Telefonumun çalması ile gökyüzünü izlemeyi bırakıp kimin aradığına baktım. Komşum arıyordu, zor durumda kalmadığında beni aramazdı ve kaldığı zor durumlar da hiç hoşuma gitmeyen durumlardı. Endişelenmeme engel olamazken daha fazla bekletmeyip telefonu açtım.
"Alo Hyunjin nasılsın?"
"İyiyim noona bir sorun mu var?"
"B-ben çok kısa bir süreliğine sende kalabilir miyiz diye soracaktım. Çocuklar için-"
"Tabi, tabi sorun değil kalabilirsiniz. Ben Minho hyung ile konuşayım o sana anahtarı verir. Siz iyisiniz değil mi?"
"E-evet teşekkürler Hyunjin. Hakkını nasıl öderim bilmiyorum"
"İyi olun yeter"
Telefonu kapattıktan sonra hızlıca Minho hyunga yazmıştım. Anahtar ile beraber ihtiyaçları olabilecek şeyleri de almasını söylediğim bir mesaj atmıştım fakat o uzakta olduğunu ve bunu Yeonjuna ileteceğini söylemişti. Şirketin başında olmaması dikkatimi çekse de sorgulamadım.
________________________________
Dinlediğim son ses müziğe eşlik ederken tanıdık yüzlere de baş selamı vermeyi unutmuyordum. Kendime birkaç abur cubur alacaktım fakat başta Felix olarak hepsi sırayla bir şeyler istemişti. Chan normalde ya kendi giderdi ya da benimle gelirdi fakat şuan bana küs kalmaya çalıştığı için istediklerini bile Changbin ile iletmişti.
Bazen çok komik davranışları olabiliyordu, çok tatlıydı. Hepimize kol kanat geren bir bebekti resmen. Bu yüzden en çok onunla uğraşmayı çok seviyordum. En güzel tepkiler onunkiler oluyordu. Atamadığı tribini bile çok seviyordum.
Tabi kızarsa çok güzel kızan bir insandı. Bunu da asla unutmazdım. Güzel derken güzel değildi, ağzına sıçardı. Öyle güzeldi yani. O Chan aklımda canlandığında direkt yok etmiş ve vardığım marketin kapısını açarak içeri girmiştim.
Çok sessizdi. Sanırım kimse yoktu. Parmak uçlarımda yükselip göz attığımda cidden de kimsenin olmadığını gördüm. Böyle bir yer için fazla boştu. Umursamayarak ilerlemeye başladım.
Aldığım arabaya sırayla her şeyi koyarken bir anda sağ taraftaki rafın arkasından ses geldi. İrkilerek o tarafa baktığımda tanıdık yüzle kaşlarım çatıldı. Bu adamın burada ne işi vardı? Ve orada ne arıyordu?
"Ne yapıyorsun?"
"Sana bakıyorum"
"Vitrinin üstünden mi?"
"Tam üstünde sayılmam"
"Tamam şimdi gerçekten neden burada olduğunu söyle"
Chan veya Felix yüzünden buraya gelmiş olabilirdi. Hyunjin için gelseydi çoktan haberimiz olurdu. Ayrıca neden şimdi benim karşıma çıkmıştı ki? Ayrıca onunla saygısız konuşmama bir şey demediği için cesaretlenmiştim de. Ağzıma sıçabilirdi ama umrumda değildi pek.
"İşim vardı."
"İşinin ne olduğunu göz önünde bulundurursak buraya Chan ve Felix için mi geldin?"
"Ne, hayır. Onlar burada mı? Hyunjin ballı lokma cidden"
Sonunda da kafasını eğip fısıldasa da duymuştum. Biz de gizli saklı siktiri boktan şeylerle uğraşalım, demişti. Neyi gizli saklı yapıyordu ki? Ben bunu düşünmeye dalmışken Minho hyung ile kendime gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
På tross ,, Hyunchan
Acak"Lee Felix ile sevgili olduğunuz doğru mu?" "Lee Felix de kim?"