Hainlik yüzyıla aşkın insanlara özel bir şeydir. Ve insanlar bunu,hep beklemedikleri kişide yaşar. Beklemediğimiz anda; beklemediğimiz insanlardan, beklemediğimiz olaylar yaşarız. İnsanlar yalancıdır, haindir.
Bu dünyada bir hayaletten ya da bir hayvandan korkmamalıydık. Bu dünyada insanlardan korkmalıydık, çünkü insanlar amaçları için her şeyi yapardı. Oturup ciddi bir şekilde düşündüğünüzde, aslında insanların ne kadar korkunç olduğunu fark ediyorduk.
Komiser Wang'da tam olarak bunu yaşamıştı. Beklemediği kişi tarafından hainliğe uğramıştı. Sadece o değil, ekip arkadaşlarıda. Yutkunup derince nefes aldı. Tüm olanların sadece bir kabus olmasını istiyordu.
"Tüm bunlar ne anlama geliyor Şef?".
Komiser Wang onu abisi gibi görmüştü. Ekibe ilk katıldığından beri yardımını eksik etmemişti. Ama şimdi, tüm cinayetleri onun işlemesi tam anlamıyla şaka gibiydi. Şef, gözleri dolan adamın zayıflığına gülümsedi.
"Sanatımı beğendin mi Wang?".
Sanat mı? komikti. Bu sadece çılgınlık, sadece bir canilikti. Buna sanat denilmezdi. "Neden yaptın bunu?". Şef elindeki silahı Yibo'ya doğru doğrultup kafasını iki yana salladı. "Sana hesap vermeyeceğim, silahını at!".
Komiser Wang, aynı şekilde silahını Şef'e doğrultup uyarıcı bakışlar attı Ancak bu bir hataydı. Sadece karşı tarafı kışkırtıyordu. "Silahını yere at dedim sana".
Ancak Yibo dediğini yapmamıştı. Şef'in irisleri koyulaşmış, yüzündeki gülüş silinmişti. Gözlerinde bir kırıntı bile acıma duygusu bulundurmadan Yibo'nun ayak ucuna, uyarı anlamında sıkmıştı.
Ayağının hemen dibine sıkılan mermi ile şaşkınlığa uğramış ve yavaşça ellerini havaya kaldırmıştı komiser."Silahını at". Şef'in gözlerinden gözlerini ayırmadan eğilip silahını ayak ucuna bıraktı Yibo.
"Uzaklaştır silahı". Komiser Wang göz devirip ayağı ile silahı uzaklaştırdı. Onu bir şekilde oyalayıp silahını yerden almalıydı. Ancak karşısındaki adam kendisinin bir nevi öğretmeniydi. Ne yapacağını az çok tahmin edebilirdi.
"Bana bir açıklama borçlusun bence Şef?". Yang Zhao, yeni yeni ak düşen saçlarını karıştırıp, komiserin kahve gözlerine baktı. Silahsız olması işine gelmişti. "4 yıl önce, öldürülen kız benim kızımdı". Komiser Wang duyduğu şey ile şaşkınlığa düşmüş ve kulaklarında uğultular dönmeye başlamıştı.
"O gün kimse kızıma yardım eli uzatmadı. Üstüne videoya çekip internette yayınladılar". Bunları anlatırken sesi titriyor, gözleri doluyordu. Kısa bir an olsa bile, Yibo'nun içinde küçük bir parça üzüntü dolaşmıştı.
"İntikam almak için 4 yıl uğraştım. Sadece bir polis memuruyken, cinayet şubesinde komiser oldum". Kızının intikamı için 4 yıl uğraşmıştı gerçekten. "Videodaki herkesin kimliğini buldum, ancak bir kaç fahişe için elimi kana bulayıp kendimi tehlikeye atamazdım".
Komiser Wang yüzünü buruşturup, dişlerini sıkarak konuştu. "Cambaz?". Şef kahkaha atıp kafasını salladı. Korkunç duruyordu, onun bu yüzünü hiç görmemişti. İtiraf etmek gerekirse; yumuşak yüzlü olarak tanıdığı adamın, şimdi çılgın gibi kahkaha atıp, çirkin mimiklerle kendisine bakması tüylerini ürpertiyordu.
"Zekisin Wang. Nede olsa benim emrim altındaydın". Kuru dudaklarını yalayıp devam etti. "Hua Lian, Yao ve o bahçıvan yani Yuwen. Her birini uzun bir süre gözlemleyip oyunun bağımlısı yaptım. Artık Cambaza o kadar bağlanmışlardı ki, hayal ile gerçekliği ayırt edemiyorlardı. Yaşadıkları dünyanında bir oyun olduğunu düşünmeye başladılar ".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cambaz ⏤ yizhan
Gizem / GerilimCambaz internette cinayet oyunu olarak popüler bir hale gelirken, bir cinayet davasına dönüşür. Katil durmaksızın kurbanlarını acımasızca katlederken, dosyayı başkomiser Wang Yibo ve ekibi üstlenir. Acil bitirilmesi gerekilen davanın yeni ortağı ise...