Koridora fırlayan Eylem Özgür'ün gövdesine sertçe çarptı. "Ah!" Burnu genç adamın köprücük kemiğiyle kesişmişti. Yoğun bir acı burun köküne doğru yürüdüğünde gözlerinin sulandığını hissetti. "Umarım kırmamışımdır."
"Hala minik ve kalemle çizilmiş gibi güzel görünüyor." Özgür de yüzünü buruşturmuştu, acılı bir buluşmaydı bu.
Eylem kaşları hala kırışık olduğu halde gülümsedi. "Sen iyisin, öyle değil mi?" Eliyle omzunun gerisini işaret etti. "Ben içeride... Neyse boş ver."
Özgür dikkat kesilmişti. "Psişik yeteneklerin var Eylem. Gördüğün hiçbir şeyi boş veremeyiz."
"Doğru diyorsun." Eylem gözlerini fazlaca kırpıştırmaya başlamıştı. "Şey... Çürüyen bir beden gördüm. Fiziken orada yoktu ama pencere camında yansıması vardı ve ben yansımaya bakarken onu gerçekten de hissettim. Nefesini... Tam da ensemde..." Yutkundu, boynunu vücudunun içine çekerek yok etmek istemişti bir anda.
"Çürük mü?" Özgür'ün alnı da Eylem'i taklit edercesine kırışmıştı. Tümsekli bir kumsalı andırıyordu teni. "Üst üste bir şeyler görmen... Daha önce hiç böyle olmamıştı. Diğer olaylarda neredeyse hiçbir şey algılamadın."
"Çünkü onlar yakalanmak istemiyordu." Eylem dalgınca söylemişti bunları. Sonra gözleri parladı. "Belki de cevap budur. Bu evde dolaşan her neyse fark edilmek istiyordur belki."
"Bunu mutlaka iyi olarak değerlendirme. Baskın kötülük de fark edilmek ister, ister ki yayılabilsin." Özgür üst katı işaret ederek kollarını kenetledi. "Peri'nin halini görmen lazım. İyi bir şeyin masum bir kızı bu hale getireceğine inanmıyorum."
"Kız masum mu acaba?" Kaşları iple çekiliyormuş gibi havalanmıştı Eylem'in.
"Peri şüphe uyandıracak bir şey mi yaptı yoksa?"
Eylem başını iki yana salladı. "Aslında hayır ama daha hiçbirini tanımıyorum. Evi bile gezemedim. Yemeği baygınlık geçirdikten sonra odamda yedim." Ellerini iki yana açıp hayıflandığını beden diliyle vurguladı. "Ne yoğun bir gündü ama."
"Peki önce ne yapmak istersin?" Özgür dikkatle süzüyordu Eylem'i. "Evi üstünkörü gezecek misin yoksa önce Peri'yi mi göreceksin?"
"Öncelik Peri. Ev sonraya, herkesin uykuya çekildiği o saate kalacak." Tuvaleti ararken hissettiği o yoğun ve karanlık enerjiyi kovalayacaktı. Çürük insan... Enerjinin kaynağı acaba o muydu? "Neden çürüktü acaba?" Kendi kendine konuşmuştu.
Özgür dudağını ısırarak bekledi. Sonra monoloğa dahil oldu. "Çürüklüğün bir şeyin simgesi olup olmadığını araştırırım. Teo İdil'i sıkıştırıyor. Kadın beşinci bir kardeşi saklıyormuş, Teo odaya girmeden önce bana senin böyle hissettiğini söyledi."
"Evet sarımsak alerjisi olan bir kardeş. Tatlı dilini konuşturur umarım." Teo'yu kast etmişti. "Ben önce Peri'yle konuşmak istiyorum. Sadece uykudan korkmuyor. Onu asıl ürküten şey karanlık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tozlu İnsanları
Mystery / ThrillerPEK YAKINDA! Fısıltılar çok yoğundu. Ekmek kırıntıları gibi, takip edilmeyi bekliyorlardı. ~~