Omeganı Bul||MinSung ✓

⁵ ne bu benim azgınlığım

Jisung

Kapıda beklerken önümde duran arabayla Minho olduğunu düşünüp cama yaklaşacakken içeriden çıkan betayla utanıp hızla geri çekildim.

Rezillik!!

Beta önümde saygıyla eğilip şirkete ilerlediğinde etrafıma bakındım. Neyse ki bu saatlerde çok kalabalık olmuyordu buralar.

Aradan geçen 10 dakikayla sıkılmaya başlamış telefonumu elime almıştım. Beklerken Changbin hyungu randevusundan haberdar ettim.

İlk haftasonu programı olduğunu söylese de sonradan kabul etmişti.

Önümde bir başka araba dururken tekrar rezil olmamak adına hareket etmeden bekledim.

Yolcu koltuğunun camı açılırken içindeki Minho biraz eğilmiş yüzüme garip bir ifadeyle bakıyordu.

"Eee, binmeyecek misin omegam?"

"Biniceğim."

Arabaya binip laptop çantasını arkaya bırakıp önüme döndüm ve kemerimi taktım.

Araba çalışırken yanımda oturan eşime baktım.

"Neden bu kadar geç kaldın Minho?"

"Üzgünüm Jisung son anda biraz işim çıktı, sana da haber veremedim."

Tekrar önüme döndüm. Yol boyu ikimizde konuşmak için bir girişimde bulunmamıştık. Sonunda pahalı ve ünlülerin uğrayacağı türden olduğu belli olan bir restoranın önünde durduk.

Girişte vale arabayı alırken ilerideki magazinciler dikkatimi çekmişti. Korkuyla Minho'nun koluna sarıldım.

"Ne oldu Jisung?"

"Biraz ilerde magazinciler var ve sanırım bize doğru geliyorlar."

Benim baktığım yöne baktığında o da görmüş oldu.

"Korkma omegam ben hallederim."

Minho söyleyene kadar feromon salgıladığımın farkına varmamıştım.

Feromonlarımı durdurmaya çalışırken Minho hızlı adımlarla restoranta ilerliyordu ve bende ona , sümüklü böcek misali, yapıştığım için onunla sürükleniyordum.

Bu adamın adımları bu kadar büyük olmak zorunda mıydı?!

Tam kapıya yaklaşmışken önümüzü kestiler.

"Bay Lee, Bay Han ile evlendiğiniz iddialarına neden cevap vermiyorsunuz?"

"Bay Han ailelerinizi tanıştırdığınız doğru mu?"

"Bay Lee ailenizden habersiz evlendiğiniz doğru mu?"

"Bay Han yeni oyun hikayesi için ilişkinizden esinlendiğiniz doğru mu?"

Minho onları takmadan ilerlerken ben kendimi çığlık atmamak için zor tutuyordum.

Nasıl bu kadar haşmetli, soğukkanlı, umursamaz, çekici ve sakin olabilirsin Lee Minho!

Kızgınlıktan yeni çıktım ne bu benim azgınlığım!!!

İçeri girmişken derin bir nefes aldım. Onlar nasıl sorulardı öyle, resmen kıçlarından uydurmuşlardı.

Siparişlerimizi vermişken Minho konuşmaya başladı.

"Jisung aslında seni çağırma sebebim birbirimizi daha iyi tanımamız gerektiğini düşünmem. Evet evliyiz, evet aynı evde yaşıyoruz ama birbirimiz nerdeyse hiç denecek kadar az tanıyoruz."

Yemeklerimiz gelmişken odaklanamıyordum. Yemek beni içine çekiyordu.

"Üzgünüm şuan ne desende anlamıyacakmış gibi hissediyorum. Önce yemeklerimizi yiyelim sonra tatlı yerken konuşuruz."