"Aşkıma hiç dokunma, bırak öyle kalsın
Gerçek sevgi neymiş, bilmeyenler anlasın."♪ ♪ ♪
Aşık olduğumuzda nasıl hissederiz? Aşkı yaşarken herkesin eli ayağı birbirine mi dolanır? Kalpleri küt küt mü atar? Yoksa duygularını yansıtmadan öylece dururlar mı? Birisinin bizi sevdiğini nasıl anlarız? Nasıl emin oluruz? Nasıl açılırız ve reddedilmeyeceğimizi biliriz mesela, nasıl anlarız bunu? Bir insanla bir ilişki yaşamaya hazır olduğumuzda bunu nasıl öğreniriz?
Hissederiz galiba, karşı taraftaki hissettirir bunu. Peki ya yanlış hissetmişsek? Aslında biz duygularımıza yenik düşüp her şeyi yanlış yorumladıysak, o zaman ne yapacağız?
Hoşlandığımız kişi yanınıza gelip sevgililerin beraber çektiği bir videoyu çektikten sonra bunu sosyal medya hesabında paylaştığında tam olarak ne yapmalıyız? Evet, Jeongguk'un kafası bu sorularla doluydu ve fazlasıyla karışıktı. Videoyu kaç kere oynattığını bilmiyordu. Taehyung hesabını bilmediği için onu etiketlememişti ama tabii ki Jeongguk her gün onun sosyal medya hesaplarında yatıp kalktığı için anında görmüştü.
Sabaha kadar uyuyamamış, yatağında dönüp durmuş ve o mağlum videoyu izlemişti. Çok, çok hoşuna gitmişti. Kalbinde çiçekler açmıştı sanki öyle bir mutluluk, heyecan vardı içinde.
"Kalk artık dümbelek saat kaç oldu!"
Kafasına yastık atılmasaydı hayal âleminde dakikalarını sürdürmeye devam edecekti fakat Changmin buna izin vermezdi. Taehyung gittiği an arkadaşına hesap sormuş, neden ikisini videoya çektiği hakkında azarlayıp başını şişirmişti ama uzaktan daha da tatlı duruyorlardı. Belki birazcık, azıcık Changmin'i boşuna dövmüş olabilirdi.
"Lütfen en güzel anlarımda pat diye ortaya çıkma of! Az önce Taehyung ile okul dedikodusu yapıyordum."
Changmin gülerek "Yoongi misin sen manitayla okul dedikodusu yapmak ne?" demiş, karşılığında sırtına ne olduğunu bilmediği bir cisim yemişti. Dolaptan aldığı kıyafetleri Jeongguk'un kafasına fırlatmak için arkasını döndüğünde kendisine parlak gözlerle bakan oğlanla karlaştı. "Pattadanak manita deme şu adama ben bir hoş oluyorum, içim bir garip oluyor." Jeongguk yüzüne fırlatılan kıyafetleri yumruk yaparak yüzüne bastırmış, hafif bir çığlık atmıştı.
"İçini bilmem de gözlerinde farklı galaksiler oluşuyor oğlum! Kalk koşacağız daha saat yediye geliyor."
Jeongguk ayaklarını yataktan sarkıtarak "Off, puff," sesleri çıkartmış, zorla da olsa ayağa kalkmayı başarmıştı. Tabii kendisini yatağına tekrardan atıp battaniyesini üstüne çekerek hayallerine geri dönme isteği daha baskındı. Changmin poposuna vurup "Hadi kardeşim hadi," diyerek onu ittirmeseydi bu isteğini gerçekleştirirdi.
Pijamalarını çıkartırken bugün Taehyung'u görüp göremeyeceğini düşünüyordu. Şu an antrenman ya da sabah sporu yapıyor olmalıydı. Belki koşarken onu görebilirdi. Yanına giderdi ve sohbet ederlerdi bu sayede günlük Taehyung özleminin çeyreğini gidermiş olurdu. Neden ansızın koşmaya gittiklerini sorgulamak aklına geldiğinde yatakta fotoğraf çekilen Changmin'e dönmüş "Bir dakika, biz neden koşmaya gidiyoruz?" diye sormuştu. "Kütüphaneden dönerken seninkini gördüm deli danalar gibi koşuyordu." cevabını aldığında ise kocaman gülümsemişti. "Deli dana hali bile tatlıdır onun." Her şeyini çok seviyordu ve her hali gözüne güzel geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high
FanfictionBasketbol takım kaptanı Kim Taehyung yakışıklılığı, flörtöz tavırları, inanılmaz partileri ve parmaklarından eksik olmayan sigarası ile bilinirdi. Jeongguk ise sessiz sakin bir köşede oturup hayatını yaşayan bir konservatuar öğrencisiydi. 220822