2. Bölüm

791 61 21
                                    

  Selamm! Nasılsınız? Hyunjin'in ağından yazınca garip oldu. HADİ BÖLÜME GEÇELİM!! İyi okumalar<3

-

  Hayatıma ilk bir ip darbesi vuruldu, sonra jilet. Kimse anlamadı ne olduğunu, oysa gözlerinin önündeydi. O zamanlarda anladım, küçüktüm anlamak için, bir acıyı gözler önüne sersenizde görmek istemediklerini için görmiyicekler.

-

  Sonunda o üçünü kahve almaya postalamıştık. Tabii diğer iki salağa Lisaya tatlı bir seçim yaptırması konusunda tembihlemiştim. Tatlı seçmemekte inat ederse çikolata alın diyerek eklemiştim. Lisa regl dönemlerinde çok çikolata yerdi ve yediğinde cidden duygu değişimlerine iyi geliyodu. Bu çikolata yendiğimizde vücudumuzun salgıladığı mutluluk hormonundan kaynaklıymış sanırım. Bir yerde okumuştum. Ryujin regl olduğunda tatlı istemez sarılıcak birini arardı. Bu kişide genelde Yuna olurdu.

"Yuna nerede?"

"Herkesi toplasak sahili işgal ederiz salak! Tek Yuna değil Yeji, beomgyu ve yeonjun canımlarda burada yoklar"

"Yeji'nin kursu, beomgyunun taehyunu, yeonjunun soobini var. O yüzden gelmemişlerdir. Yunanın neyi var?"

"Ebesini-"

"BİZ GELDİİİK"

"Hoşgeldin ask kadınım!"

"Hoşbuldum kalbimin adamı!" Derken herkese kahvelerini dağıttılar ve oturdular.

"Gören sevgili sanar mk"

"Shhhh, biz gönülden bağlıyız birbirimize" Kolumu yanımdaki Lisanın omzuna attım.

"Seçiminiz acı olmuş lisa hanım?" Ryujin dış ses gibi konuştuğunda han kameraman olmuş, bunu gören changbin ve jeongin, Lisaya mikrafon tutar gibi yapıyodu. Chan ise hayatı sorguluyodu ne yapsın.

"Evet, çivi çiviyi söker. Acılıyız be kardeşim"

"Yiaaa~"

"Aga beee!"

"Bitik"

"Ya merak ediyorum Lisa, ilkokulda hoca çiçek olun dediğinde ağlıyo muydun? HOCAM BEN YAPRAK DÖKÜYORUM! Diye" Hepimiz kahkahalara boğulmuştuk, changbin hariç. Çünkü bunu changbin yapmıştı. Changbin defterinden kağıtları koparıp etrafa saçmıştı. Ben yaprak döküyorum diye. "Ben gülmüyorum!" Ryujin cevabı yapıştırdı. "Yaprakların dökülmüş nasıl güleceksin zaten?" İnsanlar bize mal mal bakıyordu. Ne var eğleniyosak? İki dkcık yüzümüz güldü, battı dimi?

"Changbin, Felix saat 5 yönünde" Salak yanlış tarafa döndü. "Benim saat beşim senin ikin mal" Sonra oraya döndü ve gördü. Anıran atlara bakıyolardı. Bunlar hep altı kişiydi ama bugün dediğim gibi soobin ve taehyun'un işi çıkmış olmalıydı ki. Şuan dört kişiler. Minho, Felix, seungmin ve kai. Kai çok yakışıklı çocuk. Karizma be! Bak bak nasıl yürüyor endama bak! Ne bakıyorsun Minho? Sana mı dedik sanki? Bakma sen dön önüne.

"Selamm!" Tipini yendiğim aramıza atlamıştı tavşik gibi.

"Selam!"

"Merhaba!"

"Nasılsın?"

"Kötüyüm!"

"Noldu?"

"Birşey mi oldu?"

"Konu o kızs-"

"YOK BE! Şeytan görsün yüzünü. Ama şu arkamda gördüğünüz üçlü sabahtan beri beni yürütüyo. Bacaklarım koptu kopucak!"

"İsterseniz gelin oturun biraz dinlenin" Chan sende çöpçatanlıkta bir numarasın. Bizi onaylayıp oturdular. Minho bana bakar bakmaz bakışlarımı kaçırdım. Minhodan korkuyodum ve o da bunun farkındaydı. Çünkü direkt söylemiştim.

</3

"Minho, bana yaklaşma"

"Hyunjin bak ben sana zarar vermem! Ben kendimden nefret ediyorum senden değil!"

"BANA YAKLAŞMA MİNHO! O bileklerin temizlenene kadar bana yaklaşma!"

"Bu imkansız"

"O zaman bana yaklaşmanda imkansız. Sikeyim Minho anlamıyosun"

"Anlatırsan anlarım"

"HAYIR!"

"Tamam özür dilerim. Yaklaşmıyorum bak olduğum yerde durdum. Sana dokunmaya kalkmıyıcam istersen bana sarılabilirsin"

"Hayır, ben özür dilerim. Elimde değil korkuyorum"

"Sana zarar vermem"

"Bir ölü fiziksel zarar veremez Minho. Ama psikolojik zararlar verebilir"

"Ben ölü değilim"

"Annem ölü" Bu onu susturmaya fazlasıyla yetmişti. Annemin ben küçükken birşeyler yaptığını biliyordu. Fakat, Lisadan başka, kimseye söz etmediğim gibi ona da etmemiştim. Şimdi ise bir o bir Lisa biliyordu. Ne kadar çok kişi bilirse, o kadar kötü.

<\3

Bana öyle bir bakıyordu ki ona sarılmak istiyordum. Şuan aynı ortamdayız, bir yıldır kaçıyordu benden. Bunu ben istemiştim ama çoğu zaman keşke onu öyle kabul etseydim diyorum. Çok özlüyorum, çok istiyorum ama yapamıyorum. Özür dilerim.

"Minho ve Hyunjin hint dizisi rekoru kırıcaklar" Evet sessizce durmayı başarıp bizi izlediler. Ondan gözlerimi aldım ve sözün sahibine döndüm.

"Lan bir dizide gorille bakışıyolardı"

"He ya! Goril lan!"

"Nasıl ya ben izlemedim!"

"Senin acilen izlememiz gereken meseleler var Felix!" Seungmin changbine öldürücü bakışlar atıyodu. Tam olarak oturduklarından beri. Yani ben o zamandır yüzünü görüyodum.

"Niye seninle changbin? Benimle izleyemiyor mu?"

"Yani lafın gelişi"

"Hmhm, öyledir" Minho benden ne zaman bakışını ayırıcak! Cidden hint dizilerini geçti! Bana hâlâ bakıyo, hissediyorum. Bakmasana be adam! Zaten içim kan ağlıyo seni görünce. O jilet tutan ellerinden tutup yaralarını öpmek, sarmak isterken düştüğümüz şu durum içimi acıtıyo. Yanlış anlamayın Minho her seferinde benim için böyle yapmıştı. Ben düşerdim, Minho sarardı. Hatta annemin olmadığını ve babamın benimle ilgilenmediğini bildiği için bana hep; "Hyunjinie~ Annen hiç öpüp geçirmemiş yaralarını, ben yapıyım mı?" derdi. İzin verirdim tabii. Acımazdı ama o öpsün diye geçmediğini söyleyip dururdum. Ve biz bunları 2 sene önce yapmıştık. Biz 17 yaşındayız.

"Hadi kalkalım, malum işkence çekmeye devam etmem gerekiyo" Kalktılsr ve gittiler. Konuya çok hakim kalamadım ama Felix'in changbinle hint dizisi konuştuğunu anladım.

-

Hyunjin'in travması var. Bu yüzden minhoya yaklaşamıyo. Anlayın diye söylüyorum. Eğer oy verirseniz yeni bölüm için beni motive etmiş olursunuz!

Seviliyosunuz<3

Bilekler || Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin