cambaz ⏤ yizhan

10: bir çeşit intikam

"Sonunda geldin". Komiser Wang içeri girdiğinde yere çöküp ağlayan Hanse ile karşılaşacağını düşünmemişti. "Ne oluyor böyle?". Komiser Xiao'ya baktığında ona gülümsemişti. Kulağına yaklaşıp sessizce fısıldadı.

"Dün gece seviştiğimiz koltuk, Hanse'nin ölen babaannesinin hediyesiymiş ve üzerindeki iki üç lekeyi görünce çılgına döndü".

Komiser Wang, dün geceyi hatırlayınca utanıp Zhan'a sinirle fısıldadı. "Lütfen ortalık yerde böyle konuşmayın, ayrıca ben boşalmadım koltuğa".

Komiser Xiao istemsizce ağzından minik bir kahkaha kaçırmıştı. "Altımda inleyip penisimi içinde isterken böyle utanmıyordun. Ayrıca ben senin içine boşaldım". Komiser Wang gözlerini kocaman açıp hızlıca eli ile Xiao Zhan'ın ağzını kapadı.

"Dördüncü turu yapmak istediğiniz için öyle oldu". Kapının başında fısıldaşan komiserleri karşılayan Jiyang, ikilinin korkulu rüyası olmuştu."Ne turu o komiserim?".

Komiser Wang elini kalbinin üstüne koyup derin derin nefes aldı. Komiser Xiao ise gülümseyerek çocuğa "seks" dedi. Wang Yibo hızlıca yanındaki adamın ayağına basıp onu susturdu. "Seksistan diye bir dizi var onun turu Jiyangcığım".

İçinden daha ne kadar bu çocuğa karşı batıracağını düşünürken komiser Xiao olduğu yerde acıyan ayağı ile sekmeye başlamıştı.

"Elimizde bir şeyler bulduk sanırım". Dosyayı gösterirken artık ortam ciddiye dönmüş, odadaki herkesin odağı Jiyang ve dosyası olmuştu.

"Yaptığımız geniş çaplı arama sonucunda iki maktulün ortak bir yönünü bulduk". Hanse gözlerini peçete ile kurularken, titreyen sesi ile sordu. "Neymiş ortak yönleri".

"Anna Mathis, dört yıl önce lisesinde insan hakları ve demokrasi ödülü almış bir nevi örnek insan ödülü". Komiser Xiao gömleğinin kollarını kıvırırken Jiyang'ın gösterdiği fotoğrafa dikkatlice baktı.

"Neden böyle bir ödül almış ki?". Jiyang komiserin meraklı bakışlarını karşılarken dosyanın içinden başka bir fotoğraf çıkardı. "Okulda bir baskın olmuş daha doğrusu okul müdürünü birisi öldürmeye teşebbüs etmiş, Anna Mathis o kişiyi etkisiz hale getirmiş".

Komiser Wang heyecanla sordu. "Belki katil soygunu yapan kişi. İntikam için Anna'yı öldürmeye çalışmıştır". Jiyang olumsuzca kafasını salladı. "Maalesef o yıldan beri adam hapiste".

Bu sefer konuşan Şef oldu. "Peki Tanaka Amaya'nın Anna ile bağlantısı ne? O da mı aynı ödülden aldı?". Jiyang elini şıklatarak Şef'e göz kırptı. "Aynen öyle efendim".

"Tanaka Amaya, okulunda zorbalığa uğrayan kızı herkesin gözü önünde son anda intihardan geri döndürmüş".

Komiser Wang saçlarını düzeltirken Jiyang'a döndü. "Belki de bir tür intikam oyunu bu".

"Vay anasını be". Haoxuan ıslık çalarken, bir anda çalan telefonu ile herkesin bakışı ona dönmüştü. "Olay yerinden Yubin arıyor". Ekibin meraklı bakışı ona dönerken komiser Haoxuan telefon görüşmesini yapmıştı.

"Tamam hemen olay yerine intikal ediyoruz". Telefonu kapadığında sinirle diğerlerine baktı. "Bu iş iyice çığrından çıktı artık. Yeni bir cinayet işlenmiş ve kurbanın ölüm stili diğerlerininkine benziyor".

Hanse sandalyeden kalkarken gözleri dolarak ekip arkadaşlarına bağırdı. "Hangi vizyonsuz azgın orospu çocuğu benim koltuğumda kendini çekti?".

Komiser Xiao gülmemek için kendini sıkarken, komiser Wang Hanse'nin kolundan tutup arabaya doğru sürükledi. "Ben sana yeni koltuk alırım yeterki ağlama".

ᥫ᭡

"Komiserim cesedin hali çok kötü". Komiser Wang eldivenlerini takıp içeri doğru ilerledi, alışmıştı artık. Salona girdiğinde tekrar ayna karşısında bir ceset vardı. Sandalyeye bağlı, elleri masanın üstündeydi.

Ama bir dakika. Her bir parmağına bıçak saplanmıştı. Bu görüntü karşısında yüzünü buruşturdu komiser Wang. Ceset görmeye alışık olsa da kurban bunları yaşarken, bilinci yerinde olmalıydı. Bunu tam karşısında duran aynadan anlıyordu.

"Kim bu kadın?". Olay yeri ekip lideri Yubin kurbanın kimliğini komisere uzattı. "İçeriye girince çantasında bulduk kimliği".

"Maktul Tian Fang, adından da belli olduğu üzere çinli. Kadını eve gelen bahçıvan bulmuş sonra emniyeti aramış. Adamdan aldığımız bilgilere göre veteriner kliniğinde çalışıyor. 27 yaşında ve bekar ayrıca tek yaşıyor ailesi falan yok". Komiser Wang kafasını sallayıp maktule baktı.

"Ceset otopsiye gidene kadar ölüm nedenini bilemem ancak eve girdiğimizde burnumuza gaz kokusu geldi. En kötüsü kadının gözlerine sıcak mum damlatılmış ve gördünüz gibi, her parmağına ince uçlu bıçak saplanmış".

Komiser Wang cesede daha fazla bakmamak için bakışlarını çevirdi. "Bahçıvan nerede?". "Komiser Xiao sorgu yapıyor. Mutfakta, hemen koridorun solunda".

Wang Yibo salondan ayrılıp Yubin'in tarif ettiği mutfağa doğru ilerledi. Mutfağa girdiğinde sorgu yapan komiser Xiao ile bitkin bahçıvanı gördü. "Siz?". Yüzü bir yerden tanıdık geliyordu komisere.

Bahçıvan komiser Wang'a bakıp yutkundu. "Siz Mark Mathis'in okulundaki güvenlik değil misiniz?". Bahçıvan bakışlarını kaçırdi. Gergin olduğu her halinden belliydi. "İki işte çalışıyorum ben komiserim".

Komiser Wang bir şey demedi. Bahçıvanı hemen suçlamayacaktı elbette, ancak bu işin içinde bir bit yeniği çıkarsa yapacaklarından sorumlu değildi. "Anlat". Komiser Wang adamın yanına sandalyeyi çekip oturdu.

"N-neyi?". Komiser Wang, göz devirip yanındaki adama baktı. "Olayın en başını". Xiao Zhan elindeki not defterini gösterip, genç adama uzattı. "Ben lazım olan tüm bilgileri aldım". Komiser Wang kafasını sallarken not defterinde yazanlara göz attı.

"Arkadaşlar sizi parmak izi ve swap örneği için emniyete götürecek. Dava çözülene kadar şehir dışına çıkma yasağınız var". Adam kafasını sallayıp suyunu yudumlarken komiserler mutfaktan çıkıp sohbet etmeye başladılar.

"Bahçıvan haftada iki gün geliyormuş. Çarşamba ve Pazar günleri. Yedek anahtarı varmış ve içeri girdiğinde kadını o şekilde görmüş. Sonra emniyeti aramış. Kadın tek yaşıyormuş ailesi falan yok yani". Komiser Wang onu onaylarken maktulün yatak odasını incelemek için içeri girdikler.

"Buradan bir şey çıkacağını sanmıyorum ama-". Yibo dengesini kaybedip yatağa itildiğinde kendisine avını yakalayan kurt gibi bakan Xiao Zhan ile göz göze gelmişti. "Bir tur yapalım mı?".

Komiser Xiao, Wang'ın üstüne çıktığında dudaklarına yapışıp konuşmasını yarıda bırakmıştı. Küçük elleri ile alttaki çocuğun bileklerini yatağa hapsederken, komiserin alt dudağını emiyordu. O an o kadar dalmışlardı ki yaklaşan adım seslerini zor duymuşlardı.

"Birisi geliyor". Komiser Xiao, Wang Yibo'nun bir hışımla üstünden kalkarken, Wang Yibo hemen yataktan kalktı. İçeri giren Yubin, saçı başı dağılan komiserler ve dağılan yatak çarşafına şaşkınca baktı. "Kavga mı ettiniz komiserim? tamam anlıyorum anlaşamıyorsunuz ama neden kavga ediyorsunuz?".

Komiser Wang saçlarını düzeltirken Yubin'e samimi bir şekilde gülümsedi. "Kavga etmedik. Sen ne için geldin?". Yubin ne için geldiğini hatırlayınca elindeki notu komiserlere gösterdi.

"Bu notu salondaki koltuğun altında bulduk". Komiser Wang Yubin'in elindeki zarfı alıp notu okudu. "Daha önce hiç izleniyormuş gibi hissettiniz mi bayan Fang?"

*
*
*

Hua Lei , Anna Mathis'in apartmanında ki engelli çocuk. Ayrıca bu ödülün vaka ile bir alakası var mı acaba?