15: saklambaç sona erdi

436 58 147
                                    

Xiao Zhan emniyete girdiğinde ekipteki herkes bir şeyler ile uğraşıyordu. Gözleri Yibo'yu ararken, arkasını dönmüş hararetli bir şekilde telefonla konuşuyordu.

Telefonu kapadıktan sonra sinirle masada oturan Şef'e ilerledi. "Salak adam koruma istemiyorum diyor, çıldırmak üzereyim. Bir seri katil peşinde diyorum hala ısrar ediyor".

"Bir sonraki level üstünde denenince gelen pişmanlık hissi". Xiao Zhan konuştuğunda Yibo'nun bakışları ona döndü. Belki de sabahtan beri ilk defa gülümsüyordu.

"Günaydın millet!". Xiao Zhan Yibo'ya göz kırpıp fırından yeni aldığı poğaça poşetini masanın üzerine bıraktı."Geçerken aldım, sıcak sıcak yiyelim". Kabanını asarken Hanse küçük bir alkış yapmıştı. "Siz kralsınız komiserim. Çay doldurayım ben de".

"Buraya otur". Xiao Zhan yanındaki sandalyeyi Yibo için çektiğinde teşekkür edip oturmuştu. "Tam olarak ne koruması bu?". Şef poğaçasını yerken Xiao Zhan'ı cevapladı. "Videodaki insanlara zor da olsa ulaştık. Her birini uyarıp korunmak adına polis memurları gönderdik ama adamlardan birisi kabul etmiyor". Bu sadece delilikti. Bir sonraki kurban olabilirdi, bunu kimse bilemezdi.

Çünkü katilin durmak gibi bir seçeneği yoktu.

Hafifçe tıklanan kapı ile Jiyang içeri girmişti. "Başkomiserim". Komiser Wang, eliyle gel işareti yaptığında dosyayı uzattı. "Birinin yaptığı hata, diğerlerini iplik söküğü gibi getiriyor". Komiser Wang dosyayı eline alıp inceledi. "İnsan bana da haber verir bir şeyler yiyoruz diye. Dün geceden beri mesai yapıyorum".

"İşin bitince yemeğe çıkalım". Jiyang şaşkınlıkla kendine poğaça uzatan Haoxuan'e baktı. "Ben pey-". Haoxuan Jiyang'ın sözünü kesti. "Peynirli sevmiyorsun biliyorum, patatesli bu".

Yibo dosyalara bakarken konuştu. "İşimiz var yemeğe çıkamayız". Haoxuan istifini bozmadan konuşmaya devam etti. "Zaten sizinle değil, Jiyang ile sadece ben". Haoxuan'in dediği şeye, Hanse sinsice kıkırdadı. "Yoksa siz...".

Haoxuan Hanse'ye uyarıcı bakışlar ile baktı. "Yoksa biz ne?". Hanse çayını yudumlarken sustu. "Yok bir şey aşko. Komiserim, sizde yarım sattir dosyaya bakıyorsunuz bir şey anlamadınız sanırım".

Komiser Wang pes etmiş bir ifade ile, açıklama yapması için tıkına Jiyang'a baktı. Jiyang komiserin bakışlarını anlamış olacak ki açıklama yaptı. "O bahçıvanın parmak izi, Tanaka Amaya'nın banyosunda ki parmak izi ile uyuşuyor".

"Biz hala neyi bekliyoruz? üçünü de atalım hapise işte". Hanse sinirle solurken komiser Wang sakince konuştu. "Liderlerini bulmamız gerek. Ancak bunlar bir şey söylemiyor". Yeni bir cinayet işlenmeden liderlerini bulmaları gerekiyordu. "Yeni level çıkmış". Haoxuan telefonundan oyunun yeni levelini gösterirken komiser Wang "yeni silah ne?" diye sormuştu.

"Barbekü şişi". Komiser Xiao dudağını ısırarak konuştu.

"Mangal mı yapacak bu orospu çocuğu?".

ᥫ᭡

"Naber?". Xiao Zhan elindeki kahvenin birini Yibo'ya uzattığında nazikçe gülümsemişti. "İyi sen?". Zhan elini yavaşça kalbinin üstüne koydu. "Kalbim...". Yibo endişe ile Zhan'a baktı. "Ne oldu kalbine?". Komiser Wang elindeki kahveyi pencerenin kenarındaki mermerin üzerine bırakıp, sol elini Zhan'ın, sağ göğsünün üstüne koydu.

Şimdi deprem oluyordu işte. Xiao Zhan'ın kalbi küt küt atıyordu. Yibo ona güzel şeyler hissettiriyordu. "Burası mı?". Zhan'ın üzerinde elini gezdirip endişeli gözler ile ona bakıyordu. "Ah evet orası". Yibo görmesin diye kafasını eğip munzurca gülümsedi. Bulundukları pozisyon başkaları tarafından yanlış anlaşılabilirdi.

cambaz ⏤ yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin