~Çok uzun zaman oldu o yüzden belki fici ve beni unutmuş olabilirsiniz. Bence bir önceki bölüme bi göz atın öyle gelin😐🫤
neyse kb yine geç bölüm attım ama en azından uzun bir bölüm oldu bence ¿?•••
Ağlamaktan gözlerim acımaya başlamıştı. Hastaneye geleli ne kadar olmuştu bilmiyorum ama güzelimi götürdüklerinden beri yıllar geçmiş gibi hissediyordum.
Jisoo'nun da haberi olmuştu olanlardan. Beni aradığında ağlayarak telefonu açsam da yine de anlatabilmiştim olanları. Yanında Chaeyoung da olduğu için o da öğrenmişti ve onun durumu da benden farksız, berbattı.
Yoğun bakım yerinden bir hemşire çıktığında yerde duvara yaslı olan bedenimi kaldırıp yanına koşmuştum.
"O iyi mi? İyi olduğunu söyle lütfen. Onu görebilir miy-"
"Ben bir şey söyleyemem şu an hanımefendi. Doktor sizi bilgilendirecektir."
Yine aynı ümitsizliğimle öyle kalakalmıştım. Sadece iyi olduğunu bilsem yeterdi ama şu an olabilecek tüm senaryoları kurarken beynim patlayacak gibi hissediyordum.
"Sakin ol Lili. Biliyorsun benim yengeme bir şey olmaz. Hem ordan çıktığında seni böyle görmek istemez değil mi? O yüzden ağlama lütfe-"
"O orda acı çekerken ben her şey normalmiş gibi duramam Jisoo!"
Fazla yükselmiş olmalıydım ki hastanedeki diğer insanlardan birkaçı bana bakmıştı.
Chaeyoung ağlamaklı sesiyle "Jisoo'ya bağırmak kardeşimi ordan çıkarmayacak! O yüzden lütfen sus, hepimiz burda Jennie'yi bekliyoruz. O... iyi olacak. Ona... sataşmadan yapamayacağımı biliyor. Öz kardeşimden daha çok kardeşim o benim... Beni bırakmaz. Bırakmaz..değil mi?" demişti ve sonlara doğru tekrar ağlamaya başlamıştı.
Jisoo onu sakinleştirmeye çalışırken benim aklım sadece o'ndaydı. Uyanırsa her şey yoluna girecek gibiydi. Onsuz... saçmalık! Onsuzluk diye bir şey yok, olamaz!
•••
Yıllar gibi geçen 1-2 saatten sonra Jennie'nin götürüldüğü yerden çıkan doktoru görmemle zar zor tüm gücümü toplayıp ayağa kalkmıştım. Jisoo ve Chaeyoung da benimle birlikte doktorun yanına gittiğinde hastanın yakınları siz misiniz diye sorunca hızla kafamı sallamıştım.
"Evet, lütfen iyi olduğunu söyleyin. O iyi değil mi?"
Göz yaşlarımın eşliğinde konuştuğumda doktorun anlamadığını düşünmüştüm ama iyi ki anlamıştı ki söze girdi.
"İçiniz rahat edebilir. Ameliyat iyi geçti. Yoğun bakım odasından çıkarılıp bir odaya çıkarılacak ancak uyanması biraz zaman alabilir. Bugün içerisinde uyanacağını düşünüyoruz."
Yüzümde oluşan gülümsemeyle fark etmeden tuttuğum nefesimi geri vermiştim. O iyiydi...
Güzelim beni bırakmamıştı. Bir daha da böyle bir ihtimale izin vermeyecektim. Benim en kıymetlim, güzelim iyiydi...
•••
Yoğun bakım odasından çıkıp hasta odasına alınmasının üzerinden iki saat geçmişti ama hala açamamıştı güzel gözlerini. Yine de o yoğun bakım yerinden kurtulmasına bile sevinçliydim.
Kapı açılma sesini duymuştum ama gözlerimi güzelimden alamıyordum. Onu kaybetme korkusu o kadar sarmıştı ki içimi, onu her an denetleme ihtiyacı hissediyordum.
"Lili... Kafeteryadan kahve getirdim sen seversin. En azından kahveni iç, sonra da belki biraz uyursun hm?"
"Teşekkürler Jisoo kahve için ama uyumayı düşünmüyorum. Ya ben uyurken uyanır da yanında olamazsam?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
FanfictionÜnlü Mafya Lalisa Manobal aşka inanmazdı, can dostunun ısrarıyla katıldığı parti gecesine kadar... Hırslar mı yoksa hisler mi daha güçlüdür? Bilemeyiz ama yakında birileri öğrenecek.