D (4)

102 3 0
                                    

Emir şu an tam da Alkın'ın arkasında duruyordu. İşte bize yaklaşıyor.*Bindik bi alamete gidiyoz kıyamete amaniğğğn* benim iç sesim böyle söyleyince daha çok korkmaya başladım. Gözlerimi kapatıp bildiğim tüm duaları okumaya başladım. Gözlerimi açtığımda Emir hemen dibimizdeydi. Bi bana bi de Alkın'a bakıp alayla sırıtmaya başladı. Hayır yani noldu ki? Emir ağzını açıp başladı konuşmaya ''Eylül, sevgilin var sanıyordum?'' dedi sorar bir biçimde. Ben de ''Var zaten sen de biliyorsun Ataberk'le çıktığımı'' '' Hem Ataberk'le hem de yanındaki çocukla mı çıkıyorsun? Vay canına Eylül, senden hiç böyle bişey beklemezdim''dedi. Benim sinirlerim tavan yaptı. Ama dışıma yansıtmadım.Onun yerine konuşmaya başladım. ''Zaten Alkın ile çıkmıyordum. Alkın bizim karşı komşumuz olur. Şunu bil ki Ben. Ataberk'i.Seviyorum'' dedim. Bozulmuş sırıtmasını bir daha gösterdi.'' Sen her komşunla böyle sarmaş dolaş mı olursun? Nesin sen? Bir sür-'' bağırarak sözlerini kestim. ''Sakın bana karşı kelimeyi kullanma sakın! Beni tehdit etti tamam mı?! Bi daha da karşıma sakın çıkma! Tamam mı?''deyip orayı terk ettim. Dışarı çıktığım zaman içime temiz havayı çektim.Yanağımdaki ıslaklıkla ağladığımı daha yeni fark ettim. En sonunda beni rahatlatabilecek bir yer geldi aklıma. Sahil! Hemen bir taksi durdurup adresi verdim.

20 Dakika Sonra

İşte sahildeyim. Bana huzur veren yerde. Anılarımın olduğu yer. Ayakkabılarımı elime alıp kafa nereye ben oraya misali sahilde yürümeye başladım. Biraz daha yürüdükten sonra önüme kayalar çıktı. Gülümseyip oraya doğru yürümeye başladım. Büyük bir kaya bulup oraya oturdum. Gözümü kapayıp bugün olan olayları düşündüm. Amma çok olay yaşamıştım bugün. Arkamdan gelen öksürük sesiyle gözlerimi açıp oraya döndüm. Bir tane çocuk başını aşağıya eymiş ensesini kaşıyordu. Utandı mı bu benden? Çocuğun konuşmayacağını anlayıp onun yerine ben konuştum. ''Bir sorun mu vardı?'' dedim bıkkın bir sesle.Hayır yani bugün bir sürü olay yaşadım bide bu çocuğu hiç çekemem valla. ''Şey eğer rahatsız ettiysem özür dilerim. Yanına oturabilir miyim? Eğer rahatsız olucaksan hiç oturmayayım. Eğer istersen gidebilirim de. Hatta eğer ist-'' derken çocuğun sözünü kestim. ''Hayır hiçbir sorun yok gel otur''deyip zoraki bir gülümsemeyle yanımı gösterdim. Belki bu çocukla konuşursam biraz daha rahatlarım ha? Çocuk da zaten bişey demeden yanıma oturdu. ''Kötü bir sorun mu vardı? Ağlamışsın.''dedi. Çocuk iyi birine benziyordu. Derin bir nefes aldım. Çocuğa dönüp ''Evet bir sorun var. Sana anlatabilir miyim? Belki rahatlarım'' diye bir soru yönelttim. O da ''Tabii ki anlatabilirsin belki ben de sana anlatırım. Ne dersin?'' dedi. Ben de içten bir gülümsemeyle ''Olur'' diye karşılık verdim. Kafamı çocuğun omzuna yasladım. Kafamı koyar koymaz çocuk bir ürperdi. Kafamı geri kaldırıp ''Bir sorunmu var?'' diye sordum. O da kekeleyerek ''Y-yok bi-bişey ca-canım ne ol-olcak.'' dedi. Bu çocuk da birşeyler vardı ama neyse. Kafamı geri çocuğun omzuna yasladım. ''Adın ne?'' diye sordum. '' Mete,senin?'' ''Eylül. Mete sana güvenebilir miyim?'' diye yeni bir soru sordum. ''Eylül kabul daha yeni tanışıyoruz ama güvenebilirsin. Sonuçta ben de sana anlatacağım.'' dedim. ''Doğru. Ben arkadaşlarımla bir evde kalıyorum. Başak ile Damla ile. Bizim evin karşısına da 3 çocuk taşındı. Bizimle aynı yaştalar ve aynı okula gidecekler. Gidecekler diyorum çünkü evlerini yerleştiriyorlar. Biz bugün okuldan gelirken onlarla karşılaştık. Alkın diye bir çocuk var. Göz kırpmalar,sırıtmalar,yok kapıya dayayıp sıkıştırmalar falan. Bugün kapıya sıkıştırıp beni sevdiğini söyledi. Ben de inanmadım. Sonuçta daha yeni tanıştık yani. Bugün de benim arkadaşlarım ve onlar alışveriş merkezine gidecektik. Gittik de. Benim arkadaşlarım ve Alkın'ın arkadaşları Kenan ile Anıl 4'ü bizden önce gitmişler. Ben de mecburen Alkın ile gitmek zorunda kaldım. Alışverişe gidince Alkın elini belime yerleştirdi. Ben de bundan rahatsız olduğumdan elini geriçektim. Vurdum da denebilir'' dedim. Bu dediğime kısa bir kahkaha attı. Biraz nefes alıp devam ettim ''Ben vurunca 'Burdaki erkekler sana yiycekmiş gibi bakıyor. Eğer koymazsam geçerim ortaya kız sizin diye bağırırım' diye bir tehditte bulundu. Ben de ona kafa tuttum yapamaz falan diye. Bu ortaya geçip ağzını açtığı zaman koşarak ağzını kapattım. O da elimi çekmeye çalışıyordu. İstemeyerek elini belime yerleştirdim. Sonra okuldan arkadaşımı gördüm. Bizim yanımıza gelip'Eylül sevgilin var sanıyordum?'dedi sorar bir biçimde. Ben de zaten olduğunu söyledim. O da 'Hem Ataberk'le hem de yanındaki çocukla mı çıkıyorsun? Vay canına Eylül, senden hiç böyle bişey beklemezdim'dedi. Bu böyle diyince benim sinirler tavan yaptı. Ama ben sinirimi dışarı yansıtmadım tabii. Ben de ona 'Zaten Alkın ile çıkmıyordum. Alkın bizim karşı komşumuz olur. Şunu bil ki Ben. Ataberk'i.Seviyorum' dedim. Bu bozulmuş sırıtmasını bir daha yüzüne yaydı.İlk önce beni sonra Alkın'ı gösterip 'Sen her komşunla böyle sarmaş dolaş mı olursun? Nesin sen? Bir sür-'' bağırarak sözlerini kestim. ''Sakın bana karşı kelimeyi kullanma sakın! Beni tehdit etti tamam mı?! Bi daha da karşıma sakın çıkma! Tamam mı?''deyip orayı terk ettim. Sonra zaten buraya geldim. Böyle işte.Eee hadi bakalım şimdi sen anlat'' dedim. Ama kafam daha hala Mete'nin omzundaydı. Mete derin bir nefes aldı. Bu da anlatacağının bir göstergesiydi. " Sevgilime süpriz yapmak için evine gitmiştim. Ona gidip gelirim diye bana evinin yedek anahtarlarından birisini vermişti. Ben de sessizcene kapıyı açıp yatak odasına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı açtığım zaman onu en yakın arkadaşımla yakaladım. Yatakta birlikte uyuyorlardı" derken yüzümde bir ıslaklık fark ettim. Kafamı kaldırdığım zaman Mete'nin ağladığını fark ettim. Tam eliyle silcekti ki elini tuttum. "Bak Mete senin için üzüldüm ama sana acımıyorum. Hadi en yakın arkadaş olalım. Ne dersin?" diye bir soru sordum. Mete bana bakıp gülümsedi. " Tamam,olalım" dedi. Derken bile gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Yine tam silceği zaman elini tuttum. Bu da ben de alışkanlık oldu hee. Elimi Mete'nin yanağına götürüp göz yaşlarını sildim. O da sanırım bunu beklemediği için şaşırmıştı. Elimi tam geri çekeceğim sırada tuttu. Elim onun yanağına temas ediyordu. Elimi yüzünde gezdirtiyordu. Dudağına geldiği zaman duraksadı. Ben de domates gibi kızardım. Ama ben böyle şeylere alışık değilim ki. "Teşekkür ederim Eylül. Ama izin ver seni seveyim?" dedi. Oha lan beni sevmek istiyo. Sevmek için de benden izin alıyo. Ben de o kızı unutmak istediği için böyle bir soru sorduğunu düşündüm. Ben de gülümseyip kafamı olur manasında salladım. "Şey Mete geç oldu artık ben gitsem. Bizimkiler beni merak etmiştir"dedim. Mete'de "Olur tabii. Gel şurda arabam var seni bırakayım" dedi." Sen kaç yaşındasın acaba Mete?" diye sordum. "17. Noldu?" "Araba oğlum bu boru mu? He bide hangi lise?" diye sordum. " Sayıner Lisesi" diye kısa bir cevapta bulundu. " Bizim okula gelsene?" dedim soru sorar bir biçimde. " Hangi lise?" diye bir soru sordu. Bu arada arabanın yanına gelmiştik. Araba da tek kelimeyle mükemmel. "Galatasaray Lisesi" dedim. "İyi yarın ordayım fıstık"dedi. Arabaya binmiş gidiyorduk. "Ne yani bu kadar çabuk mu?" dedim şaşkınlıkla." Eğer istemiyorsan gelmiyim" dedi. "Ya Mete saçmalama ben öyle demedim. Hem bak gelmezsen ağlarım"deyip dudaklarımı büzdüm. "Tamam tamam gelirim" dedi. Ben de zafer kazanmış edasıyla gülümsedim. Tam arabanın kapısını açtım iniyom Mete beni kendisine döndürüp öpmeye başladı. Şaka lan şaka :D kendisine döndürüp "Hani benim öpücüğüm"deyip yanağını gösterdi. Ben de eğilip öptüm. "İyi geceler Mete" "İyi geceler Eylül'üm" diye karşılık verdi. Resmen beni sahiplendi. Anahtarı kapıya sokup açtım. İçeri girdiğim zaman hemen odama geçtim. Çok yorulmuştum.

Dolabımın kapağını açıp içerden hello kityli pijamalarımı aldım. Yatağıma uzanır uzanmaz gözlerim kapandı zaten.

Gece saat 2.47 de telefonumun mesaj sesiyle uyandım. Elimi komidinin üstüne atıp telefonu aramaya koyuldum. En sonunda telefonu bulduğum zaman yukarı doğru kaldırdım. Kaldırır kaldırmaz telefon yüzüme düştü. O acıyla yüzümü buruşturdum. Telefonu kaldırıp mesaja baktım

+9054........

Aşağıya bahçeye gel seni bekliyorum.

Numara kayıtlı değildi.

Sen kimsin?

+9054........

Kim olduğumu aşağıya gelince görürsün.

Organ mafyası mısın?

+9054........

Bu dediğine ciddi anlamda güldüm. Ama değilim. Ve hemen gel dondum.

Öff tamam be

deyip dolabımdan bir hırka aldım.Saçımı klasik bir ev topuzu yapıp sessiz adımlarla aşağıya indim.Anahtarı alıp dışarı çıktım. Bir kolun çekmesiyle tam çığlık atcaktım ki aynı el ağzımı da kapattı. O kişiye bakınca Emir olduğunu anladım. "Ne yapıyorsun? Ben sana karşıma çıkma demedim mi?" diye soğuk bir ifadeyle konuştum. "Biliyorum haklısın ama beni bi dinlesen" dedi. Sokak lambalarından gözlerinin altındaki kızarıklığı gördüm.''Hey ne oldu sana böyle? Neden ağladın?'' diye sordum gözlerinin altındaki kızarıklığa dokunurken. ''Senin yüzünden!Senin yüzünden ağladım. Kendimi çok suçlu hissetim!'' diye bağırarak konuştu. ''Emir bu konuyu yarın konuşalım. Okul çıkışı Deniz Kafe'ye gel'' deyip hemen eve girdim. Koşturarak odama geri çıktım. Yatağıma uzanıp Emir'i düşündüm. Sırf suçlu hisseti diye mi ağladı? Yoksa başka şey için mi? Affetsem mi? Affetmesem mi? diye kafamdaki düşüncelere boğulurken uyuyakalmışım.

Yorum ve votelerini bekliyorum <3 :) :*

Multimedyada Mete

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin