1

487 39 70
                                    

Yıl 2014.

-Lee Felix..

Daha 14 yaşındaydım. Şehirden uzak, küçük bir kasabada babaannem ve küçük köpeğim Herayla beraber yaşıyordum. Annemi ve babamı yıllar önce, ben daha çok küçükken kaybetmiştim. Bunu anlayamayacak kadar küçükken..

14 yaşıma kadar hayatım çok sıradan diğer çocuklardan farksız geçmişti. Her şey olması gerektiği gibiydi yani ben öyle düşünüyordum. O güne kadar.. Ormanda kaybolduğum gün..  

~

Sonbahar yağmurunun ıslattığı toprak kokusunu bir kaç kez derin nefeslerle içine çektikten sonra pencereyi kapatmayı düşünmüştü Felix ama karşı evden arkadaşının dışarı çıktığını görünce durdu. Kasabada ki bahçeli evler bir birine çok yakın olduğu için şu an pencereden dışarıyı izlerken arkadaşlarının evlerini görebiliyordu.

"Felix.. gel hadi yürüyelim biraz.."

Arkadaşının söylediği şeyi duyduğunda hiç düşünmeden kafasını salladı, böyle yağmurlu ve serin günlerde yürüyüş yapmayı kendisi ve köpeği çok seviyordu. "Jeongin.. bekle geliyoruz."

Hiç vakit kaybetmeden pencereyi kapatıp üzerini değiştirmek için harekete geçtiğinde dakikalardır yatakta usulca yatan köpeği Hera bile artık dışarı çıkacaklarını anlamış olacak ki heyecanla odanın içerisinde koşturmaya başlamıştı. Felix hava serin oldugu için üşüyebileceğini düşünmüş bu yüzden kışlık sweatini giydikten sonra Heranın tasmasını takıp aynanın karşısına geçtiğinde eliyle sarı saçlarını düzenlemiş ve köpeğini daha fazla bekletmeden odasından çıkmıştı.

"Babaanne biz çıkıyoruz." İkinci katın merdivenlerini inerken sesini hafif yükselterek söylemiş ve daha aşağı inmeden babaannesinin salondan çıktığını görmüştü.

"Tatlım nereye?"

Felix en son basamağı indikten sonra kadının yanağına küçük bir öpücük kondurup kendisini çekiştiren köpeğinin arkasından kapıya doğru ilerledi. "Biraz yürüyeceğiz. Jeongin'de bizimle geliyor geç kalmayız merak etme." Ayakkabılarını hızla giydikten sonra kapıyı açacakken babaannesinin merdivenleri indiğini görmüştü. Ne ara odasına çıkıp ceketini getirmişti bilmiyordu.

"Hadi al şunu.. üşürsün böyle.."

"Babaanne üzerimde ki zaten kalın üşümem merak etme.."

"Sen yine de al üşürsen giyersin."

Felix babaanesinin ısrarına dayanamayıp elinde ki ceketi iç çekerek almış kadının yüzündeki memnun ifadeyi gördükten sonra kapıyı açıp hızla dışarı koşan köpeğinin ardından kendiside dışarıya adımlamıştı.

Karşısında şu an için sadece Jeongin'i görmeyi beklediği için Jisung, Jeongin ve Bulutu bir arada evinin önünde görmek anlık duraksamasına neden olmuştu. Jisung ve Jeongin'in Bulutu getireceklerini bilmiyordu, eğer bilseydi Herayı başka zaman çıkarırdı. Çünkü.. Bulut ve Hera pek anlaşamazlardı.

Heranın tasmasını elinde sıkılaştırıp karşıdaki arkadaşlarına yaklaşmasını engelledi. Çünkü her zaman oldukça sakin ve uysal olan köpeği şimdi her an Bulutun üzerine atlayabilirdi. Ama Jeongin ve Jisung bunu umursamıyor gibi kendisine doğru yaklaşmaya başlamışlardı. Felix'in gözleri Jisung kucağında sıkıca tuttuğu bembeyaz tüyleri ve siyah gözleri uzun kulakları olan tavşandayken babaanesinin sesini duymuştu.

"Çocuklar eğer ormana taraf giderseniz o cadıyla karşılaşa bilirsiniz. Bu yüzden sakın ormana gitmeyin."

Dışarı cıktığı her seferinde babaannesinin bunu Felix'e söylediği bir gerçekti. Arkadaşları bile buna kaç kez şahit olmuşlardı. Felix babaannesinin tek torunuydu yani ondan başka kimsesi yoktu bu yüzden endişesini anlayabiliyorlardı. Ama bu söylediğinin Felix'i gram korkutmadığıda bir gerçekti.

Lanet / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin