Ünlü Mafya Lalisa Manobal aşka inanmazdı, can dostunun ısrarıyla katıldığı parti gecesine kadar...
Hırslar mı yoksa hisler mi daha güçlüdür?
Bilemeyiz ama yakında birileri öğrenecek.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
böyle bir şey hiç beklemiyordum gördüğümde çok mutlu oldummm bu hikayeyi benimle beraber okuyan herkese çok teşekkür ederimm<3333 okunma sayısı da 1k oldu bunun için de çok teşekkür ederimm çok mutlu biri oldum ben ama böyle teşekkür konuşması falan yapmada iyi olmadığım için bu kadarla idare etmenizi istiycem🙃 Hepinize mucuk mucuk aq -ben bolumu paylasana kadar dorde dusmusuz ama olsun hala 2. siradaymisiz gibi davranicam-
••••
Güzelimi kaçırmaya cüret eden şerefsizi adamlarımla beraber alıp her zamanki yerime getirmiştim. Bu pislik ağır bir işkenceyi hak ediyordu ama şimdilik sadece biraz uğraşmayı düşünüyordum. Bu işi halledip hemen güzelimin yanına gitmeyi istiyordum.
İki adamım şerefsizi yere doğru bir paçavra gibi attığında öncelikle biraz dayak yemesi gerektiğini düşünüyordum. Kalkmaya çalışan şerefsizin üstüne oturup yumruğumu sol gözünün yanına geçirmiştim, olabilecek en sert şekilde.
"Güzelimi, benim bebeğimi nasıl kaçırmaya cüret edersin lan sik kafalı!"
Çenesine, gözüne, burnuna ve en çok acıtacak yerlerine yumruğumu geçirdiğimde sinirimim sadece bir kısmını atabilmiştim. Ayağa kalkıp birkaç tekme atmıştım karnına doğru.
"Güzel kızıma tek bir yan gözle bakanı bile bu dünyada yaşatmam. Sen ise onu kaçırdın! Bunun yanına kalacağını mı düşünüyordun sikik beyninle?!"
Tekrar karnına doğru bir tekme savurmuştum. Sonrasında adamlarıma onu sandalyeye taşımaları için işaret vermiştim. Elektrikli sandalyeme.
Şerefsiz hem benden hem de öncesinde yediği dayak yüzünden tam olarak anlayamamıştı nereye oturduğunu.
Anlamasına yardımcı olmak için(!) elime aldığım düğmeye basmıştım ve cinsel bölgesine elektrik vermiştim. Bu sandalyenin ayrı ayrı yerlere elektrik vermesini seviyordum.
Çığlık çığlığa bağıran şerefsiz ise bana yalvarmaya başlamıştı. "Lütfen beni bırak gideyim. Hiçbir şey yapmadım Jennie'ye, sadece eli-kolu bağlı oturuyordu. Lütfen bırak gideyim"
"Güzelimin adını ağzına bile alma it herif. Yalvarman sikimde değil, bunlar daha hiçbir şey. Benim olana dokunmayacaktın."
••••
Şerefsizle olan işimi şimdilik hallettikten sonra Jisoo'ya mesaj atıp nerde olduklarını sormuştum. Güzel bebeğim umarım şimdi daha iyidir diye düşünmeye başlamıştım. Jisoo'nun mesajından Jennie'nin evinde olduklarını öğrenmiştim ve güzelimin evine doğru sürmeye başladım.
Eve geldiğimde hemen arabadan inip kapıya koşmuştum. Kapı açıldıktan sonra ise salonda koltuğun üstünde uyuyan güzelimi beklemiyordum.
" O iyi değil mi Jisoo?" demiştim arkamda kalan Jisoo'ya.
"Evet iyi. Kendisine ya da sana zarar geleceğinden korkmuş. Seni sorup durdu sonra da Chae ile biraz sohbet ettikten sonra uyuyakaldı."
Harin'in kardeşi olan pisliğe olan öfkem daha yeni yeni geçmişken yine sinirlenmiştim. Sonrasında ise güzelimin güvenli bir şekilde masumca uyuyor olduğunu görmem ile yumuşamıştım. Artık güvendeydi ve bir daha tehlikeye girmesine de izin vermeyecektim.
•••
(Jennie'den)
Yavaş yavaş gözümü açıp uyanırken güzel bir uyku çektiğimi fark etmiştim. En son koltukta gözlerimin kapandığını hatırlıyordum büyük ihtimal orda uyuyakalmıştım ama kafamın altındaki yastık ve üstünde bulunduğum yatak düşüncelerimle zıtlaşıyordu. Ayaklanmak için harekete geçeceğim sırada ise yanımda uyuyan Lisa'yı fark etmiştim.
Çok güzel, çok masumca uyuyordu. Bir mafyaya masum demek ne kadar doğruydu bilmiyordum ama benim tanıdığım sevgilim Lalalalisa'm kesinlikle bir bebek gibiydi.
Ayağa kalkmaktan vazgeçip Lisa'ya dönük bir şekilde yan yattığımda onu izlemeye devam ediyordum. Kendimi tutamayıp uyandırmamaya çalışarak elimi saçlarına uzattım. Yavaş yavaş okşamaya başladığımda kendimi çok huzurlu hissediyordum. Kısa bir süreliğine ayrı kalmıştık ve beni kaçırdıklarını anladığımda düşündüğüm tek şey Lisa'ydı. Lisa'dan ne istediler? Lisa'ya bir şey yaptılar mı? Lisa iyi mi? ve bunlara benzer tonlarca soru...
Şimdi ise yanımda olması beni çok mutlu etmişti ve istemsizce gülümsemiştim.
Yavaş yavaş uyanan Lisa ise gözlerini açıyordu. Beni gördüğünde ise hemen benim gibi gülümsemiş ve "Günaydın güzelim" demişti.
"Günaydın Lalalalisa~"
"İyi misin güzelim? Tam bir şekilde konuşamadık, sana bir şey olmadı değil mi dün?"
"Hayır lili. Bir şey olmadı merak etme. Hem artık unutabiliriz dünü. İkimiz de burdayız, yan yanayız. Benim için yeterli."
Söylediklerime tebessüm eden Lisa bir anda gülümsemesini kesmişti ve kızarmaya başlamıştı. KIZARMAYA MI BAŞLADI? çok tatlıydı şu an.
"Seni koltukta görünce yatağa taşımıştım sonra da şey işte çok güzel bir şekilde uyuyordun ve seni izlerken uyuyakalmışım." demişti çekinerek bir eli ensesini avuştururken. Aşırı tatlı oluşundan habersiz...
Dediğine tebessüm ettiğimde diyeceklerim yüzünden tebessümüm sırıtışa dönüşmüştü. "İlk defa beraber yattık. Bundan sonra daha çok yatmalı- yani uyumalıyız." demiştim sırıtışım yüzümde hala varlığını korurken.
Lisa ise biraz daha kızarmıştı ve gülümseyerek başını biraz eğmişti. Başını aşağı eğmesiyle kızarmasının belli olmadığını düşünüyordu sanırım...
"Hadi bakalım kalk da beraber kahvaltı yapalım Lili. Ben acıktım sen acıkmadın mı?"
"Evet aslında ben de acıktım. Aşağı inip bir şeyler hazırlayalım."
Konuşmamızdan sonra yataktan kalkıp aşağı inmiştik. Merdivenlerden indikten sonra mutfağa ilerleyeceğimizde salonda koltukta yatan Chaeyoung'ı görmüştüm. Beni şaşırtan ise chae'nin koltukta uyuması değildi. Jisoo'ya sarılmış bir şekilde uyuyan Chae idi.
Chae ve Jisoo'nun sevgili olduğunu biliyordum ama yine de bu görüntüye şaşırmıştım. Sevimli bir çift gibi duruyorlardı.
Lisa'yı orda bırakıp örtü almaya gitmiştim. Aldığım örtüyü kızların üstüne örttüğümde yüzümde bir tebessüm oluşmuştu.
Lisa'yla beraber mutfağa geldiğimizde yemek hazırlamaya başlamıştık.
