3

237 22 94
                                    

.
.
.
Az önce bana verilen okul eşyaları... Çok fazlaydılar... Kitaplar ve okul üniformaları... Hepsini taşımak çok zor diye düşünürken ayağım yere takıldı, eşyalarla beraber yere düşünce ağzımdan bir küfür kaçırdım.

"Siktir! Tanrım beni duyuyorsan, bana yardımcı olacak bir melek gönder!"

Sinirle yerdeki eşyaları toplarken kitapları benimle birlikte toplayan birini görmemle kafamı kaldırdım.

Bugün bana saldıran sarışın?! Lanet girsin, Melek demiştim kuduz bir köpek değil!

"Tanrı'nın olmadığından eminim artık..."

"Saçmalamayı bırak. Melek olmayabilirim, ama sana yardım ediyorum." (Bakugou)

Kitapları toplamayı bitirdiğimizde ona döndüm,

"Onları bana verebilirsin."

"Gerek yok, yardım ediyorum." (Bakugou)

Bu yalaka kuyruk gibi peşime takıldığına göre, evime gidemezdim... Boşverip babamın evine gitmeye karar verdim.

"Bugün olanlar için... Gerçekten üzgünüm. Canına kast etmeyi gerçekten istememiştim."

Hayır, istemiştin? Bana geber diye bağırdın!

"Sorun değil! Özgünlüğümün ölümsüzlük olduğunu söylemiştim zaten. Seni kışkırtmak benim hatamdı!"

Aslında hayır, değildi. Eğlenceden anlamıyorsun, ve gerçekle yüzleşemiyorsun...

Ilk karşılaştığımız zamanla kıyaslayınca çok sakindi. Babamın evinin önüne geldiğimizde korumaya yaklaştım,

"Isane! Bu benim okuldan arkadaşım. Hemen girip çıkacağız olur mu?"

Bir anda kalkanını oluşturup önüme geçti,

"Siz okula gitmiyorsunuz Yuna Hanım. Başınız belada mı?" (Isane)

"Kendine gel! Okula kabulüm bugün yapıldı! Inanmıyorsan babama sorabilirsin."

Kalkanını yok edip bana döndü, biraz başını eğdi.

"Üzgünüm Yuna Hanım, sizin için endişelendim. Içeri girebilirsiniz." (Isane)

Bize kapıyı açıp yerine geri döndü. Bizde o sırada bahçeye girdik.

Bakugou stresli görünüyordu. Gerçi ben ne diye onu içeri sokmuştum ki! Her neyse, en azından kitapları taşımama yardım ediyor.

Kapıyı çalacak ya da açabilecek durumda değildim, ellerim doluydu sonuçta. En basit çözüm olarak kapıyı tekmelemeye başladım.

En sonunda babam kapıyı açmıştı ancak ben hızımı alamayıp dizine de tekme atmıştım...

"AGH!" (Yami)

Acı içinde bağırdıktan sonra yere eğilip dizini tuttu, Bakugou ve ben gülmemek için kendimizi sıkıyorduk.

"Yuna, lütfen kapıyı tekmelemeyi bırak..." (Yami)

Kafasını kaldırdığında Bakugou'yu görmesiyle ciddileşti ve hemen ayağa kalktı. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı,

"Yani şey... Hoşgeldin kızım!.. Yanındaki de kim?" (Yami)

"Okuldan, bugün tanıştım! Vee şey, ellerini uzatabilir misin acaba?"

Ellerini uzatır uzatmaz elimdeki kitapları üstüne attım. Daha sonra Bakugou'nun elindekileri de alıp, onları da attım. Sanırım ağır gelmişti çünkü kolları titriyordu.

Tomura Shigaraki X Reader - My Hero AcademiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin