dördüncü bölüm

10 2 4
                                    

Arabadaydım. Daha doğrusu arabadaydık. Bana 'korkma' dedikten sonra neler olup bittiğini hiç hatırlamıyorum. Tek kelime ile beni zamandan soyutlamıştı resmen. En son bana kızarak arabaya biniyordu. Sahi, neden böyle yapmıştı? Ah, doğru! Çünkü endişeyle beni bıraktığı arabadan kaçmış adeta bir savaş alanına dönen bara girmiştim ve elinde tuttuğu silahla tam birini hedeflemişti ki beni gördü ardından dikkatini dağıttığım için adamın koluna ateş etmişti. Oysa o, adamın beynini dağıtmak istiyordu. E adam yaralanmıştı ama bize zarar verebilecek durumda olduğu için hızla kolumdan tutup benimle birlikte arabaya binmişti. Tabiia azarlamayı da ihmal etmemişti. Neden azarlamasına izin veriyorsun Misa?

"Neden izin veriyorum?"

"Neye izin veriyorsun?"

Ona döndüğümde bana bir deliye bakar gibi baktığını fark ettim. Bunu sesli mi söylemiştim? Güldü. Güldüğünde ilk defa onu detaylı inceleme fırsatı bulmuştum. Belediye çukuru gibi olan gamzelerini yeni fark ediyordum mesela. Gamze sevmem. Düz durması gerekirken neden yanağım içine göçsün ki? Beklemediğim bir anda kahkaha atmaya başladı. Kahkahasına son vermeye çalışırken konuşmak üzere ağzını araladı ve gülerek:

"Haklısın, neden yanağın içine göçsün ki?" dedi. Kahretsin! Bunu da mı sesli söyledim?

"Ve evet," diye ekledi. "Bunu da sesli söyledin. Bence yakın zamanda buna son vermeye çalışsan iyi edersin küçük kız yoksa daha çok alay konusu olursun."

O an aklıma gelen şeyle aptallığıma bir kez daha lanet ettim.

"Bir dakika bir dakika. Nereye gidiyoruz biz?"

Şoförüne döndü ve "Ben de diyorum ki ne zaman fark edecek acaba?" dedi.

"Neyi fark edeceğim?" Hayır ben aptal değilim, sadece o lafı fazla dolandırıyor o kadar.

"Seni bir süreliğine kaçırdığımı."

Ne?! Beni kaçırmış mı? Bir süreliğine mi? Dostum bu lanet olası yerde tam olarak neler oluyor böyle?!

"Dostum, bu lanet olası yerde birileri seni alıkoyuyor ama korkma sadece kısa bir süreliğine." deyince gözlerimle orantılı bir şekilde ağzım da şaşkınlıktan açıldı.  Galiba haklıydı iç sesimi dışa vurmamaya özen göstermeliydim ama her şey ben farkında olmadan oluyordu. Ne yapabilirdim ki? Ve evet beni götürmesine ses etmedim çünkü kısa bir süreliğineydi ve büyük ihtimalle birkaç saat içinde beni bırakacaktı.

Üç saat sonra bir malikanenin bahçesinde durduğumuzda uyandım ama bence hâlâ uyuyordum çünkü karşımdaki ev küçük dilimi yutmama neden olacak cinstendi. Bu adamda para bok olsa gerek.

"Ne?" dedi. Oysa konuşmamıştım bile. Omzumu silktim ve bana gösterdiği gibi bahçenin ortasındaki bahçe cücesi heykelli süs havuzunun önünden geçerek içeriye doğru yürümeye başladım.

pantolonu üzerine olmayan kızın başına gelen musibetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin