16. Bölüm

282 31 27
                                    

Okuldan nefret ediyorum.

-

"Okuldan nefret ediyorum" Uyanır uyanmaz kendime hatırlattığım cümle içimi hiç rahatlatmamıştı nedense. Kalkıp hazırlandım ve annemi pas geçip okula gittim.

"Günaydın!" Felix her zamanki gibi. "Evet evet aydı" Aydı da bana mı aydı? LAN! EVET BANA AYDI! "Arkadaşlar hepinizden nefret ediyorum ama Hyunjin'i seviyorum o yüzden..." Çantamı onlara fırlatıp Hyunjin'in sınıfına gittim. Arkamdan Felix'in söylendiğini duyabiliyodum. "Seungmin, bu enayi beni sevmediğini hatta nefret ettiğini mi söyledi az önce?"

"Enayi işte" Gülümsedim, hemen Hyunjin'in yanına oturdum. "Mmm ne yapsam sınıfımı mı değiştirsem sevgilim?" Gözleri fal taşı gibi açıldı. Buna karşılık arkadan Jisung onu çekiştirmeye başlamıştı. "Lan! Ne diyo bu?! Bizim niye haberimiz yok hain! Vatan hainisin Hyunjin!"

"Jisung bir daha çocuğu çekiştirirsen yitirdiği bilincini geri kazanamıyıcak!" Jeongin ona kızıp çekti. "Sevgilim mi dedi o?" Herkes balık gibi birbirine bakıyodu. Sırıtarak ona eğildim ve kulağına fısıldadım. "Hmm, sevgilim~" Geri çekildiğimde kıpkırmızıydı. "Hyunjin itfaiye çağıralım mı?"

"Soğuk su verin lan! Kimde var?!"

"Bende var!" Yeonjun koşarak soğuk su getirdi. Ryujin anında yanımızda bitti. "Allahın izni peygamberin kabriyle Hyunjin'i minhoya verdim gitti!" Tüm sınıf alkışlamaya başladı. "Yeonjun"

"Efendim Hyunjin?"

"Buz getir. Soğuk suyuna sıçıyım buz getirin lan bana!" Şişeyi alıp dikledi. "Sakin ol koçum!"

"İyi değilim! İyi değilim! Minho ne yapıyosun?!"

"Ne yapıyorum sevgilim?"

"Deme bana öyle!"

"Niye?" Dudaklarımı büzdüm. Bakışları oraya kaydı ama hemen çekti. "Arkadaşlar, Allah'ını seven beni havuza falan atsın" Tüm sınıf kahkahalar içindeyken onda mimik oynamıyodu. Bence bunu söylerken çok ciddiydi. "Minho bak kalbime çok geliyo bunlar zaten minnacık kalbim var"

"Minnacık mı? Oha Hyunjin birde minhocan de tam olsun şuan!"

"Minhocan valla küçük bir kalbim var! İçine alıcak insan sayısı az!" Ryujin koluna yumruk geçirdi. "Ne demek az lan?! Ben, Minho, lisa, changbin, chan, Jeongin, jisung, beomgyu, yeonjun?!"

"Böyle sayınca çok fazla geldi lan. Vazgeçtim küçük değilmiş minhocan. Bu kadar kişi sığabildiğine göre 3 oda bir salon kalbim var benim"

"Ama odalar ne kadar büyük? Bu önemli!"

"Şimdi jisung burdan Türkiye'ye doğru yürümeye başlıyorsun, camiyi soluna alıyosun, sırtını hamama veriyosun. Oradan dümdüz gittiğinde bir bok çukuru olucak. Heh, orada boğul!" Hyunjin o çukuru nerden biliyo? "O çukurda seni boğarım Hyunjin!"

"Türkiye ne alaka lan şimdi?"

"Sevenimiz çok Beomgyu"

"Türkiyede mi?"

"Her ülkede. Ama Türkiye ayrı tabi"

"Niye?" Bu changbin niye bu kadar salak? "Yazar Türk çünkü!"

"Yazar kim?" Seungminler ne ara gelmiş? "Sanane kardeşim dön önüne!" Hyunjinle seungmin'in arası niye bu kadar kötü? "Soru sorduk"

"Sorma"

"Sana mı sorucam?"

"Sorma dedim ya!"

"Jisung hyung!"

"Efendim Jeongin?"

"Bunlar niye anlaşamıyo?"

"Yani sebep aramamak lazım. Ama ne olduysa seungminler haklıdır" Hyunjin elini kalbine götürdü ve kınayan bakışlar attı. "İnanamıyorum sana! Kardeşler kalleş olmuş!" Tüm sınıf oturduk şuan ne konuşuyoruz ya? Ben bunları niye dışımdan söylemiyorum lan? "Tüm sınıf oturduk ne konuşuyoruz?"

"Sen sınıftan değilsin" Yeonjun canım ben ne dedim az önce? "Dedim ya sınıfımı değiştiriyorum diye! Changbin yeni sıra arkadaşınla sana mutluluklar!"

"Lan it! Bizi sattın!"

"Haklısın seungmin ucuzdunuz talep çoktu bende sizi en çok isteyenlere sattım! Changbin ve Chanla hayırlı uğurlu olsun! Kurdelenizi ben kesmezsem bozuşuruz!" Aha tutamadım ağızımı. Valla tutamadım bu bilerek olmadı. "Bu yoktu, normalde bu yoktu. İçimden geldi. Anasını satayım içimden geldi!"

"İçine sıçayım! Allahtan chan üniversite okuyo burada değil"

"Changbin Hyung beni mi istiyodun?" Changbin'in gözleri Felixte kalmıştı. Konuşmadan sadece bakıyodu. "KESTİK!"

"Ne diyosun Yeji?"

"Hint dizisi çekmiyo muyduk? Bunlar niye böyle kaldılar?" Haklıydı yani. Birşey demeden önüme döndüm. "Changbin hyung?" Felix sırıttı ama bu sevimli olanlardan değildi. Biraz şeydi sanki, çapkın? Hoca sınıfa girdiğinde Seungmin ve Felix önden bende ,istemeye istemeye, arkalarından sınıfa gittim.  Tabi sınıfta bizim hocamız gelene kadar yapmadıklarını bırakmadılar. "Lan nasıl söylemezsin?!"

"Hadi bırak söylemeyi CHAN NE ALAKA?!" Bunu söyledikten sonra omzuma yumruk geçirdi. "YA! Acıdı!"

"Acısın diye vurdum zaten!"

"Sen niye chan meselesine bu kadar takıldın seungmin?" Aha, cevap ver! Konuş! Hadi! "Ucuz dedi bize!"

"Ama Chan'ın parası çok, belki ona göre ucuz?"

"Ne diyosun Felix? Ben ucuz muyum?"

"Yani değilsin tabi"  İkimize öldürücü bakışlar atarken kollarını göğüsünde birleştirdi. "Hayırlı olsun trip yiyoruz"

"Biliyorum Minho hyung. Senden daha zekiyim"

"Pardon? Senin yaşın kaç başın kaç zibidi"

"Ya sen niye geç başladın okula? Zorbalık yapıyosun resmen. Tch, tch, tch..." Gözlerimi devirdim. "Buna zorbalık denmez hatırlatmak denir" Felix yüzünü şekilden şekile sokarak taklidimi yaptı. Tam ona kızıcaktım ki Kai geldi. "Hoşgeldin" Gülümsedi. "Hoşbuldum! Bomba haberlerle geldim. Şuan diğer sınıfta siz konuşuluyosunuz" Seungmin hemen ona döndü ve Felix sordu. "Neden? Ne olmuş ki?" Kai 'ciddi misiniz' bakışı attı. "Minho ikinizide vermiş ya!" Seungmin hemen kaşlarını çattı. "O öyle olmadı! Şaka yaptı o!" Beni dürttü. "Yoo, yapmadım! Değiller mi? Yanık değiller mi?" Kai gülümseyerek ikisine göz gezdirdi. "Felixte çok birşey yok gibi ama Seungmin enayi olmuşsun kardeşim" Sinsi gülümsemem dudaklarımda yayıldı.

"Ya siz ne kadar anlamaz insanlarsınız! Yok diyorum!"

"İnandım"

"Katılıyorum"

"Baya"

"YA! GİDİYORUM BAK!" Elimle kapıya doğru buyur ettim. Bana öldürücü bakışlarını atıyodu. Ama şuan havlayan yavru bir köpekten farksızdı. Isırasım geldi. İki yanağını tuttum, kendime çekip sağ yanağını sertçe ısırdım. "LAN!" Bıraktığımda fark ettim cidden sert ısırmışım. "Acıdı öküz!"

-

Selamlar! Seungmin'e aşık olduğumu söylemiş miydim? Aşığım.

Eğer oy verirseniz yeni bölüm motivasyonu olur!

Seviliyosunuz<3

Bilekler || Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin