15. Bölüm

279 33 22
                                    

Eheh selamlar! İlk olarak okuyan gözlerinizi yerim! İkinci olarak okuyucum yok? BDLSJSLSJŞS
-

"Minho emin misin?" Başını salladı. "Eğer çok üstüne gelirlerse benimle yaşamaya başlayabilirsin biliyosun dimi?"

"Bilmiyorum Hyunjin, ben hiçbir şey bilmiyorum" Onu uğurladıktan sonra tek merak ettiğim ne zaman bana dönüş yapacağıydı. Ne olduğunu hemen öğrenmem gerekiyodu. Ailesi cidden çok katıydı.

Minho'nun ağızından...

Kapıyı çalarken tereddüt ettim. Sonrasında kapı açıldı. "NERDESİN SEN?! GEÇ ÇABUK İÇERİ! HEMEN!" İçeri girdim, bir yandan da varlığından emin olduğum tanrıya dualar ediyodum. "Bundan sonra yok evden çıkmak! Okuldan eve, evden okula! Baban bırakıcak alıcak seni! Kimleydin söyle!" Susmama karşılık sesini daha çok yükseltti. "SÖYLE DEDİM!" Başımı iki yana salladım. "Ha birini koruyosun sen. ONUN İÇİN GİTMEDİN OKULA DİMİ?! HANGİ HAYLAZ BU?! DUR HEMEN ÖĞRENİYORUM BEN ÖĞRETMENİNİ ARAYIP!"

"ANNE YETER! O GİTMEM İÇİN ISRAR ETTİ BEN GİTMEDİM! BENDE KARAR VEREBİLİYORUM!"

"Veremezsin lan karar! Sen veremezsin! Senin yerine annen veriyo! Git içeri hemen! Odana!" Hızlıca odama gittim ve kapıyı kilitledim. Telefonumu aldım tam kilidi girecektim ki annem kapımı alacaklı gibi çalmaya başladı. "Ver o telefonu! Onunla konuşamazsın! Ver dedim! Bak çilingir çağırırım Minho! Minho!" Tüm arkadaşlarımı engelledim, İnstagram ve benzeri olan tüm uygulamalardan hesaplarımı silerek kurtuldum. Galerimde Hyunjin'e ait olan tüm fotoğrafları sildim ve çöp kutusundan da sildim. Sanırım artık hazırdı? Kapıyı açıp anneme uzattım. Alır almaz tekrar başladı. "Ne sildin bundan?! Ne sildin?! İki saattir içerde neyi temizliyorsun sen! HEH?! Yok böyle olmıyıcak ben babanla konuşucam!"

"Anne! Başım ağrıyo bağırmayın!" Abim jay.

"Özür dilerim kuzum, ballı süt yapıyım mı?"

"Hayır"

"İlaç getiriyim mi? Ay bak kafanın üstüne havlu koyal- dur geliyorum şimdi" Sonra bana tekrar döndü. "Baban eve gelince konuşur seninle" Mutfağa gitti. Mutfağa gitmesiyle kendimi yatağa atıp ağlamaya başladım. Bir yandan da MP3 çalarımda mitski çalıyodu.

"Do mi ti... Why not me?"

Gerçekten neden ben değilim? Neden jay? Ben olsaydım jay için annemle konuşurdum ama onun umrunda bile değil. Ne kadar ağladım bilmiyorum. Babam eve geldiğinde yüzümü yıkadım. Annem herşeyi ona anlatıyodu. Babam beni yanına çağırdı.

"Oğlum, ilk olarak bize haber vermemen çok yanlıştı. Annen bana başkasında kalıcağını söylemişti ama onun için okulu ektiğinden haberimiz yoktu. Bana açıklar mısın lütfen?" Babamı seviyodum. Bizi ayırmazdı. İkimizi de eşit sever ve saygı duyardı.

"Baba ben haber verdim"

"Nasıl?"

"Haber vermesem annem başkasında kaldığımı nereden bilecekti? Anneme bir ses kaydı gönderdim iyi olduğumu söylediğim. Sana dinletmedi mi?" Babam anneme döndü. "MİN?!"

"Bana öyle bir kayıt atmadın! Yalan söyleme!"

"Baba izninle telefonumdan gösterebilir miyim?"

"Tabii oğlum. Bende merak ediyorum annenin ben burda endişeden polisi aramayı düşünürken bana onu neden dinletmediğini!" Anneme elimi uzattım. "Ne oldu oğlum?"

"Telefonum annemde baba" Babam kaşlarını çatarak anneme döndü. "Çocuğun telefonuna, özeline el koymak senin ne haddine min? Çabuk geri ver!" Telefonumu aldım ve mesajlardan ses kaydımı açtım.

"Ben iyiyim, yaşıyorum, ölmedim. Okul, okul, okul... Bugün gitmiyicem"

"Min? Bana neden bu ses kayıdından söz etmedin?" Sadece sustu. "Oğlum sen odana git. Ayrıca devamsızlığın hiç sorun değil. Olur böyle şeyler"

"Teşekkür ederim baba" Kalkıp odama gittim. Ne bekliyodu bu kadın? Niye hiç ders almıyodu? Her defasında Babam benim haklı olduğumu anlıyordu zaten. Neydi bu kötüleme hevesi?

İçerden bağırışlar geliyordu. "Sana kaç defa söyledim bu çocukları ayırma diye! Bak diğeri bir haftadır okula gitmiyo!"

"Hasta o!"

"Değil hasta falan! Turp gibi! Sabaha kadar odasında oyun oynamayı biliyo?! Bir daha min, bir daha onları ayırırsan, bu kadar sakin kalmam! Anladın mı?" Sonra kapı çarpma sesi. Odamdan çıkıp annemin yanına gittim, ağlıyodu. "İyi misin?"

"Sanane?! Sence iyi miyim?!" Bulaşmama kararı aldım ve odama geri döndüm. Hemen Hyunjin'in engelini kaldırdım. Telefon rehberimden ismine tıkladım.

"Alo?"

"Alo?! Minho iyi misin? Niye dönüş yapmadın? Beni engellemiştin! Çok korktum, annen çok kızdı mı?!"

"Sakin ol~ Ben iyiyim. Annemle ufak atıştık telefonumu istedi. Engellemeseydim arıyacağını biliyodum"

"Minho çok merak ettim! İnsan bi iyiyim yazar engellerdi!" Kısa bir sessizlik.

"Yarın okula gelicek misin?"

"Gelicem, bu merhem cidden işe yarıyomuş! Bir hafta kalkamam diyodum"

"Bol bol görürüm o zaman seni"

"Minho! Okulda beni falan göremezsin!"

"Niye göremiyorum ben... Sevgilimi?"

"Ne diyosun?! Sevgili yok Minho yok!"

"Ne demek yok? O zaman sen beni sevmiyosun"

"Ya hayır se-"

"Bi de hayır sevmiyorum diyo! Tch, tch, tch"

"Minho seviyorum!"

"Neyi?"

"Seni!"

"Beni ne?"

"Seni... seviyorum işte"

"Hmm ama zoru oynıyıcaksın yani?"

"Oynamıyıcam, sevgilim" Telefonun kapanma sesini duymamışım bile. Aklımda son kelimesi yankılanıyodu. Sevgilim... Sevgilisi...

-

Sevgilisi... LAN SEVGİLİSİ! ANIRIYORHM ŞUAN!

Oy vermeyi unutmayın!

Seviliyosunuz<3

Bilekler || Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin