Ünlü Mafya Lalisa Manobal aşka inanmazdı, can dostunun ısrarıyla katıldığı parti gecesine kadar...
Hırslar mı yoksa hisler mi daha güçlüdür?
Bilemeyiz ama yakında birileri öğrenecek.
Akşam yemeğine çıktığımızı bilen Jisoo'ya dün olan her şeyi anlattıktan sonra sesinin kısıldığını hatta tamamen ses tellerinin yok olduğunu falan düşünmüştüm. Çünkü gerekli gereksiz her ayrıntıda çığlık atmıştı. Benden çok sevindiğini düşünebilirdim ama saçmalamayalım şimdi. Burda güzelimle sevgili olmuşum benden daha çok mutlu birinin olması imkansız.
"Bugün de buluşmak için sözleştik. Gerçekten ama baya ciddi ciddi gerçekten sevgiliyiz Jennie'yle. Ve bu ilk randevumuz kalpten gider miyim ki kanka? Bayılırsam rezillik."dediklerime kahkaha atan Jisoo konuşmaya başlamıştı.
"Valla kızım ben senden beklerim böyle şeyler. -kahkaha seansı- Ama gerçekten bayılma amına koyim. Fic başından beri "karizmam da karizmam" diyosun gerçi sen yengemin yanında baya bebek oluyosun lan -kahkaha seansı TEKRARDAN- Kaç kere kekeledin kızın yanında -kahkaha seansı-"
"Gülmekten konuşabilsen bana laf soktuğunu falan zannedeceksin ama sadece saçma konuşuyorsun oğlum. Ne fici? Ne bebeği ya?! Ben bebek falan olmuyorum onun yanında. Sırf kekeledim diye niye bebek olayım?!"
"Kanka güldürme beni ya. Sırf kekelemen değil. Ya kızarıyosun ya utanıyosun ya kekeliyosun. Yakında yengemin yanında düzgün cümle de kuramazsın sen -yinekahkahaseansı-"
"haha çok komik. Neyse güzelimin yanına gideyim de günüm güzelleşsin. Malum BİRİLERİ beni gömdükçe gömüyor ve bundan zevk alıyor!"
Kahkaha seansını biraz dindirmeyi başaran Jisoo "Aynen aynen. Sevgilimle buluşmam var demiyosun da bana laf sokmakla uğraşıyosun. Git hadi git. Sen yengemle işi pişirirken ben de senin gelecekteki yengeni ayartmaya çalışıcam. " diyip sırıtarak üzerini değiştirmek için odasına gitmişti.
Onun haline gülümserken ben de Jisoo'nun evinden çıkmıştım. Üzerime baktığımda mavi bol paça kotum ve çok koyu olmayan mor renginde crop görmüştüm. Üzerimi değiştirmeme gerek yoktur herhalde diye düşünüp -biraz da güzelimi daha çabuk görmek için- kendi evime uğramadan Jennie ile bulaşacağımız yere doğru sürdüm arabamı.
Bahsettiği yer onun evinin yakınlarında yürüyüş yolu gibi bir park olduğu için onu evinden almama gerek olmadığını söylemişti. Aslında bu pek hoşuma gitmemişti ama yine de bir şey diyemedim çünkü onunla sevgili olarak ilk buluşmamızdı. Hala sevgili olduğumuza inanamıyordum rüya gibi.
Arabamı park edip oturacak bir yer bakarken denize bakan bir bankın boş olduğunu fark ettim ve oraya yönelip oturdum. Telefonumun ekranından saate baktığımda buluşma saatimizin geldiğini gördüm. Tam saatinde gelmiştim. Güzelimi görmek için etrafa bakındığımda tam arkamda görmüştüm onu.
Bankın arkasında durmuş sanırım bana sarılacaktı ki kolları havada kalmıştı. Yanıma gelip oturduğunda ona biraz yaklaşıp kollarımı boynuna doladım. Kendi kendime aptallık edip güzelimin bana sarılmasını engellemiştim ve bu fırsatı kaçıramam diye düşünüp ben sarıldım ona. Kısa bir süre duraksadıktan sonra o da benim belime kollarını doladığında içime huzur dolmuştu. Ölene kadar böyle kalabilirdim. Ama maalesef böyle bir şey olmamıştı ve birbirimizden ayrılmıştık.
"Nasılsın, iyi misin? Biraz yürüyüş yapalım mı tabii istersen. Gerçi burayı sevmediysen başka bir yere de gidebiliriz." diye hızlı hızlı konuşan Jennie o kadar tatlıydı ki şu an, kelimelerle anlatamıyordum. Bu haline gülümseyerek tek heyecan yapan ben değilimişim diye düşünüp sevinmiştim.
"Olur güzelim yürüyelim biraz. Sen ne istersen yapabiliriz gün uzun." demiş ve ayağa kalkmştım.
Jennie'yle beraber yan yana yürürken heyecanım kendini bana hatırlatmıştı. Elini tutmayı istiyordum ama cesaret edemiyordum. Yürürken birkaç kez ellerimiz çarpışmıştı. Şimdi tekrar çarpıştığında tereddüt etmeyi bırakıp narin elini tutmuştum.
Elinin de çok güzel olduğunu söylemiş miydim?
Tepkisini görmek için yüzüne baktığımda önce şaşırmış bir şekilde ellerimize baktığını ardından hafifçe gülümseyerek yüzüme baktığını görmüştüm. Gözlerimiz buluşmuştu. Ve o kadar güzel bir gülüşü vardı ki şu an hafifçe gülümsemiş olsa bile ben tekrardan büyülenmiştim. O anın büyüsüyle aklımdakini söyleyivermiştim.
"Gülüşün çok güzel Jen. Aynı gözlerin gibi gülüşün de çok güzel ve beni kendine hapsediyor."
"Senin gözlerin çok daha güzel Lis. O kadar anlamlı o kadar güzel bakıyorsun ki inan ben daha çok hapsoluyorum gözlerine."
Tamam, sakinim hiçbir şey olmadı. Güzelimin dudaklarından anlamlı ve romantik cümleler duymadım bunları bana söylemedi CIDDI CIDDI KALP KRIZI GECIRICEM SANIRIM HEP JISOONUN ŞOMAĞZI
Neyse kalp krizi riskimi umursamayarak güzelimin gözlerine bakmaya devam etmiştim. Onun hakkında olan her şey mükemmel ve büyüleyiciydi. Yürüyüş yaparken yine sohbet etmeye başlamıştık. Onunla sohbet etmek bile farklıydı. Hava kararmaya başladığında güzelimle arabaya doğru yürümüştük. O yine 'evim yakın, yürürüm' falan dese de onu ikna edip arabayla götürecektim.
Arabaya bindiğimizde evine doğru yol aldık aynanda da radyoyu açtığımda şarkı tanıdık gelmişti. Çok uzun sürmeden şarkıyı hatırlamıştım. Bu şarkı güzelimin kafede söylediği Best part şarkısıydı.
Aynanda birbirmize baktığımızda gülüşmüştük. O gün de dün gibi aklımdaydı. Her konuda nasıl bu kadar yetenekliydi bilmiyordum ama o gün sahnede de mükemmeldi.
Evinin önüne geldiğimizde bi anda gelen cesaretle iyi geceler sevgilim diyecektim ama daha güzel bir şey olmuştu. Jen bana doğru yaklaşıp yanağıma küçük bir buse kondurmuştu ve "İyi geceler bebeğim" demişti. Yanağıma kondurduğu busenin etkisindeyken ne karşılık vereceğimi bilemeyerek öyle kalakalmıştım. Güzelim ise arabadan inmiş ve kapısının önüne varmıştı bile. Normalde "bebeğim, aşkım" gibi kelimeleri çok saçma bulurdum ama Jennie bana ne zaman 'bebeğim' dese kalbim eriyordu sanki.
Sanırım fazlasıyla aşık olmuştum ve bundan hiç rahatsız değildim.
••••
Jennie'ye aşık olduğum çok belli oluyo sanırım:D Normalde romantizm hiç sevmem ama Jenlisa'yı yan yana getirdiğimde illa romantik şeyler yazasım geliyor(: 1000 kelime yazmaya alışmışım o yüzden bu bölüm kısa gibi hissediyorum ama yine de burda bitireyim dedim. Gerisini diğer bölüme yazarım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
