiklerine kadar işleyen bu özlem duysuyla daha da yoruluyordu. Nasıl da alışmıştı esmerin varlığına? Oysaki ne kadar olmuştu arkadaş olalı? Taehyung'u uzaktan izlerken her şey daha kolaydı. Bilmiyordu sonuçta, onunla vakit geçirmenin nasıl olduğundan haberi yoktu.

Şimdi ise tatmıştı o duyguyu. Tenine dokunmuş, sohbet etmiş, derdine ortak olmuştu. Romantik duyguları olsa bile Taehyung ile arkadaş olmayı çok sevmişti. Zaten insan sevdiği ile ilk arkadaş olmalıydı değil mi? Jeongguk olmuştu. Onu sevse bile arkadaş kalsaydık keşke demeden edemiyordu. Kendisi için zehir olacak anlar yaşayabilirdi. En azından Taehyung'u daha çok görmüş olurdu.

Aslında bunları düşünmenin bir anlamı yoktu. Çoktan kararını vermişti, geri dönüşü olduğunu da düşünmüyordu. Geçen seferki gibi esmeri lavaboya çekip elindeki yanığa krem sürmek istese de bu dürtüsünü görmezden gelmeliydi.

Taehyung'a bakarken transa girmiş, asıl kahvenin kendi üzerine döküldüğünü fark etmemişti. Taehyung özürlerini sıralamaya başlayıp yardım etmeye çalışmasa kendisine gelemezdi. Önemli olmadığını söyleyip uzaklaşması gerekiyordu.

"Tanrım! Jeonguk özür dilerim, iyi misin? Önüme bakmıyordum, her zamanki aptallığım işte! Daha yeni almıştım, çok sıcak olmalı. İstersen gel üzerini temizleyelim. Yedek kıyafetin yoksa ben de var. Daha dikkatli olmalıydım. Canın acıyor mu? Jeongguk cevap ver lütfen, iyi misin? Çok, çok özür dilerim."

Taehyung'un art arda sıraladığı cümleler Jeongguk'u kendisine getirmeye yetmişti. Canı ne kadar acısa da saatlerce kahkaha atabilecek bir durumdaydı. Esmerin panikle, aynı kendisinin yaptığı gibi hızlı hızlı konuşması absürt gelmişti. Sakin taraf hep Taehyung olurdu.

"Nefes al, Taehyung."

"Ne?"

"Nefes al, diyorum."

Komik olan esmerin sahiden nefes almıyor oluşuydu. Aniden Jeongguk'u karşısında görmek ve özlediği yüzüne bakamadan üzerine kahve dökmek onu panikletmişti. İki hafta sonra ilk görüşünde de ona zarar vermişti. İsteyerek yapmamıştı tabii. İstemeden de olsa Jeongguk'a kötü geldiği zamanlar da pek bir fazlaydı sonuçta. Bu gerçek de yüzüne çarpmıştı.

"Kartları değiştirmişiz anlaşılan."

Gülerek söylediği cümle ile Jeongguk'un yüzünde kırgın bir tebessüm oluştu. İkisi de gözlerini kaçırmıştı bu sefer. Jeongguk yanığın sızısını hissetmeye başladığı ve biraz daha orada dikilirse gözlerinin dolacağını düşündüğü için hızlıca ayrılmak istiyordu.

Konuşmaya yeltendiği an bileğinden tutulup çekilmese isteğini gerçekleştirecekti. Taehyung'un beklemediği bir anda bedenini lavaboya çekiştireceğini düşünmemişti. Ağzını açamazken esmer kapıyı kilitlemiş, soğuk suyu açtığı gibi küçük olanın elini avuçları arasına almıştı.

you get me so highHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin