Hazreti zeynep ve ebul as (r.a)

1.4K 38 7
                                    

Birbirini çok seven iki eş. Biri Allah'ın Son Elçisini'nin kızı, Hz. Zeyneb. Diğeri henüz hakikat pınarından içememiş biri, Ebu'l-As. Ayrılık, dualar, hasret ve açılan ilâhi rahmet kapısı. Ölçülere riayet edince en olmayacak gözükenler oluveriyor, ilâhi tecelli seven iki kalbi rahmanî iklimde buluşturuyordu.


Hz. Zeynep R.A., Rasulullah A.S. Efendimiz'in en büyük kızı. Hz. Hatice R.A.'ın yeğeni Ebu'l-As ile evli. Evlilikleri, İslâm'ın teşriinden önce, Hz. Hatice validemizin isteğiyle gerçekleşmiş.

Allah Rasulü'nün son dine daveti üzerine Hz. Zeynep müslümanlığı hemen kabul eder. Fakat kocası Ebu'l-As, Rasulullah'ın damadı olmasına rağmen müslüman olmayı kabul etmez.

Zengin ve itibarlı bir tüccar olan Ebu'l-As'ın müşrik olarak kalması, Mekke ileri gelenlerini sevindirmektedir. Bir grup müşrik ona gelerek memnuniyetlerini bildirirler. Hatta daha da ileri giderek bir teklifte bulunurlar: "Muhammed'in kızını boşa, sana Mekke eşrafından kimin kızını istersen alalım." Nitekim Peygamber A.S. Efendimiz'in diğer damatları eşlerini boşamış, böylece Allah Rasulü'nü üzmek, O'ndan bir anlamda intikam almak istemişlerdi.

Aynı davranış Ebu'l-As'tan da beklenmektedir. Müşrik olarak kalması İslâm düşmanlarına umut vermiştir. Fakat bu beklentinin aksine o, "ben böyle birşeyi asla yapmam. Eşimi seviyorum, onun yerine hiçbir kadını da istemem. isteğinizi reddediyorum." demişti.

Duygulandıran Fidye

Ebu'l-As müslümanlar ile yapılan ilk savaşta müşrikler safında yer aldı. Savaşı müslümanlar kazanmış, Ebu'l-As da esir düşmüştü.

Hz. Zeyneb eşini kurtarmak için Medine'ye fidye gönderdi. Allah Rasulü A.S. fidye önüne getirildiğinde hüzünlendi. Çünkü bu fidye, Hz. Hatice'nin Hz. Zeyneb'e evlilik hediyesi olarak verdiği gerdanlıktı. Ashabına, "Bu fidyeyi almak sizin hakkınızdır, fakat sizden rica etsem Ebu'l As' fidye almadan bırakır mısınız?" dedi. Allah Rasulü'nün bu isteği severek kabul edildi.

Ebu'l-As'ın serbest bırakılarak, gerdanlıkla birlikte Medine'ye dönmesine izin verilmişti. Buna karşılık, Allah Rasulü, Ebu'l-As'dan kızı Zeyneb'i Medine'ye göndermesi için söz aldı.

Hz. Zeyneb'in annesinin hatırasını fidye olarak göndermesi ve Rasulullah'ın davranışı Ebu'l-As'ı oldukça etkiledi. Mekke'ye döndüğünde sözünde durdu ve Hz. Zeyneb'e istediği zaman Rasulullah A.S.'ın yanına gidebileceğini söyledi. Artk Hz. Zeyneb için diğer müslümanlara kavuşmaya sayılı günler kalmıştı.

Hicret ve Tuzak

Ebu Süfyan'ın karısı Hind, hazırlığa başlamış olan Hz. Zeyneb'i hicret düşüncesinden vazgeçirmeye çalıştı. Fakat Medine'den gelen Zeyd b. Harise Hz. Zeyneb'i alarak yola çıktı. Henüz Mekke'den ayrılmışlardı ki, Hind'in kışkırttığı birkaç müşriğin saldırısına uğradılar. Hebbar adlı müşrik, hamile olan Hz. Zeyneb'i devesinden düşürerek bebeğini kaybetmesine sebeb oldu. Hz. Zeyneb'in yaşadığı bu olay, sağlığını olumsuz etkileyecek izler bıraktı. Mekke'ye geri dönmek zorunda kaldı. Fakat bir süre sonra, Ebu Süfyan, karısı Hind'in sebep olduğu bu kötü olayı telafi etmek amacıyla hazırladığı bir plânla Hz. Zeyneb'i gizlice Medine'ye gönderdi.

Hind, Kainatın Efendisi ve kızını sevindiren hicret olayına duyduğu mutsuzluğu Mekke sokaklarnda kin ve nefret dolu şiirlerle dile getirdi. Hz. Zeyneb'in yavrusunu kaybetmesine sebep olan Hebbar ise bir süre sonra İslâm'ı kabul etti. Suçunun büyüklüğüne rağmen "Ben alemlere rahmet olarak gönderildim" diyen Rasulullah A.S.'ın engin merhametiyle affedilmişti.

Hayırlara Kapı Açan Baskın

Hz. Zeyneb R.A., Medine'de Allah'ın Elçisinin yanında huzurlu ve rahattı. Ebu'l-As ise ticaretine devam ediyordu.

Yine bir ticaret kervanının başında Medine civarından geçerken, harp halinde bulundukları müslümanların baskınına uğradı ve mallarına el konuldu.

Ebu'l-As bu baskından kurtularak, bir yolunu bulup Medine'ye, Hz. Zeynep'in yanına gitti. Hz. Zeyneb, Ebu'l-As'ı koruması altına aldı, fakat ona yabancı erkek muamelesi yaptı.

Rasulullah A.S., Hz. Zeyneb'in Ebu'l-As'ı korumaya almasını kabul ederken, Allah'ın emrini hatırlatan uyaryı da yaptı: "Kızım, Allah müslüman kadınları müşrik erkeklere haram kılmıştır. Nikâhın da olsa, Ebu'l-As'a yaklaşma."

Hz. Zeyneb'e bu emri verdikten sonra ashabına: "Sizler el koyduğunuz kervan mallarının sahibisiniz. O mallar, sizin en tabi hakkınız olan ganimetlerdir. Ancak kendi rızanızla o malları eski sahibine verme cömertliğini gösterir misiniz?" dedi. Sahabe-i Kiram bu ricayı kabul edip, kervan mallarından ellerine geçen herşeyi Allah Rasulü'nün önüne yığdılar. Ashab bu konuda o kadar titiz davrandı ki, eline kervandan kırık bir kova geçmiş olan bile onu getirip iade etti.

Ebu'l-As'a mallarıyla birlikte Mekke'ye dönmekte serbest olduğu söylendi.

Ashabın cömertliği, Rasulullah'a bağlılıkları karşısında Ebu'l-As:

"Sizler benim bütün mallarmı getirip bana teslim ettiniz, hür olduğumu da bildirdiniz. Artık rahatça gidebilirim. Hiçbir maddi kaybım da yok. Fakat ben böyle yapmıyor, işte huzurunuzda müslümanlığımı ilan ediyorum. Bunu önce yapsaydım, mallar almak için bir bahane olarak düşünülebilirdi ve bu durum beni küçük düşürürdü."

Bu konuma herkesi, ama en çok da Hz. Zeyneb'i mutlu etmişti.

Ebu'l-As kervan mallarını teslim için Mekke'ye gitti. Müslüman olduğunu duyan müşrikler, "sen şimdi bize mallarımızı vermemeye kalkarsın" dediler.

Ebu'l-As'ın cevabı çarpıcıydı:

"Korkmayın, müslümanlığımı emanete hıyanetle başlatacak değilim." dedi ve malları sahiplerine teslim etti.

Deryadan Damlalar...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin