1: İlk Karşılaşma

739 19 0
                                    

"Sen... Nasıl böyle bir şey yapabilirsin?" diyen annemi gördü önce gözlerim. Ardından "Sanki bir şey yaptık, uzatma" diyip annemi ittiren babamı gördüm. Odamın kapısından izlediğim şeyler rüya mı gerçek mi anlayamıyordum ama annemin tiz çığlığını duyduğumda kendime gelmiştim. Çabucak odamdan çıktığımda merdiven başında dikilen babam, kafası kanlar içinde kalan güzeller güzeli annem ve çocuk aklıyla olayları anlamaya çalışan bir ben oluşmuştu bu anda. "Anne, ANNE" diye bağırarak yerimde doğruldum.

Her zamaki gibi önce etrafıma bakındım ve sürekli gördüğüm lanet anımı umursamamaya çalıştım. Bu aralar bu kabusu daha çok görmeye başlamıştım. Kafamı dağıtmak için en iyisi gidip kahvaltı yapayım diye düşündüm ve mutfağa yöneldim.

•••

"Evet, dediğim gibi madem işimize yaramıyor hallet adamı." demiş ve telefonu kapatmıştım. Bazen adamlarım söylediğim şeyi milyon kere söylesem yine anlamayacak gibi davranıyorlardı. Arabamın kapısını kapatıp arabayı kilitledim ve şirkete doğru yöneldim.

Aslında şirket işleri hiç umrumda değildi babamın zoruyla geliyordum, kendisini hala affedememiştim ama hukuk çalışanlarına göre suçsuz olduğu için dışardaydı. Ona cezasını çok güzel vermeyi düşünmüştüm ama anneannem "Artık babana daha da sıkı tutunmalısın" demişti küçüklüğümde, annemden bana kalan tek güzellik böyle dediği için babam olacak adama cezasını veremiyordum.

Şirketteki odamda yine bana göre saçma sapan işleri hallettikten sonra sağ kolum olan ve en iyi dostum Kim Jisoo'dan mesaj gelmişti.

"Geçen bahsettiğin gereksiz adamı benzettik ama son dokunuş için seni bekliyoruz, çabuk gelsen iyi olur yoksa sen geldiğinde bu gereksiz çoktan öteki tarafa gitmiş olcak."

Mesajı okuduktan sonra yüzüme bir sırıtış oturmuştu. Jisoo ne kadar sağ kolum olsa da bana fazla benziyordu ve onunla kardeş gibiydik. Kısaca mesajını yanıtlayıp şirketten çıktım.

Arabamla her zamanki yerime geldiğimde kapıdaki adamlarımdan birine sordum;
"Jisoo ve gerisi hangi odada?"

"İkinci kattaki 12 numaralı odanızdalar efendim" hemen harekete geçip odaya çıktım. Siktiğimin piçini gebertmeden bir de ben benzetmeliydim.

•••


"Bence artık bir kafa dağıtmaya ihtiyacımız var, ha?" diye sorusunu yönelten Jisoo'ya dik dik baktım.

"Ciddi misin, kafa dağıtmaktan kastın sıradan bir partiye gitmek! Saçmalama, çok sıkıcı-"

"Tamam anladık Lalisa Hanım hazretleri ama artık bi kafa dağıtmaya ihtiyacımız var sürekli, rutin olarak gereksiz adamları hallediyoruz biraz da kafa dağıtalım. Hem bu partiyi seveceksin, mekan iyi." diyen Jisoo başta benimle dalga geçse de sonradan eski sesine dönüp konuşmuştu ve bir kere daha inkar edersem milyon kere ısrar edeceğini bildiğim için onu onayladım ve partiye gitmek üzere yola çıktık.

••••••

Partiye geldiğimizde kumar arkadaşlarımın da olduğu bir masa gördüm. Elbette bu partide bile kumar oynuyorlardı, hemen yanlarına oturup tanıdıklarla selamlaştım ve oyuna odaklandım.

Müziğin sesi bir anda artmış mıydı yoksa hep böyle miydi diye düşünürken etrafa bakındım ve resmen büyülendim.

Bu kadar güzel bir kadın gerçek olabilir miydi?

Tüm ihtişamıyla dans pistinde arkadaşlarıyla dans eden güzel kadın sanki beni kendine hapsetmişti. Çoğu kişide olan kahverengi gözler onda aşırı çekici duruyordu.

Onu kesinlikle sevgilim yapmalıydım.

Biraz ilerdeki direklere bakındığımda birinin dolu diğerininse boş olduğunu görmüştüm. Ee zamanında aldığım direk dansı derslerini boşa harcamamak lazım diye düşünerek direğe gidip direk dansına koyuldum. Bir anda müzik değişmişti, tabii mekanın sahibini tanıyan Jisoo sağ olsun ortamı hemen hazırlamıştı-hiçbir şey kaçmıyor bu kızın gözünden-

Çoğu kişi bana bakarken asıl bakmasını istediğim kahvelerle göz göze geldim, inanamıyorum! Gerçekten bu kız nasıl iki saniyelik bir bakışmada bile beni kendine hapsedebilir?

Gösterim bittiğinde birkaç alkış koptu izleyicilerden. Beni kendine hapseden kadın ise telefonuyla ilgileniyordu. Ciddi misin aq! Burda bu kadın için neler yapıyorum kadının yaptığına bak. Burdaki çoğu kişi beni tanıdığı için tabii ki benden böyle bir performans beklemiyorlardı ama yine de alkış tufanı koptuğuna göre ya çok beğendiler ya da benden korktukları için ters bir şey yapmaya götleri yemedi.
Neyse banane bunlardan, beni ilgilendiren o güzel kadındı ama o da telefonuna gömülmüştü şu an.

Kendi masama geri gittiğimde burda bulunan adamlarımdan birini çağırıp kızı gösterdim ve hakkında ne bulursa bulsun bana getirmesini emrettim. O sırada Jisoo yanıma gelmişti bile.

"Ya kızım naptın sen öyle, sen de ne cevherler varmış."

Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki "Ee kızı soruşturdun mu, gördüm seni kızı uzunca gözlerinle kesip yedin inkar etme. Hoşlandın değil mi?

Bir anda öyle kalakalmıştım, aslında konuşmanın başında Jisoo'yla dalga geçme planı kuruyordum ama son cümle koydu biraz. Sanırım gerçekten de tanımadığın bir insandan hoşlanabiliyormuşsun. Hiç inanmazdım böyle cıvık şeylere.

"Sanırım öyle lan. Kız çok güzel ama nasıl hoşlanabilirim ya. Böyle cıvık şeyler bana göre değil ki amına-" ve yine sözüm kesildi tahmin edin kim(!)

"Olum hoşlanma ya da aşık olma gibi şeyleri biz mi seçiyoruz sanıyorsun, sonunda seni de bulmuş sevin biraz." diyip göz kırpmıştı, aklınca benimle dalga geçiyordu. Bense dediklerinin doğru olmasından korkuyordum. Olamazdı değil mi?

•••••

DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin