"If only you saw what I can see
You'll understand why I want you so desperately
Right now I'm lookin' at you, and I can't believe"♪ ♪ ♪
"Of Jeongguk uyumak istiyorum ben! Uykumu bölmenin öcünü alacağım senden!"
"Azıcık memnun olur musun? Erken kalkan yol alır demişler. Hem benim sayemde dersine geç kalmayacaksın."
Jeongguk, oda arkadaşı Changmin'i tam anlamıyla "şafak harekatına gider gibi" yataktan kaldırmış, zorla okula getirmişti. Sabah saatlerinde basketbol takımı antrenman yapardı. E takım kaptanı da orada olmak zorundaydı ki Taehyung hiçbir antrenmanı kaçırmazdı.
Changmin'i bileğinden tutup sürükleyerek basketbol sahasına getirip, arkadaşının söylenmelerini dinlerken göze batmayacakları bir köşe bulup ikisini de oraya oturttu. Tabii Changmin oturduğu an uyku moduna geçebilirdi.
"Yurttan buraya ne kadar mesafe var biliyor musun sen?! Ben senin kadar bıcır bıcır değilim Jeongguk! Sabaha kadar ders çalıştım zaten.."
Ama söylenmeyi ihmal etmezdi.
"Bıcır bıcır mıyım ben?" Jeongguk'un sevimli sorusuyla Changmin gülümseyip onaylarak başını omzuna yaslamıştı. Aralarında az da olsa boy farkı olduğu için şu an çok rahattı. Madem onu uyutmuyordu yastığı olmak zorundaydı.
"Niye geldik buraya? Zaten bügün maçları yok mu bunların?"
"Hmm, var."
Jeongguk'un odağı azıcık bile arkadaşında değildi. Takım arkadaşlarıyla top sektiren esmerden gözlerini çekemiyordu. Gözleri Taehyung'un yapılı vücudu ve yakışıklı yüzü arasında mekik dokuyordu. Uzun, ince parmakları topu her sarışında Jeongguk derin bir nefes alıyor, zihnine doluşan görüntülerle yanakları kırmızılaşıyordu.
Bugün maçları vardı. Jeongguk hayranlığını gizli gizli yürütse de maçlarda en önden izlemeyi tercih ederdi. Böylelikle kamufle olarak kendisini bir basketbol fanatiği rolüne sokuyordu. Bazı kişiler maçlardaki hallerine bakıp neden takımda olmadığını sorgularlardı ama kendisinin toplarla arası hiç iyi değildi.
Bugün de aynı performansı göstermeyi planlıyordu ama bu sefer daha çok tezahürat yapacaktı. Eğer bu maçı kazanırlarsa final maçına kalacaklardı. Önemli maçlardan olduğu için desteğini en güzel şekilde göstermek istiyordu.
"Heyoo, Jeongguk'tan dünyaya! Yine senin esmer oğlana mı daldın?"
"Ha! Ha? Efendim?"
Changmin'in kulağının dibinde bağırmasıyla Taehyung'un üzerindeki bakışlarını hızlıca çekerek ona döndü. Kesinlikle fazla ses çıkarıyordu. Onu buraya kendisini yalnız hissetmemek için getirmişti. Maç günü olduğu için birazcık kalabalıktı, yalnız başına bir köşede oturmak gerici geliyordu.
"Hangi erotik hayallerinin içinde kayboldun bilmiyorum ama açım ben. Kalk kahvaltı yapalım, maçın başlamasına beş saat var."
Jeongguk kabül etmek istemese de sesli şekilde guruldayan karnıyla somurtarak oturduğu yerden kalkmıştı. Ama daha yeni gelmişlerdi, onu daha çok izlemek istiyordu. "Yavaş yavaş çıkalım ama! Hızlı yürümeyelim." Dudaklarını büzerek konuşmasıyla Changmin onu kıramamış, kaplumbağa edasıyla yürümeye başlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high
FanficBasketbol takım kaptanı Kim Taehyung yakışıklılığı, flörtöz tavırları, inanılmaz partileri ve parmaklarından eksik olmayan sigarası ile bilinirdi. Jeongguk ise sessiz sakin bir köşede oturup hayatını yaşayan bir konservatuar öğrencisiydi. 220822