Arabaya bindiğimden beri ağlıyordum. Bay Malik sürekli dönüp bana bakıyordu ama tek bir soru bile sormamıştı. Konuşacak gibi değildim, her hangi bir sorusuna da cevap veremezdim.
Sadece "Durup biraz hava almak ister misin Betty?" diye sormuştu en sonunda. Ağlamaktan sırılsıklam olan yanaklarımı silerken başımı sallayarak cevap verdim sorusuna. O da arabayı yavaşça kenara çekip durdu. El frenini çekerken "Bekle, geliyorum hemen." demiş ve sonrasında arabadan inmişti. Koşar adımlarla nereye gittiğine baktım. Bir marketin önünde durmuştuk ve markete gidiyordu.
İki dakika içinde de geri döndü. Elinde bir su şişesi vardı. Kapıyı açtıktan sonra su şişesini açtı ve bana uzatırken de "Al, iç biraz." dedi. Ben uzattığı suyu içerken o da kapının yanımda eğilmiş, benimle aynı hizaya gelmişti. Bana bakıyordu. Su şişesini ona uzatırken onunla göz göze geldim. Endişeliydi, gözlerinden belliydi ancak pek belli etmemeye çalışıyor gibiydi.
"İnmek ister misin?"
Parmaklarımın arkasıyla nemli dudaklarımı silerken başımı iki yana salladım. "Daha iyiyim." Ona çevirdim yüzümü. "Eve gitmek istiyorum."
"Tamam." derken başını da sallamıştı ve hemen ayağa kalkmıştı. Kapıyı yavaşça kapatıp arabanın önünden hızla dolandı ve tekrar bindi arabaya. Başımı koltuğa yaslayıp yüzümü pencereye çevirdim ve gözlerimi kapattım.
Zihnimin içinde babamla ilgili anıların hepsi kavga ediyordu. Hiçbiri de güzel şeyler değillerdi. Bu yüzden gözlerimi açtım ve başımı çevirip Bay Malik'e baktım. O, zihnimde canlanan anılardan kat be kat daha güzeldi.
Ona baktığımı fark ettiğinde saniyelik bana baktı ve sonra hemen yola çevirdi bakışlarını. "Ne oldu? Bir şey mi isteyeceksin?"
"Hayır." derken başımı da sallamıştım. "Teşekkür ederim. Sizi sürekli sorunlarımla uğraşmak zorunda bırakıyorum."
Yine baktı bana ama bu kez biraz daha uzun sürdü bakışı. Az önceki yüzeysel bakışının aksine bu daha derindi. Gözlerinin içinde bana bir şeyler söylediğini hissettim ama dudakları farklı şeyler söylüyordu sanki.
"Sen iyi ol. Ben sana her zaman yardım ederim."
Ona sımsıkı sarılmak istedim. Öğretmenim olduğu için aramızdaki o resmiyeti görmezden gelip, hatta öğretmenim olduğu gerçeğini yok sayıp ona sımsıkı sarılmak ve uzun süre onun kolları arasında kalmak istedim. Bunu şu an istiyordum sadece, fazla duygusaldum çünkü. Başka zaman olsa asla istemeyeceğime de emindim.
Ona tekrar "Teşekkür ederim." dedim önüme dönmeden önce. Bir daha hiç konuşmadım eve gidene dek. Camdan dışarıyı izledim. O ise yine arada bir bana bakmaya devam etti.
Eve geldiğimizde de arabadan benden önce indi. Ben kemerimi çözerken o çoktan inmiş, benim olduğum tarafa gelmişti bile. Kemerimi çözdüğümde o da kapıyı açtı inmem için.
"Evde biri var mı?"
Yolun karşısına geçerken "Evet." dedim. "Nathan evde." Ben bahçe kapısını açarken Nathan da evin kapısını açmıştı. Rue arayıp haber vermişti belli ki. Kapının dışına doğru bir adım atmış ve kollarını bana uzatmaya yeltenmişti ki ben ondan önce davranıp sarıldım ona. Ona sarılınca tekrar ağlamaya başlamıştım.
"Rue arayıp her şeyi anlattı."
Elini sırtımda gezdirirken Bay Malik "Biraz uyumak iyi gelir. İstersen odasına çıkar." dedi. Bunun üzerine kollarımı Nathan'dan çekip Bay Malik'e baktım ve ona tekrar "Teşekkür ederim." dedim.
Nathan beni içeri sokarken de "Rica ederim Betty." demişti. Ben ayakkabılarımı çıkarıp merdivenlere doğru ilerlerken Nathan da ona teşekkür etmiş ardından da kapıyı kapatmıştı. Yukarı çıkıp odama girdim ve kapıyı kapatıp kendimi sırt üstü yatağa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Betty
Fanfiction"Her şeyi bir kenara bırak, sen benim öğretmenimsin Zayn." "Bu sana aşık olmama engel değil."