D (7)

69 2 1
                                    

Sabah alarmımın o lanet edici sesi ile uyandım. Emekleyerek banyoma doğru ilerledim. Ayağa kalkıp kendime baktım. Yine çirkin bir ben! Ataberk'in bana bakmasına şaşırıyorum. Bu tipe öyle yakışıklı,tatlı ve asabi bir tip nasıl olabilir? Yanaklarıma tokat atıp,elimi ve yüzümü yıkadım. Ancak böyle ayılabiliyordum. Odama geçip formalarımı giydim. Saçımı gelişi güzel toplayıp gözüme kalem çekip rimel sürdüm. Dudağıma da vişneli dudak koruyucumu sürdüm. Aşağıya indiğim zaman Başak tostunu yemiş sandalyeye yaslı bir biçimde twitterda geziniyordu. Damla'da facebookta geziniyordu. Kendime sandelye çekip ekmeğime nutella sürdüm. Çayımı da içtikten sonra kalktık.


Okula geldiğimiz zaman Başak ile Damla daha hala telefonla oynuyordu. Kaşla göz arası ikisinin de telefonlarını aldım. İkisi de birbirleriyle mesajlaşıyordu. Mesajlara baktığım zaman gözümden bir damla yaş düştü. ''Damla ve Başak. Bu doğru mu?'' diye sordum. İkisi de bir suçlu edasıyla bana bakıyorlardı. Ataberk'i bir kızla öpüşürken görmüşler. Fotoğrafı bile vardı. ''Damla ve Başak bu doğru mu?'' diye bağırdım bu kez. Okuldaki hemen hemen bütün göz bize dönmüştü. ''Dönün lan önünüze!!!'' diye onlara bağırdım. Kimse benden hayatı boyunca böyle bir tepki görmediği için bön bön bana bakıyorlardı. ''Dönün önünüze!!!'' diye daha güçlü bağırdım bu sefer. Herkes sus pus olup önüne döndü. Ben de bizim kızlara bakmayıp sınıfa doğru hızlı adımlarla ilerledim. Önüme gelene çarpıyordum ama açıkcası umrumda değil. Sınıfa girdiğim zaman Emir'in yanında o Ataberk'in arkadaşı vardı. Çocuğun yanına gidip ''Çantanı al ve Ataberk'in yanına git!'' dedim sesimin sakin çıkmasına özen göstererek. '' Ya noluyo ya?''dedi. Baktım çocuğun kalkacağı yok aldım çantasını Ataberk'in yanına koydum. Çocuğa baktığım zaman tam ağzını açacaktı ki sözünü yarıda kestim ''Sakın tek bir kelime etme! Şimdi arkadaşının yanına git''dedim. Çocuk da hiçbirşey demeyip eski yerine gitti. Emir daha gelmemişti. Ben de sessiz bir şekilde ağlıyordum. Zaten hep sessizdim. Kafamı sıraya gömüp uyumaya denedim ama yok. Uyuyamıyorum arkadaş! Kendime gelmek için lavobaya gitme kararı aldım. Tam kapıdan çıkacaktım ki birisine çarptım. Biraz sendelesem de yere düşmedim. Kafamı kaldırdığım zaman o kişinin Emir olduğunu gördüm. Ağladığımı anlamaması için tam gözyaşlarımı silcektim ki herşey için çok geçti.''Eylül, noldu sana? Neden ağlıyorsun?'' deyip yüzümü avuçladı. Acaba ağlarken bişey hissettimi diye yüzüne baktım. İfadesizdi yüzü. Boş bakıyordu. İnsan da bir duygu belirtisi olmaz mı arkadaş! ''Boşversene. Duygusuz birine neden anlatayım ki'' deyip ellerinden kurtuldum ve kızlar tuvaletinin yolunu tuttum. Arkamdan şaşkınca baktığına kalıbımı basabilirim. Tuvalete girdiğim zaman aynaya bakıcak cesaretim yoktu. Ama meraklı tarafım baskın çıktı ve kafamı kaldırdım. Gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Çok iğrenç birşey ama burnumdan sümüğüm akarken kurumuş kalmış. Kendime tiksinircesine bakıyordum. Her zaman sulu göz olandandım. Duygularımı gün yüzüne çıkaran ve her ne kadar gizlemeye çalışsam da hep başarısız olmuşumdur.


Yüzüme soğuk su çarptırıp yine aynaya baktım. Az önceki halime oranla daha iyiydim. Yüzümü kurulamadan lavobadan çıktım. Yüzümden,su taneleri akıyordu ama bunu umursayacak değildim. Sınıfa geldiğim zaman Ataberk gelmişti. Ona daha fazla bakmayıp Emir'in yanındaki yerimi aldım. Ataberk beni gördüğü zaman seri adımlarla yanıma gelmişti. Ona bıkkınca bakıp,ruhsuz bir şekilde''Ne var?Ne istiyorsun''diye sordum. Ataberk ise halime şaşırmış benziyordu. ''Eylül ne bu tavırların?'' diye sordu. Ben ise alaycı bir kahkaha attım. Şu anda beni hiç tanımayan biri deli olduğumu sanabilir.''Acaba neden bu tavırlarım Ataberk?'' diye sordum alt dudağımı üst dudağımla kapatarak.''Eylül bak neyi kastettiğini hiç anlamıyorum. Yanlış ne yaptım?'' diye sordu. Sinirle karşısına dikilip işaret parmağımla göğsüne dokundum.'' Ne mi yaptın? Çok mu merak ediyorsun? O zaman açıklayayım;biz diye birşey yok!Artık sen ve senin öpüştüğün kız var''deyip parmağımı çektim. Tam gidecektim ki kolumdan yakaladı. ''Sen neden bahsediyorsun?''diye bilmeyeni oynadı. Aslında neyi kastettiğimi çok iyi biliyordu. Bunu göz kaçırmasından ve her dakikasında yutkunmasından anlamıştım.''Ah!Hadi ama Ataberk' Bana bilmeyeni oynama'' dedim. Ataberk ise sırıtıyordu. Sırıtmasına anlam veremediğim bir şekilde baktım. O da bunu anlamış olacak ki söze girdi ''Öyle birşey yok Eylül'cüm. Eğer varsa da elinde bir kanıt yok''deyip çok bilmişlik tasladı. Sözlerini duyunca ağzımdan histerik bir kahkaha kaçtı. ''Sen öyle san Ataberk Bey'' Deyip koşarak sınıftn çıktım. Başak'ların sınıfının kapısına geldiğim zaman hiç durmadan Başak'ın sırasına yöneldim. Yine telefonuyla oynuyordu. Kaşla göz arası telefonu alıp,Başak'ı dediklerini duymazdan gelerek sınıfa doğru koştum. Ataberk'in karşısına dikilip Damla ile Başak'ın mesajlarına girdim.Yukarılara çıktığım zaman aradığım fotoğrafı buldum. Telefonu Ataberk'in gözüne sokarcasına gösterdim. ''Peki,peki. Bak o zaman sarhoştum -yutkunma- Gördüğün kız ben bar taburelerinden birine otururken karşıma dikildi. Sonra beni öpmeye başladı. Ben de o anki kafayla karşılık verdim. Özür dilerim''dedi. Bunların hepsini suçlu bir çocuk edasıyla söylemişti. Acaba ona inansam mı? Yoksa sağ tarafımı dinleyip onu suçlamaya devam mı etsem? ''Bana bunları kanıtlayabilir misin? Nereden bilicem kızın seni öpmeye başladığını. Belki ilk sen öpmeye başladın. Belki o kızı yat-'' demeye sözüm kalmadan yanağımdaki acıyla kafam sağ tarafa dönmüştü. Sevdiğim çocuk bana tokat atmıştı. Ataberk. Bana.Tokat.Attı. Kafamı kaldırdığım zaman Ataerk gözlerinde bir sürü duygu gösteriyordu.Kin,pişmanlık,öfke,hüzün,sevgi ve özlem. Bunları anlamak zor olmamıştı.Gözyaşlarımla beraber çantamı tek omzuma takıp sınıftan çıktım. Sanırım bana gelecek en iyi şey Ayşe Hanım'dı.


Ayşe Hanım'ın hastaları olduğu için saat 4.30 civarı sade bir kafede buluşmayı teklif etti. Ben de anlayışlı bir şekilde tamam dedim.


Buluşma saatimiz geldiği zaman kafeye varmıştım bile. Kapıdan girdiğim zaman etrafa göz atmaya başladım. Ayşe Hanım'ı cam kenarında,camdan dışarıya bakarken gördüğüm zaman istem dışı sırıttım. Sessiz adımlarla arkasına geçip ellerimle gözlerini kapattım. ''Bil bakalım ben kimiiim?'' dedim neşeli çıkan sesimle. Bu kadın annem gibiydi. Tam benim kafadan ve huyları bana benziyordu. İnatçı,mızmız ve fazla iyimser. ''Imm... Buldum kesin Eslin. Eslin,kızım sensin. Hadi geç otur çünkü bir sıcaklık geldi''dedi. Benim ise kaşlarım otomatikman çatılmıştı. ''Yaaa. Demek öyle Ayşe Hanım. Senin Eslin diye bir kızın var''dedim. Türk kızı tribi mod:on halindeyim şuan. ''Ya Eylül,saçmalama. Ben sen olduğunu biliyordum. Sadece ufak bir şaka yapmak istemiştim. Hem benim senden başka kızım yok ki. Olmasın da''dedi sesi cümlede kısılırken. Ben de daha fazla dayanamayarak kollarımı annemin bedenine sardım. Ayrıldığımız zaman ise ''Eee Eylül? Benimle konuşmak istediğin konu ne?'' diye sordu anneciğim gözlerimin içine bakarak. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. ''Benim bir sevgilim vardı. Bu bir kızla öpüşmüş. Benim daha yeni haberim oldu. Bunu öğrendiğim zaman bağırdım,çağırdım... Yani anlıyacağın psikolojim alt üst oldu. Bu konuda nasıl birşey yapabilirim?'' diye sordum.''Yaşadığın şey gerçekten zormuş. Bence onu takmıyormuş gibi yap. Onu kıskandır. Yani rol icabı bir sevgili bul.Eğer seni seviyorsa kıskanıp gözü dönecektir'' dedi. ''Bu konularla ilgili pek bilgi sahibi değilim. Belki... Rol icabı sevgiline gerçekten aşık olursun ve unutursun?''dedi soru sorar bir biçimde. Aslında fazlasıyla haklıydı. Başımı sallayarak ona hak verdiğimi belli ettim.'' Eylül seninle bir konu üzerinde konuşmam gerek''dedi. Konuşacağı şeyi fazlasıyla merak ediyordum. Kötü mü yoksa iyi birşey mi? ''Tabii anneceğim. Seni dinliyorum''dedim. Sesim Sezercik gibi çıkmıştı. ''Eylül. Ben birşeyden şüpheleniyorum. Yani...Sanki sen benim öz kızımmışın gibi geliyor. Bir DNA testi yaptırabilir miyiz?''diye sordu. Sesinde utangaçlık hissettim. Aslında ben de aynı şeyleri hissediyordum. ''Pekala,yaptıralım. Ben de siz benim öz annemişsiniz gibi hissediyorum''diye gerçekleri söyledim. Anneciğim ayağa kalkıp ''Hadi o zama ngidelim''deyip kapıya yöneldi. Ben deonu seri adımlarla takip ettim.


Hastaneye gelip kanlarımızı aldılar. Sonuçlar 7-10 gün arasında sonuçlanırmış. Bu kadar gün okulda,evde ve sahilde ruh gibi dolaştım. Başak ile Damla ile pek konuşmuyordum. Okulda da hem sevgili adayı arıyor hem de Ataberk'i izliyordum. Arada sırada ona bakınca göz göze geliyorduk. O bana acı acı gülümserken ben boş bir ifadeyle önüme dönmekle yetiniyordum.


Ayşe Hanım ile hastaneye gitme kararı almıştık. Şu anda deri koltuklarda sonuçları bekliyorduk. Elinde birkaç kağıtla saçlarına ak düşmüş bir doktor karşımızda duruverdi. Biz de ise hiç beklemeden ayağa kalkmıştık. İçim kıpır kıpır olmuştu. ''Ayşe Hanım ile Eylül değil mi?'' diye bir bana bir de Ayşe Hanım'a baktı. Biz de birkaç onaylayıcı mırıltılar çıkardık. ''Sonuçlara göre Ayşe Hanım...

Eylül sizin öz kızınız''


Yeni bölüm biraz kısa geldi. Tamam baya kısa geldi ama çok yoğunum.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum :) <3 :*

Multimedyada Eylül'ün ağladığı anlardaki hali.

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin