D (2)

165 9 5
                                    

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Aslında hemen uyanmazdım. Ama Damla alarm sesimi Ajdar-Şahdamar yapınca mecburen uyanmak zorunda kaldım.

Ayaklarımı süreye süreye ve Damla'ya söve söve banyoya gidiyordum. Elimi-yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Çok düşünceli (!) arkadaşım Damla sağolsun okul üniformalarımı sandalyenin üstüne koymuş. Üniformalarımı giyip saçımı düzleştirmeye koyuldum. Saçlarımı da düzleştirince aşağıya indim. Damla ile Başak çoktan tostlarını yiyorlardı. Ben de hemen makineye ekmek koydum. Ekmek de olurken rafdan bardak çıkartıp içine meyve suyu koydum. Tostumu ve meyve suyumu alıp masaya oturdum. Tostumu yerken Başak konuşmaya başladı."Okulumuza yeni bir çocuk gelicekmiş,erkekmiş. Aynı zamanda yakışıklımış. Bana da dün Hira dedi" dedi Başak.

"Elalemin çocuğu bizi ilgilendirmiyo" diye umursamazca konuştum. İçimden de "Keşke yeni çocuk,sahildeki çocuk olsa" diye geçirmiştim. Ama nerde ben de o şans. Tostumu bitirdikten sonra "Hadi kalkalım,geç kalıcaz" deyip sandalyemden kalktım. Benimle birlikte Damla ve Başak'ta kalktı. Ayağıma siyah nikelarımı giydim. Başak ve Damla'da ayakkabılarını giyince evden çıktık. Zaten 10 dakika da okula vardık. Damla ve Başak bana el sallayarak sınıflarına girdiler. Ben de kendi yerime geçtim. Yerimi çok seviyorum. Çünkü cam kenarının en arka sırasında oturuyorum. İlk ders Matematik olduğu için uyuma kararı aldım. Kafamı sıraya gömüp gözlerimi yumdum. Ama uyuyamadım. Bu sefer hırkamı kafamın altına koyup öyle uyumayı denedim. Yanımda bir hareketlilik hissettim. Kafamı kaldırsam mı?kaldırmasam mı?diye düşünùp durdum.

*Bence kafanı kaldırma. Sonuçta yanındaki seni meraklı sanabilir.*

Bu konu hakkında iç sesime hak verdim. Onun için yanımdakini umursamayarak uyumaya çalışmaya devam ettim. Zaten çok geçmeden uyku bedenimi ele aldı.

Emir'den

Yanına oturduğum zaman kafasını bile kaldırmadı. Bu,o dün sahilde gördüğüm kızdı. Hayır yani insan bi merak eder demi yani.

Düzenli nefes alıp vermesinden uyuduğunu anladım. Ben niye bu kızı düşünüyorum ki.

"Emir Demir?" hocanın ismimi söylemesiyle yoklama aldığını anladım."Burdaa!!" diye bağırdım

"Emir'cim sen sanırım yeni geldin. Tanıt bakalım kendini."dedi. Bıkkınlıkla nefesimi dışarı üfleyip ayağa kalktım."Emir Demir. 17 yaşındayım. Eskiden Uyar Kolej'inde okuyordum. Kavga ettiğim için atıldım ve buraya geldim." dedim. Bu nerdeyse hayatımda yaptığım en uzun konuşmaydı. Hoca kafasını sallayıp oturmamı söyledi. Ben de oturdum.

"Eylül Taş?" diye hoca benden sonra ki kişinin ismini söyledi. Hoca bu tarafa doğru yanımdaki kıza baktı."Ahh ahh! Bu kız hiç akıllanmıycak. Yine uyumuş." diye söylendi. Demek ki yanımdaki kızın adı Eylül'dü. Birden esneyimce uykumun geldiğini anladım. Ve ben de yanımdakı kız gibi uykuya daldım.

Eylül'den

Zilin çalmasıyla gözlerimi araladım. Daha yeni 1.ders bitmişti. Kafamı kaldırdığım zaman yanımda bir çocuğun uyuduğunu gördüm. Kafası diğer tarafa dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Sandalyemi geriye itip sıramdan çıktım. Çocuğu çok merak ediyordum. Ona baktığım zaman ağzım 5 karış açık kalmıştı. Bu oydu. Sahildeki çocuk. Benim deyimimle Duygusuz. O zaman bu okula yeni gelen çocuktu. Ve sınıf defterinde ismi vardır. Koşarak sınıf defterinin yanına gittim. Listeyi elime aldığım zaman incelemeye başladım. Ortalara geldiğim zaman farklı bir isim ilgimi çekti. Emir Demir. Adı demek ki Emir'miş. Ben niye bu çocuğu önemsiyordum ki.

*Aşık olmuşsundur. O sert haline büyülenmişsindir.*dedi canım (!) iç sesim. Hayır yani sen niye karışıyorsun ki. Karışmazsan olmaz mı sanki? Hem onu gördüğüm zaman midemde kelebeklerim uçuşması,kendi kendime saçmalamam ona aşık olduğum anlamına gelmez dimi?

DUYGUSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin