"Sözde 'tavuk bahane Jennie'yi tavlamak şahane' planları yapcaktık, şakasız iki sattir planın p'sini konuşmadık amk."
"Ama Lili buranın tatlıları çok iyiymiş, gördüğün gibi dördüncü tatlımızı falan yedik ve ŞİMDİ Mİ AKLINA GELDİ ?"
"Cidden tatlıları güzeldi." derken tam gülecektim ki kendimi tuttum, bu konu kaynamamalıydı.
"Jennie'nin evini mi bassam ?"
"Hop, dur bakalım! Lalisa Hanım bu fic'in delisi benim bunu benim demem gerekiyordu." diyip dudak büzdü, ciddi ciddi yine kafasından uydurduğu bir şey için trip yiyecektim.
"Olum tamam o olmazsa şey yapalım." dedim ve biraz düşündükten sonra "Hah! Güzelimin şarkı söylediği bir yer vardı oraya gidelim."
Jisoo şaşırmakla sırıtmak arasında kalarak "Demek güzelin ha?" dedi sırıtmaya karar vererek. Bu dediğine utanmam falan gerekiyordu aslında ama gayet de gülümsetmişti beni.
"Gönül ister onun yüzüne de söyleyelim ama tek bir hatam yüzünden gelecekteki çocuklarımızın hayatını karartamam." demiştim yarı ciddi yarı dalga geçer bir ifadeyle.
Jisoo dediğime gülmekle meşgulken en sonunda gülmesini durdurup "Ee nerdeymiş seninkinin şarkı söyledeği yer, akşam gidelim de yengeme destek olalım." demişti ve piç sırıtışını yüzüne yerleştirmişti bile.
•••
Arabamdan inip genellikle siyah ve küçük dokunuşlarla pembe renge sahip bir kafeye doğru yürüdüm. "Yengemin mekan da iyiymiş ha, bak bu konuda da şanslısın." diyen Jisoo tabii ki yine benimle dalga geçiyordu. Ama dediği gibi gerçekten de güzel bir kafeydi.
İçeri girdiğimizde çok kalabalık olmaması güzel olmuştu, kalabalığı sevmezdim. Yine de insanlar vardı tabii. Kafamı çevirip sahne tarafına baktığımda görmek istediğim güzel kadını görememiştim. Jisoo'yla beraber seçtiğimiz masaya oturmuştuk. Bir, iki içecek içtiğimiz sırada güzeller güzeli Jennie hala ortalarda yoktu.
•••
Sahneye çıkan kadının sırtını gördü önce gözlerim sonra sahnedeki mikrofonla ilgilenirken ben de onun güzel yüzünü görmüştüm. O hemen şarkıya geçiş yapmıştı, şarkıyı sanki biliyor gibiydim, evet evet bu şarkı "best part" şarkısıydı.
Dikkatle ona bakarken güzelimin artık her konuda yetenekli olduğunu düşünmeye başlamıştım çünkü hem izleyiciyi kendine ve şarkıya odaklayabilmiş hem de sesi, ses tonu o kadar güzeldi ki profesyonel şarkıcılar gibiydi.
şarkınınWhen we wake up
(uyandıktan sonra)
And when we make love
(ne zaman sevişsek)
It makes me feel so nice
(bu bana iyi hissettiriyor)kısmında göz göze gelmiştik. Kendime şu an inanamıyordum çünkü "sevişsek" kısmında utanmıştım! Ben Lalisa Manobal böyle bir şeyde nasıl utanabilirim, sanki çok masumum da ?!
Umarım yanaklarım kızarmamıştır diye düşünürken Jennie'nin hafif gülümsediğini görmüştüm. BANA GÜLÜMSEDİİ!!! BAYAA. BANA. GÜLÜMSEDİİ!?!!!
tamam sakinim, hayır değilim. Keşke tekrar gülümseseydi, gülünce ayrı bir güzel oluyordu.
Şarkısını bitirdikten sonra sırasını başkasına devretmek üzere sahneden iniyordu. Üzerindeki ona fazlasıyla yakışan dizlerinde biten kırmızı elbisesiyle benim bulunduğum masaya doğru yönelmişti. NEE?! TAMAM ÇILDIRMADIM SAKİNİM, BURAYA GELİYOOÖnümde durup "Merhaba, bu kafeye ilk gelişiniz sanırım?" demişti narin sesiyle. Biraz daha konuşur musun, istek değil ihtiyaç.
"E-evet, bir arkadaşımız önermişti burayı." demiştim ve büyük bir sıçış yaşadım,bana el-fatiha.
Ciddi ciddi kekelemiştim?!!!"Anladım, ilk kez gelen müşterilerimize bir indirim paketi öneriyoruz." iki masa ilerimizdeki masayı -sanırım danışma masası gibi bir yer- gösterip "Bu taraftaki masada arkadaşım yardımcı olacaktır. İyi günler dilerim." deyip uzaklaşmıştı.
Bense ses tonunun bu kadar zarif olmasında takılı kalmıştım. Bir de üzerindeki elbise onun hatlarını belli ediyordu ama bu konuya çok takılmamaya çalışıyordum. Yoksa güzel bir izlenim bırakamayacaktım ve dudağına yapışacaktım.
"Kızı yine gözünle kestin biçtin aq yavaş." diye yine benimle dalga geçen Jisoo'yu duyunca biraz kendime gelebilmiştim. Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki
"Sen baya baya kekeledin mi yoksa ben mi yanlış duydum?" deyip kahkahalara boğulan Jisoo'ya dik dik bakıyordum.
"Bir anda oldu biliyosun kekelemem ben." deyip umursamıyormuş gibi davranmıştım ama tabii ki beni benden daha iyi tanıyan Jisoo bunu yememişti.
"Neyse bak ayağına kadar gelip selam verdi, bu da bir şey Lili."
"Lan olum kaç kere dedim sana, insan içinde bana Lili deme amk. Karizma marizma kalmıyo sonra."
Jisoo yine piç sırıtışını yüzüne yerleştirip "Geçen de demiştim bozulmamıştın şimdi mekanda seninki var diye bu tavırlar di mi?" şeklinde cevabını bildiği sorusunu yöneltmişti.
"Hayır ne alaka, insan içinde söyleme o kadar yani" diye konuşmuştum sesimdeki gerginlikle. Jennie'nin beni öyle bilmesini istemiyodum, daha çok havalı ve karizmatik olmalıydım.
•••
Alarmın sesiyle yüzümü buruşturarak uyandığımda söylene söylene alarmın nerede olduğuna bakındım. Kalkıp kendime gelebilmek için alarmı uzağa koymam gerekiyormuş?! Kim buldu bu saçma öneriyi, işe yarıyor tamam ama ben uyanmak istemiyorum belki. Neyse sabahları kendi kendime konuşmayı bırakmalıyım, sabahları beynimin yarısı yok oluyor, net. Biraz daha ayılmaya başlarken bugün o lanet anımı kabus olarak görmediğimi fark ettim. Uzun zaman olmuştu böyle normal(!) uyanmayalı. Bir anda telefonuma bildirim gelince telefonumu elime aldım.
evlatlık kardeşim
Lan kadın uyan da bizim adamları benzettiğimiz mekana gel. Pislik Choi uyandı onu benzetmemek için zor duruyorum. Gel ve hallet yoksa sikcem ben bunuYüzümde psikopatça bir sırıtış belirmişti. Dediğim gibi Jisoo'yla fazla benziyorduk ve onun da ayrı bir psikopat yanı vardı.
Mesajını kısaca yanıtladıktan sonra üzerimi değiştirdim ve arabama doğru yol aldım.•••
Mekanıma geldiğimde kapıdaki adamıma her zamanki sorumu sordum.
"Jisoo ve gerisi hangi odada?"
"Üçüncü katta 5. odada sizi bekliyorlar efendim."
Kafamla onayladıktan sonra odaya doğru ilerledim. Siktiğimin Choi adamı-adam demeye kırk kişi şahit istenir- bana ve adamlarıma yaptığı şeylerin cezasını ödeyecekti. Geçen cuma onu biraz(!) fazla hırpalamış olmalıydım ki daha yeni uyanabiliyordu.
••••••••••••
şarkı çevirisinde yanlışım varsa kusura bakmayın normalde şarkının anlamına göre çevirilmiş, ben de çeviriyi değiştirmedim ve böyle çevirdim. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
FanfictionÜnlü Mafya Lalisa Manobal aşka inanmazdı, can dostunun ısrarıyla katıldığı parti gecesine kadar... Hırslar mı yoksa hisler mi daha güçlüdür? Bilemeyiz ama yakında birileri öğrenecek.