6: Parti Gecesi

210 15 1
                                    

Kaçıncı bardak olduğunu hatırlamadığım bardağımdan içkimi yudumluyordum. Jennie'ye bakan herkesin hayatını ters yatırıp düz sikme planlarım olsa da, özellikle gelecekteki eşimin yanından ayrılmayan küt saçlı kızın hayatını bir güzel sikecektim. Olay çıkarmamak için gerçekten zor duruyordum çünkü Jennie'nin yanında psikopat yanımı gösterirsem benden tiksineceğini ya da korkacağını düşünüyordum. Bir şansım varsa bile -ki var, her türlü gelecekteki sevgilim olur kendisi- o şansı birkaç piç yüzünden kaybedemezdim.

Yanımda halimi izleyen Jisoo "Daha ne kadar içeceksin kardeşim, bu kadar içmenin sonucu iyi olmuyor biliyosun." deyip beni uyarmıştı. Hakkımda endişelendiğinin farkındaydım çünkü normalde bu kadar sakin kalmaz, Jennie'ye bakan herkese hak ettikleri cezayı hemen verirdim -özellikle şu küt saçlı pisliğin- ama Jennie'nin o yanımı görmesini istemiyordum en azından şimdilik.

Masadan kalkıp sanırsam tuvalete giden güzelimin peşinden ben de kalktım ve tuvaletlerin olduğu tarafa yöneldim. Jennie'nin arkasından girdiğimde beni umursamayıp elini yıkamakla ilgilenmişti. Bir anda arkasını döndüğünde benim ve lavabonun arasında kalmıştı.

"İnsanlara hep böyle yakın mısındır, özellikle arkadaşlarına?" diye sormuştum sesimi kısık tutarak.

Birkaç saniye göz kırpıştırdıktan sonra
"Sizi neden ilgilendirir ki? Doğru dürüst tanışmıyoruz bile." demişti, sesi titremiş miydi onun?

"Emin misin çocukluk aşkım?" dediğimde şaşkınlıktan donakalmıştı, tabii ki çocukken tanıştığımızı hatırlamıyordu.

"Benim ailemle senin ailen çok yakındı, belki biliyorsundur. Ve küçükken en iyi anlarımı yaşatan kız senmişsin demek ki. Ama başka birini bekleyemezdim zaten, tıpkı o zamanlardaki gibi şimdi de bana iyi geliyorsun. Benim tek ilacımsın."

Jisoo'nun da dediği gibi fazla içmemeliydim, fazla dürüst olmuştum.

"Demek o zamanlarki komşu kızı sendin. Güzel anılarımız olmuştu evet ama üzerinden çok zaman geçti Lalisa Manobal."

Ahh, gerçekten şu an ne kadar çekici olduğunun farkında mıydı !? İsmim onun dudaklarından dökülünce çok güzel hissettirmişti.

"Seni öpebilir miyim güzeller güzeli Jennie Kim?"
demiştim kendime hakim olamayarak, tamamen sarhoş olmamıştım ama içkinin etkisiyle düşünmeden ne istersem onu söylüyordum.

"Lalisa şu an sarhoşsun saçmalama." deyip beni isteksizce ittirmeye çalışan güzelime bakmıştım. Biraz zorlayarak ittirse kolayca benden kurtulurdu ama istemeyerek ittirmesi hoşuma gitmişti.

"Sen bana cevap vermesen de beden dilin bana cevabını verdi." deyip sırıtmıştım.

O tam dudaklarını aralayıp konuşacakken üzerine eğilerek güzel dudaklarıyla dudaklarımı buluşturmuştum. Bir süre öylece tepki vermeden durmuştu sonrasında ise karşılık vermeye başlamıştı. KARŞILIK.VERMİŞTİ.

Onu bacak altlarndan tutarak lavabonun yanındaki düz bölüme oturtmuştum. Bir elimi bacağından yukarı doğru hareket ettirerek beline koymuştum. Diğer elim ise bacağını okşuyordu. Onun bir eli ise ensemdeydi. Diğer eliyle de yanağımı hafifçe okşuyordu. Kısa bir süre öpüştükten sonra geri çekildi ve "Beni hala kazanamadınız Lalisa Manobal. Ama kazanma ihtimaliniz var." demiş ve bana göz kırpmıştı. Ben şaşkınlıkla kalırken o kapıdan çıkıp gitmişti bile.

•••••••••

( Jisoo'dan )
•bir süre önce•

Jennie'nin arkasından giden Lisa'ya bakarken umarım aptalca bir şey yapmaz diye düşünüyordum.
Masada oturmaktan sıkılıp barmenin yanına ilerledim ve az önceki içkinin aynısından bir tane daha söyledim. Bir anda yanımda beliren sarışın kadın, bar taburesine oturup barmenden bir içki istemişti.

Normalde sarışınlarla ilgilenmezdim ama nedense onda beni kendine çeken bir şeyler vardı. Gözlerim fazla üzerinde kalmış olmalıydı ki kafasını çevirip bana bakmıştı. Bir an panikleyip ne yapacağımı bilemesem de sarışın benden önce davranıp
"Aa, siz Lalisa Manobal'ın arkadaşı değil misiniz?" demişti.

Lisa'yla neden ilgilendiğini düşünürken "Evet öyleyim, siz nerden tanıyorsunuz Lisa'yı?" demiştim merakıma yenik düşerek.

"Ben Jennie'nin arkadaşıyım, adım Chaeyoung isterseniz Rosé de diyebilirsiniz o daha kısa olduğu için bazen onu kullanırım. Jennie'yi tanıyorsunuzdur diye düşünüyorum, bence Lisa ve Jennie'nin arasında farklı bir kimya var. Böyle şeyleri önceden sezerim genelde, siz ne düşünüyorsunuz?"

"Bence de çok yakışıyorlar ve bir ilişkileri olursa çok güzel olacağından eminim. Bu arada ben de Jisoo, Jisoo Kim. Bana direkt Jisoo diyebilirsiniz ikinci bir adım yok." diyerek onun konuşmasına gönderme yaptığımda beraber gülüşmüştük.

Ben daha çok onun gülüşüne gülmüştüm, gerçekten çok güzel bir gülümsemesi vardı.

"İsterseniz sizli bizli konuşmayı bırakıp arkadaş olabiliriz. Artık daha sık görüşeceğiz gibi hissediyorum." demiş ve hafifçe gülümsemişti.

Arkadaş demesinde neden olduğunu bilmesem de garip hissetmiştim. Bu hissi sorgulamayıp onu onaylamıştım ve birbirimize telefon numaralarımızı vermiştik. Arkadaş grubunun olduğu masa ona seslenince onları başıyla onaylayıp
"Benim gitmem gerek sonra tekrardan görüşmek üzere güzellik." deyip gitmişti.

Güzellik? Bu kelimede takılmam saçma mıydı bilmiyordum ama takılmıştım. Normalde başkasından duysam umursamayacağım bir kelime o söyleyince güzel olmuştu. Aynı zamanda da 'arkadaş' olalım demişti?! Sanırım arkadaşlarına böyle hitap ediyordu. Bunu düşünmenin neden beni üzdüğüne anlam veremeyerek, masaya geri dönüp içkisini içmeye devam eden Lisa'yı görmemle onun yanına ilerlemiştim.

•••••••••

•••••••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin