"Every time I see you baby I get lost
If I'm dreaming, baby, please don't wake me up"♪ ♪ ♪
Jeongguk hayatında olmadığı kadar mutluydu.
Taehyung ile ağacın altında konuştukları günün akşamı yazdığı şarkısını bitirmiş, hatta bestesini yapmaya bile başlamıştı ve ilham perileri onu bir saniyecik de olsa onu bırakmıyordu. Bunun sebebinin esmer oğlan olduğunun da pek tabii farkındaydı. Ne zaman onu düşünse aklına yeni bir fikir daha geliyordu.
Taehyung'la konuşunca aslında onun sandığından daha kibar bir adam olduğunu fark etmişti. Flörtöz tavırlarının yanı sıra saygısından da ödün vermiyordu.
O günün üzerinden neredeyse bir hafta geçmiş olacaktı ve Taehyung ile defalarca kez karşılaşmışlardı. Sohbet etme fırsatları olmasa da Jeongguk aynı ortama girdikleri an kendisine dönen bal rengi gözlerden hiç şikayetçi değildi.
Ertesi gün, Jeongguk sabahın erken saatlerinde kampüste Changmin'le birlikte yürürken ve onun başını şişirirken ters yönden gelen Taehyung ile karşılaşmıştı. Pekala, bu anı hiç yaşamamış değildi. Çarpıştıkları bile olmuştu ama bu sefer Taehyung ile göz gözeydiler ve esmer acelesi olduğu için hızla yanında geçerken kocaman gülümseyip "Günaydın Gguk-ah." demişti.
Ona Gguk demişti, ismini kısaltarak sevimli bir ses tonu kullanmıştı. Jeongguk karnında uçuşan kelebekleri tarif edemezdi.
Sonrasında Changmin sesli şekilde "Hassiktir," diye bağırdığı için Taehyung arkasını dönmüştü ve küçük çaplı bir rezillik yaşamışlardı. Kocaman gülümseyip Taehyung'a el sallayarak hızlıca ikisini de oradan uzaklaştırmıştı tabii ki. Changmin ise halen "Elf gözlerim doğru mu gördü?" tarzında bir şeyler söylüyordu.
Jeongguk bazen Taehyung'u özlediği için onun gittiği yerlere bilerek giderdi ama utandığı için buna kalkışmasa bile birçok kez karşılaşmışlardı.
Eunwoo onlara güzel bir akşam yemeği ısmarlayacağını söyleyerek hepsini Itaewon'da bir restorana getirmişti, lüks bir mekan olduğu söylenebilirdi ama sonuçta beleşin tadı her zaman güzeldi ve Eunwoo'nun parası boldu.
Jeongguk'un şaşırdığı nokta ise orada da Taehyung ile karşılaşmasıydı. Taehyung yanında yaşça büyük olduğu kolayca anlaşılan bir adam, kadın ve küçük bir çocukla gelmişti. Jeongguk elini yıkamak için lavaboya gittiğinde kabinden çıkan ve aynadan gördüğü beden ile şaşkın şaşkın esmere bakmaya başlamıştı. Taehyung da en az onun kadar şaşırmıştı, ikisinin de beklemediği açıktı.
Taehyung yanına gelip ellerini yıkarken, şakayla karışık "Tesadüfe bak yine karşılaştık! Yoksa bu kaderin bir oyunu mu Jeongguk-shi?" demişti. Küçük olan dün görmüş olsa da çoktan özlediği beden ile transa girdiği için ne dediğini başta anlamamıştı ama sonrasında rezil olmadan toparlanmıştı.
Taehyung'a kiminle geldiğini sorduğunda abisi, abisinin karısı ve yeğeni ile geldiğini öğrenmişti. Bu Jeongguk'un, Taehyung'un ailesi hakkında öğrendiği ilk bilgiydi. Ailesinin varlıklı olduğunu biliyordu ama Taehyung pek de zengin çocuklar gibi takılmadığı için dışarıdan bakılınca sadece durumu iyi bir aileden geldiğini söyleyebilirdiniz. Yine de kadının marka kıyafetler, aynı şekilde adamın asil duruşu da ailesinin maddi durumunu çok iyi şekilde açıklıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you get me so high
FanfictionBasketbol takım kaptanı Kim Taehyung yakışıklılığı, flörtöz tavırları, inanılmaz partileri ve parmaklarından eksik olmayan sigarası ile bilinirdi. Jeongguk ise sessiz sakin bir köşede oturup hayatını yaşayan bir konservatuar öğrencisiydi. 220822