14. Bölüm

290 28 14
                                    

Selamlar! Skz biasınız kim? İyi okumalar<3

-

"Günaydın" Boğuk bir sesle uyandım. Tanrım bu adam gerçek mi? (Bilmiyoruz) "Günaydın"

"Hadi kalk okula gidicez daha saat 8, 9da orada olmamız lazım"

"Bu şekilde mi geliyim?"

"Doğru, ben senin yerine hocayla konuşurum" Kafamı salladım. Eee? Ne bakıyo bu? "Noldu?"

"E gidicem bi öpücük alıyım!"

"Haaa şu mesele. Öyle desene baştan! Ne balık gibi bakıyosun?!" Güldü. "Şimdi söylemiş oldum" Yaklaştım, gözlerini kapattı. Tam şuan itlik yapasım geldi. Yani tam şuan evet. Durdum ve ona baktım. Gözlerini açtı. "Öpsene ya!" Güldüm. "Ne ya? Niye ben öpüyorum?"

"Çünkü giden benim!"

"sen gidince mantıken bende senin yanından gitmiş oluyorum!"

"Geç kalırsam sana bunu ödetirim Hyunjin" Yaklaşıp minik bir öpücük verdim. "Al işte!"

"Sanırsın borç istedik Hyunjin!"

"Kolay birşey de istemiyosun ama!"

"Kölöy börşöydö östömöyösön ömö! İvüvövövöv" O benim taklidimi yaparken bende kahkaha atarak onu izledim. "BEN BÖYLE Mİ KONUŞUYORUM?!"

"Evet! Gidiyorum ben işte!"

"Kitabın yok salak benimkileri al benimde işime gelir"

"Sen cidden kalkamadığına emin misin? Çok güzel laf yetiştiriyosun"

"Çeneme çok vurmadı ondandır"

"ŞİMDİ BEN GEÇİRİCEM AMA BİR TANE!" Ne kadar ironi olduğunu bilsemde korkutmuştu. "Sol tarafıma istiyorum"

"Ne istiyosun?"

"Öpücük, ne isteyebil-" Şaka maka öptü ya lan. "Biz iyice vıcık vıcık çiftlerden olduk bak. Yolda bizi görsem yüzümü ekşitirim!"

"Ayıp ediyosun bence mükemmel olduk"

"Biz olduk ama ilişkimiz olmadı öpemezsin daha beni daha git!" Bir kere öptü. Bir kere daha ve bir daha. "Öpemez miyim?" Bir tane daha. "Öpemem yani?" Son olarak burnumu öptü. "Öpmiyicem o zaman"

"Yok!"

"Ne yok?"

"YA! MİNHO YÜRÜ GİT OKULUNA BAK GEÇ KALDIN BURADA DURUP SİNİRİMİ BOZUYOSUN!"

"Ne yaptım ya?!"

"Shhh sen dış minnaksın"

"Dış minnak?"

"Amerika'nın oyunusun sen. Beni etkin altına alıyosun. Beynimi bulandırıyosun!" Kahkaha attı. Niye attı ki şimdi o öyle? Bu adamın net dış minnaklarla bağlantısı vardı. Kafamı yastığa gömdüm. Gelen seslerle anladığım kadarıyla, kalktı, çantamla birşeyler yaptı ve telefonunu aldı. "Yarım saat oyaladın beni! Geç kalıcam senin yüzünden! Gidiyorum ben!" Hızlıca çıktı. Elime telefonumu aldım ve rehberime girdim. Lisa...

LisaXHyunjin

Lisa
HYUNJİN!
Sonunda engelimi kaldırdın
Nasılsın?
Kötüsün tabii!
Acilen bana konum atıyosun!
Hemde HEMEN!
Nasıl beni engellersin?
İnanamıyorum sana!

Hyunjin
Sadece ne zaman benim zaman israfı olduğumu anlıyacağını merak ediyorum

Lisa
Saçmalama!
Sen zaman israfı falan değilsin.
Ve olmıyıcaksın.
Şimdi konum at
Sana sarılmam gereken meseleler var

Hyunjin
Baban?

Lisa
Evet
Annem

*^*

  Lisa gönderdiğim konuma hemencecik gelmişti. Gelir gelmez bana sıkıca sarılmış ve içeri geçmişti. Sonrasında anlatmaya başladı. "Ben dans etmeyi çok seviyorum biliyosun" Başımı salladım. "Babam bana sen dansçı mı olucaksın başımıza diyip duruyordu zaten. Ama ben hiç bana karşı o kelimeyi kullanacağını düşünmemiştim. Sırf dans ediyorum diye bana hayat kadını dedi! Tabi daha kabası ama benim ahlakım el vermiyo" Ona sarıldım. "İstediğin yerde dans et. Ben seni destekliyicem ve yanında olucam" O da bana sarıldı. "YETER BU KADAR DUYGUSALLIK! DÖKÜL!" Beni itti ve kollarını göğüsünde birleştirdi.

"Minhoyla çıkıyoruz"

"NE?! BUNU İLK BENİM ÖĞRENDİĞİMİ SÖYLE! YOKSA DELİRİRİM!" Başımı salladım. "İlk sen öğrendin!"

"Ohh~! O zaman sorun yok. Ne zamandır?"

"İkinci günümüz daha"

"Lan, ben sizi yerim!"

"Daha hiç birlikteyken görmedin ki?"

"Ne yaptınız aranızı nasıl düzelttiniz?"

"Senden sonra camımı kapı gibi kullanan başkaları oldu. Ben buraya gelmeden hemen önce. O yine yapmış Lisa" Bakışları yoğunlaştı. "Korktun mu?" Kafamı salladım. "Çok, tirtir titredim yine. O da fark etti"

"Peki ne dedi?"

"Zorunda değilsin dedi ama ben artık onun yaralarını korkmadan sarmak istiyorum"

"Kolay atlatabileceğin birşey değil"

"Evet ama, istiyorum işte"

"Zamanla olucak Hyunjin"

"Ben onun ölümünüde görmek istemiyorum! Biliyosun listem baya kabarık"

"Biliyorum, ne yazık ki öyle"

"Ya o da onlar gibi bırakıp giderse?"

"Sana bunun garantisini vermem. Ama artık birilerine güvenmen gerekiyo, bu şekilde olmaz"

"Sana güveniyorum işte! Sen yetersin bana" Kafasını iki yana salladı. "Yetmem, sana Minho lazım Hyunjin. Ben senin arkadaşınım ama senin bir arkadaşa ihtiyacın yok. Ya da bir kardeşe. Senin ona güvenmeye ihtiyacın var"

"Biliyorum"

"E mal! Ne uğraştırıyosun?!"

"Kolay değil. Ona bu kötülüğü yapmak kolay değil"

"Ne kötülüğü? Sen misin kötülük? Allah böyle kötülüğü benim başımdan eksik etmesin o zaman! Şimdi düşmanıma verir falan mazallah! Ya sen mal mısın? Öylesin ama öyle misin yani? Ne kötülüğü lan? Sen ödül gibisin Hyunjin saçmalama!" Başımı iki yana salladım. "Bu fikrimi değiştirmez"

"Hah! İşte tam burda devreye Minho giriyo! Ben seni inandıramam, o inandırabilir. Ama inanman için önce güvenmen lazım!" Bu sefer başımı olumlu salladım. "Deniyorum, hatta bak dün onun yarasına merhem sürdüm! Tamam korkudan bayılıcaktım ama yaptım yani!" Alkışlamaya başladı. "BÜYÜK BAŞARI! TEBRİK EDERİM KARDEŞİM!" Bende kendimi alkışmaya başladım. Bir yandan da elimi göğüsünde koymuş son derece mütevazı(?) hareketler seriliyodum. "Biliyorum biliyorum, evet mükemmelim evet! Ben yaptım, başardım! Harikayım!"

-
Final yakın. Ben bu kurguyu çok sevmiştim...

Bilekler || Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin