Jisung
Bulantıyla uyandığımda odanın içindeki banyoya attım hemen kendimi. Klozete eğilip içimi boşalttığımda rahatlamış ağzıma su çalkalayıp odaya geçmiştim.
Yatağın içinden bana uykulu gözlerle bakan Minho gözüme aşırı tatlı gelirken, elimi telefona atmış saate bakmıştım. Henüz güneş bile doğmamıştı.
"Henüz saat çok erken Minho, uykun kaçmasın, uyu."
"Sen neden kalktın, bir sorun yok değil mi miniğim?"
Şevkat akan gözleriyle gözlerimin içine bakarak sormuşken, kendimi sıkıyordum. Yoksa her an atılıp yanağını ısırabilirdim.
"Sabah bulantısı, iyiyim şimdi."
"Beni de uyandırmalıydın."
"Sorun değil Minho, uykunu bölmeni gerektircek bir durum yok."
Yatağın içinde iyice yerleşip Minho'nun koynuna girdim. Burası bana huzur ve beraberinde uyku veriyordu.
Gözlerim dayanamayıp kapanırken uykuya teslim olmuştum bile.
•••
Saçlarım okşanırken her kim yapıyorsa buna devam etmesi adına kafamı, saçlarım arasındaki ele doğru ittirdim. Bu sırada kulaklarıma bir kıkırtı ulaştı.
Gözlerimi açtığımda karşımda Minho duruyordu.
"Günaydın minişim."
Hayır Jisung saçmalama, minişim lafı zaafın olmuş olamaz!
"Günaydın."
Yüzüme minik bir tebessüm ekleyip konuştuğumda Minho da bana aynı tebessümden vermişti.
"Elini yüzünü yıka sonra kahvaltıya gel. Akşamdan beri kusuyorsun aç olmalısın."
Kafamı sallayarak onayladıktan sonra yataktan çıktım. Minho aşağı inerken bende hızla işlerimi halledip aşağı indim.
Kahvaltı sofrasına gözümden kalpler çıkarak bakıyor olabilirim.
"Sanırım ben tekrar aşık oldum." İstemsizce ağzımdan çıkan cümleyle Minho elindeki reçel sürdüğü ekmeği bırakıp dönüp yüzüme baktı.
"Biliyorum minişim, çok yakışıklıyım ve sende daha fazla dayanamayıp bana aşık oldun. Umarım duyguların karşılık bulur."
"Ne saçmalıyorsun Minho, hem sana aşık olduğumu nereden çıkardın. Ben yıllardır her türlü yemeğe aşığım."
Yüzünde bariz bir afallama oluşurken belli etmemeye çalışarak gülümsedi.
E üzüldü ya bu?¿
Ben yerime yerleşirken o ekmeğine reçelini güzelce sürdükten sonra ağzıma uzattı.
Yiaa şapşal!
"Eğer sende istersen bu akşam diğerlerini çağırıp bizim evde toplanabiliriz."
"Çok güzel olur. Hem yılbaşını hem de bizim bebişimizi kutlarız."
"O zaman ben diğerlerine haber veriyorum."
Kahvaltı yaptıktan sonra akşam için hazırlık yapmak amaçlı alışverişe çıktık.
2 gün önce Minho salonumuzun köşesine yapay bir çam ağacı kurmuştu. Birkaç hediyede alıp altına koymuştu. Tabi sadece gösteriş amaçlı.
"Sence kırmızı şarap mı beyaz şarap mı Minho?"
"Şarap mı, hayır Jisung! Ben birkaç koli çikolatalı süt alıyorum. Şarap içemezsin sen, bebeğe zarar verir."
"Ben içmiyeceğim diye sizde mi içmiyeceksiniz?"
"Hayır dedim Jisung. Sen gidip pasta seçsen ya, ben hallederim diğerlerini."
"Peki Minho, tamam Minho, Seçerim Minho."
Ayaklarımı sürüyerek koca süper markette tatlı bölümüne doğru ilerledim. Yaklaştıkça çilekli pastalar, renkli makaronlar, çikolatalı kurabiyler, çeşit çeşit cheesecake ışıldamaya başlıyordu.
Adımlarımı hızlandırıp tezgahın önüne geçtim. Ağzımın suyu akarak tazgahın arkasını izlerken o kadar dalmıştım ki Minho'nun geldiğini bile fark etmemiştim.
"Seçtin mi minişim?"
"Ha? Evet seçtim, hepsinden alalım. Hepsini istiyorum."
Şaşkınca gözlerimin içine bakıp ciddiliğimi anlamaya çalışıyordu.
Beğenenedin mi Minho?
"Sen nasıl istersen minişim."
Kısaca beni onaylayıp çalışana döndü. Hepsinden paket yapıp bize veren çalışanın elinden hızla makaronların olduğu poşeti aldım.
Görgüsüz gibi saldıracak mısın Jisung?!
"Her şey tamamsa eve gidelim."
Ağzım doluyken kafamla onaylayıp önden yürüdüm.
•••
Herkes salonda oturmuş konuşurken son kalan tabakları da alıp onların yanına geçtim.
Yeni yıla girmemize son 1 saat kalmıştı ve bu, bu kadar kalabalık bir ortamda girdiğim ilk yıldı.
Sakin ol Jisung, onların hepsini tanıyorsun, onlar senin ailen.
"Sungie, sana sesleniyorum duymuyor musun?"
Seungmin'in seslenmesiyle kendime gelip ona döndüm.
"Özür dilerim Min, dalmışım. Ne diyordun?"
"Bebişi sormuştum. İyi misiniz, zorlanmıyorsun değil mi?"
"Biz çok iyiyiz. Minho bize çok iyi bakıyor."
Dediklerimle ikimizde kıkırdamış, sonrasında ortamda dönen sohpete katılmıştık.
4 dilim pastamı yerken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyordum. Bu akşam şeker krizine girmesem iyiydi.
Açık televizyondan yükselen sesle kafamı çevirip baktığımda geri sayımın başladığını gördüm.
Hep beraber saymaya başladığımızda Changbin hyung ve Yongbok dikkatimi çekti.
İkisi birbirine bakarak gülerek sayıma eşlik ediyordu.
Derken olan oldu!
Son saniye Changbin hyung Yongbok'u yanaklarından çekip dudaklarına yapıştı.
Sonrası mı? Felaket!!
Yılbaşı hediyeniz geldi!!
Az önce kriz geçiriyordum nefes alabileyim diye camı açtım, nefesim daha da kesildi awk
Bol yorum yapıp oy vermeyi unutmayın
Bugün yaklaşık 50 yeni bölüm bildirimi gelince neden bende yazmıyorum ki dedim.
Bu arada Mutlu noeller 🥳🥳
Bölüm kısa ama yapçak bişi yok.
Yeni yılda tüm istedikleriniz olur umarım, sizi seviyorum
Arkadaşlar biri reklamı atla tuşunu yemiş
Seneye görüşürüz!! 💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omeganı Bul||MinSung ✓
FanfictionMinho, Jisung'un hatırlamadığı geçmişinin kahramanıydı. Güçlü alfası, dedoşu, kocası ve iki çocuğunun babasıydı. Yanında bulunduğu her an iyi hissettiği güvenli limanıydı. [MPREG] [MinSung] [ChanMin/ChangLix/Hyunİn] #1-omega²²¹⁰²² #1-bangchan⁰⁶¹¹²² ...