cambaz ⏤ yizhan

3: merhaba komiser

"Ne demek bu davada ortağımız olacak?". Komiser Wang sinirle odada tur atıyordu. Bu dava için herhangi bir ortağa ya da desteğe ihtiyaçları yoktu.

"Amir böyle emretti Yibo. Bu kadar sinirlenmene ne gerek var anlamıyorum?". Komiser Wang saçlarını geriye atıp Şef'e sinirle baktı. Gözlerinden ateş püskürüyordu resmen. "Cinayet işleneli daha 7 saat bile olmadı. Bu amir bizden ne bekliyor anlamıyorum".

"Amir sizin uyuşuk olduğunuzu düşünüyor, özellikle sizin Komiser Wang". Komiser Wang ve Şef bir anda duydukları ses ile kapıya baktı. Bakışları içeri giren adamda takılı kalmıştı, özellikle Wang Yibo'nun.

"Ben yeni ortağınız komiser Xiao Zhan". Komiser Wang'ın gözlerindeki ateş daha da alevlenmişti. Kendisine karşı söylediği bu sözler hiç akıl alası değildi. Kendisi bölgenin en önemli polislerinden biriydi. Şef kapıdan içeri giren komiseri görünce hızlıca yanına gidip selamlaştı.

"Merhaba komiser Zhan, ben bu ekibin lideri Yang Zhao. Ama bana genelde Şef derler". Komiser, Şef'i selamladıktan sonra komiser Wang'a baktı. Komiser Wang ise onun varlığını görmezden gelip, masasına yaslanıp otopsi raporlarına göz attı. "Bugün uzun olacak gibi, bir şey içer misiniz komiser Zhan?".

"Ben papatya çayı alayım". Şef odadan çıktığında, komiser Zhan, kalçasını masaya yaslamış, çatık kaşları ile raporlara bakan komiseri inceliyordu. "Ee komiser, sizinle tanışmayacak mıyız?". Komiser Wang, Zhan'a baktığında göz devirdi. "O elinizdeki sigarayı çabucak bitirirseniz iyi olur. Emniyette sigara içmek yasaktır özellikle bizim odamızda kesinlikle yasak. İlk gününüz olduğu için sizi alttan alacağım komiser Xiao".

Komiser Xiao beyaz gömleğinin düğmelerinin ilk üçünü açıp kollarını sıvadı. Yavaş adımlar ile komisere doğru ilerledi. "Biliyor musunuz komiser Wang, bence ikimizden muhteşem bir ekip olur". Masaya yaslanan komisere yaklaşıp gülümsedi.

Komiser Xiao, Wang Yibo'ya o kadar yaklaşmıştı ki, aralarında çok az bir mesafe vardı. Xiao Zhan, Yibo'ya doğru eğildiğinde, Wang Yibo kendini geri itmeye çalışıyordu ama arkasında masa vardı. Bir elini de masaya yaslamıştı Komiser.

"Ne halt ediyorsunuz komiser Xiao?". Komiser Xiao'nun ağzından kıkırtılar kaçmıştı. "Sigaramı söndürüyorum". Kafası ile sigarasını işaret ettiğine, komiser Wang başını masaya çevirmişti. Xiao Zhan biten sigarasını kül tablasına bastırıyordu.

"Her neyse komiser Wang, iyi anlaşalırız umarım. Çünkü benim zekama ihtiyacınız var gibi duruyor". Komiser, karışısındaki adamın suratını dağıtmamak için zor duruyordu. Yüzüne sahte bir gülümseme kondurup, karşısındaki adama meydan okurcasına yaklaştı. "Elinizden geleni gösterin komiser Xiao". Aralarında mesafe denen şey kalmamıştı. Wang Yibo'nun bu hareketi, onları burunları birbirine değecek kadar yakınlaştırmıştı.

"İsterseniz... başka şeyler de gösterebilirim komiser Wang". Komiser Wang, küstahça gülen adamı göğsünden ittirip masasına oturdu. "Lütfen bir daha sigara içerken bana yaklaşmayın. İğrenç kokuyor çünkü". Komiser Xiao kahkaha atıp kendisi için ayarlanmış masaya geçti, tam komiser Wang'ın karşısına...

"Sigara içmediğimde yaklaşabilirim yani?". Komiser Xiao alayla tek kaşını kaldırdı. "Ne sikim saçmalıyorsuz!". Wang Yibo göz devirip bilgisayarına gömüldü. Bir yandan da kızaran yanaklarının belli olmaması için dua ediyordu.

Şef içeri girip herkese içeceklerini dağıtıp kendi masasına oturdu. Komiser Wang, masasından tahta kalem alıp cinayet takibi için kullanılan tahtanın karşısına geçti. "Evet şimdi elimizdekileri değerlendiriyoruz, ayrıca komiser Xiao'da vaka hakkında bir şeyler öğrenir". Komiser Xiao, Şef ve ekibin diğer parçası Hanse dikkatlerini komiser Wang'a verdi.