Kapıyı açıp çıkarken telefonuma bildirim gelmişti. Açıp baktığımda Changbinden olduğunu gördüm. Çıktığıma dair bir mesaj attıktan sonra ilerlemeye başladım.Arabayı biraz uzağa park etmiştim bu yüzden yürümem gerekiyordu. Ara sokaklara girip iyice insanlardan uzaklaştığımda uzun bir süredir arkamda yürüyen biri olduğunu fark ettim.
Yanından geçtiğim arabadan baktığımda 19 yaşlarında duran bir kız olduğunu anladım. Tedirgin olmuştum bu yüzden Yongboku aradım.
"Selam Channie"
"Selam Yongbokkie"
"Sesin niye öyle geliyo noldu?"
"Biri beni takip ediyo"
"Nasıl biri?"
"Kız biri? 19 yaşında falan heralde"
"Ya Chan day ayısı gibi herifsin küçük bir kızdan mı bu kadar korktun?"
"İzlediğimiz tüm korku filmlerindeki gördük o küçük kızları Yongbokkie bey"
"Oy oy sinirlenişini yerim ben senin. Bir şey olmaaazz korkma bak bakayım arkanda mı hâlâ"
"Hayır, yok arkamda gitmiş sanırım."
"Tamaam o zaman bitti gitti o zaman sorunun arabana bin uzaklaş hadi"
Tamam diyip telefonu kapattım ve cebime koydum. Yanımdaki duvara yaslanıp soluklanmaya başladım. Cidden day ayısı gibi adamdım ve bir kız gelip devirmişti..
Gözlerim kapalı kafamı arkaya atmışken adım sesleri duymuştum. Bana doğru yaklaşan seslerle gözlerimi açtım ve gelen kişiye baktım.
(Gelen kisi: supraaaayyyzz)_____________________
Hwasa noonaya bir kere daha sıkıca sarıldıktan sonra ayrılmış onun gidişini bi süre izleyip bende kendi yolumda ilerlemeye başlamıştım.
Bir ara sokağa giren birisi gözüme takılmıştı, Bang Chandı. Hemen ardından da bir kız dönmüştü o sokağa. Herhangi birisi olabilirdi ya da Chanı takip ediyor olabilirdi. İçime süphe düşerken Chanın bundan hiç hoşlanmayacağını biliyordum.
O kızı fark etmemişken bende peşlerine takıldım. Ne kız ne chan beni fark etmemişti. Chan telefonla konuşurken başka bir sokağa dönmüş o sırada kızın o sokağa girmesine izin vermezken biraz geriye çekiştirerek duvara yasladım.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun? Birisini böyle takip etmek hoş mu?"
"Sanane. Çekil önümden yoksa kötü olur"
"Evet eğer o çektiğin şeyleri derhal silip evine gitmezsen kötü olur"
Kız gülüp kafasını sallamıştı sadece. Uyarı amaçlı köprücük kemiklerine yasladığım kolumu yukarı doğru iterek boğazına baskı yaptım. Diğer elimle de kolunu tutuyordum.
Tek kaşımı kaldırmış pes etmesini beklerken sıkıca tuttuğu telefonunu vermişti. Kolunu tuttuğum elimi çekerek aldım ve her şeyi sildim. Sonuncusunu da silerken ne olduğunu anlayamadan yerdeydim ve kolum çok fena acıyordu.
O yerden telefonunu alırken yerden kalkıyordum. Gideceğini anladığım an ayağını tuttum. O kadar öfkeliydim ki o an hastanelik hale gelene kadar dövebilirdim onu.(yedik amk, bebek gibi insansın nereye dovuyosun)
Gözgöze geldiğimizde yüzümdeki öfkeyi çok net şekilde fark etmişti, belli oluyordu. Yüzündeki endişeyi görüyordum. Fakat yerini hemen gülüşe bırakmıştı. Acıyan koluma tekme atıp kendini kurtarıp hızlıca kaçmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
På tross ,, Hyunchan
Random"Lee Felix ile sevgili olduğunuz doğru mu?" "Lee Felix de kim?"